sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

SEVEN VE SEVİLENLERDEN OLABİLMEK -2

25.07.2020
667
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd, Âlemlerin Rabbi Rahman, Rahim, Aziz, Cebbar, Mütekebbir bizlere Kur’an ve Sünnet vasıtası ile kurtuluşun yolunu gösteren Allah azze ve celleye mahsustur. Salat ve Selam sevgili peygamberimiz örneğimiz, önderimiz olan Peygamberlerin sonuncusu Hz. Muhammed (s.a.v) e âline, ashabına ve onlara tabi olanların üzerine olsun…

Kul Rabbine olan; muhabbet ve bağlılığını fani varlıklara duyduğu, sevgi ve bağlılıkların üzerine çıkarmadıkça kamil bir imana erişemez. Gönülden razı olarak yapılan en ufak bir ibadet dağlar misali büyük görünen samimiyetsiz ve isteksiz yapılan amellere kıyas edilemeyecek kadar üstündür. Bunun en mühim göstergesi de şudur muhabbetlerin zirvesi olan Muhabbetullah’ta kendini gösterir. Bununla beraber her şeyin olduğu gibi muhabbetinde yaratıcısı Allah (c.c) tır. O dilemedikçe kul bu makama yükselemez. Öyleyse bu hususta kula düşen; Hakk’a tazarru niyaz ve iltica halinde bulunmaktır. Allah (c.c) Furkan Suresi 77. Ayeti kerimede şöyle buyurmaktır ‘De ki: Yalvarmanız olmasa Rabbim size niye değer versin?…’

Allah (c.c) un sevgisinin kulda bazı alametleri vardır. O alametler kulda bulunursa veyahut ta bu alametlerin varlığını kendisi hissederse Allah’ın kendisini sevdiğine dair bir delil teşkil eder.

  1. Kulun düzenli bir hayata sahip olması. Allahu Teala bir kulunu severse çocukluğundan itibaren onu en güzel şekilde yetiştirir. Kalbine imanı nakşeder. Aklını nurlandırır. Sevgisine has birisi olarak seçkin kılar, kulluğunu has kılar. Dili daima O’nun zikriyle meşguldür. Organları, O’na kullukla meşgul olur. İşte Allah (c.c), kul ile arasını açacak, kulu kendisinden uzaklaştıracak her türlü şeyden onu uzaklaştırır. Daha sonra kul diğer insanlara muhtaç olmadan işlerin idaresini eline alır. Yani Allah onu diğer kullara muhtaç etmeden işlerini yürütür. Onu zahiri ve batini anlamda destekler. Artık onun tek bir derdi vardır. Zira onun meşgul olduğu tek şey Allah sevgisidir, Allah’a itaattir.
  2. Allah’ın (c.c), kula merhametlice davranması. Bundan maksat, yumuşak davranmak, ona karşı lütufkâr davranmak ve ona en güzel bir şekilde muamele etmektir.
  3. İnsanın yeryüzünde diğer insanlar tarafından büyük kabul görmesi. Bundan maksat, insanların kalplerinin Rabbin sevdiği bu sevgili kula meyletmesi, onu sevmesi, ondan razı olması ve Ebu Hureyre’nin naklettiği hadiste ifade edildiği üzere ona övgüde bulunmasıdır. Allah Resulü şöyle buyurmuştur ‘’Allah bir kulu sevdiğinde, Cebrail’e, ‘Allah falanı seviyor, onu sende sev’ diye seslenir onu Cebrail’de sever. Sonra o sema ehline (meleklere) ‘Allah falanı seviyor, onu sizde sevin’ diye seslenir. Sonra bütün sema ehlide onu sevmeye başlar. Sonra onun için yeryüzü halkı arasına hüsn-ü kabul konulur.’’ (Buhari Tevhid Müslim, birr)
  4. İmtihana tabi tutulması. Enes bin Malik’den (r.a) nakledilen bir rivayete göre, Allah Resulü (s.a.v) şöyle buyuruyor ‘’Mükâfatın büyüklüğü belanın büyüklüğüyle orantılıdır. Allah bir cemaati sevdiğinde onları musibete müptela eder. Kim bundan razı olursa, Allah’ta ondan razı olur. Kim de razı olmazsa, Allah’ta ondan razı olmaz.’’ (Tirmizi Zühd). Onları günahlarında kurtarıncaya kadar türlü şekillerde imtihana tabi tutar. Onlara karşı düşkünlüğünden dolayı kalplerini dünya meşgalelerinden arındırır. Allah (c.c.) kullarına karşı düşkün olduğu için onları kıskanır. O’nun sıfatlarından biride kıskançlıktır. Sevdiği kulunun kendisinden başka biriyle ilgilenmesini kıskanır. Sevdiği kulun, dünyanın aldatıcı nimetleriyle meşgul olmasına razı olmadığı için onu türlü musibetlerle imtihan eder. Ancak kul, bu imtihandan lezzet duyar ve sabreder. Böylece kendisini Allah’tan uzaklaştıracak olan zaman ve imkanı bulamaz. Bu itibarla, ahirette kendisine zarar verecek durumlara düşmez. Allah sevdiği kulunun, mücadele konusundaki sadakatini görmek için dünyada bir kederle veya insanları ona musallat kılmakla imtihan eder. Allah (c.c.) şöyle buyurmuştur ‘’Andolsun ki içinizden cihad edenlerle sabredenleri belirleyinceye ve söylediklerinizde samimi olup olmadığınız ortaya çıkıncaya kadar sizi imtihan edeceğiz.’’ (Muhammed 31). Hiç şüphesiz Allahu Teala’nın bu şekilde imtihana tabi tutması, insanda bulunan imanın ölçüsüne ve Allah sevgisinin şiddetine göre şekillenmektedir. Sa’d bin Ebu Vakkas (r.a) Allah Resul’üne ‘Ey Allah’ın Resulü! İnsanlardan en çok kimler belaya uğrar?’ diye sormuş. Rasullullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur ‘Peygamberler, sonrada yücelik bakımından onlara yakın olanlar. Kişi diyaneti nispetinde belaya maruz kalır. Kim dininde şiddetli ve sağlam olursa, onun belası da şiddetli olur. Şayet dininde zayıflık varsa, Allah onu da diyaneti nispetinde imtihan eder. Bela kulun peşini bırakamaz. Ta ki kul, hatasız olarak yeryüzünde yürüyünceye kadar.’ (Tirmizi Zühd)
  5. Salih bir amel üzere ölmesi: Allah Resulü (s.a.v) bu konuyla ilgili bir hadiste şöyle buyuruyor: ‘’Allah bir kulu sevdiğinde onu ballandırır.’’ Sahabiler, ‘’Onu ballandırması ne anlama geliyor?’’ diye sordular. Peygamberimiz, ‘’Onun ecelinin salih bir amele denk getirir. Böylece komşuları ve etrafında olanlar ondan razı olurlar.’’

inşAllah kontrol edelim bir bakalım bizlerde bu alametler var mı? Kalan bölümü de bir dahaki yazımızda görüşmek üzere.

Oradaki duaları: ‘Allah’ım, Sen ne yücesin’dir ve oradaki dirlik temennileri: ‘Selam’dır; dualarının sonu da: ‘Gerçekten, hamd alemlerin Rabbi olan Allah’ındır.’

(Yunus – 10)

ALLAH’A EMANET OLUN

ELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.