SEYYİD KUTUB’UN BAKIŞ AÇISIYLA AL-İ İMRAN SURESİ 44. AYET
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
44- Bunlar sana vahiy yolu ile bildirdiğimiz gayb alemine ilişkin haberlerdir. Onlardan hangisi Meryem’in sorumluluğunu üstlenecek diye kalemleri ile Kur`an çekerlerken sen yanlarında değildin, bu konuda çekişirken de orada değildin.
Bu âyet, annesi onu bir kız çocuğu olarak Havra’ya getirdiğinde, Rabbine verdiği sözü ve adağı teslim ettiğinde Havra’nın hizmetlilerinin Meryem’in ihtiyaçlarını üstlenmede yarıştıklarına işaret etmektedir. Ayetin metni elde bulunan Eski Ahit (Tevrat) ve Yeni Ahit (İncil) de kaydedilmeyen bir olaya değinmektedir. Yalnız bu olayın Hahamlar ve Rahipler tarafından havra hizmetlerinin kalemlerinin atılması olayı bilinen bir mesele olması gerekmektedir. Meryem’in kimin payına düştüğünü öğrenmek için atılan kalemlerin… Kur’an ayetleri olayın detaylarına inmez. Bazen bunun, muhatap alınan kimselerce bilindiğinden böylece yapar. Ya da bu detayların gelecek nesillere vermek istediği mesajın gerçek temeline fazla bir katkısı olmadığından onları öz olarak verir. Fakat biz Havra hizmetlilerinin Meryem’in kimin payına düştüğünü anlamak amacıyla özel bir yöntem kullanmada kalemleri atma yoluyla anlaştıklarını anlayabiliriz. Nitekim biz de bu tür olaylarda kura yöntemini kullanıyoruz. Bir takım rivayetler onların kalemlerini Ürdün nehrine attıklarını hepsinin kalemlerinin akıntıya kapıldığını yalnız Zekeriyya’nın kaleminin atıldığı yerde kaldığını ve bu durumun aralarında işaret olarak kabul edildiğinden Meryem’i O’na teslim ettiklerini kaydetmektedirler.
Bunların hepsi Resulullah’ın (salât ve selâm üzerine olsun) görmediği, ilmini elde etme imkânına ulaşmadığı gayp konularındandı. Hatta bunlar çoğu zaman Havra’nın deşifre edilmeyen ve açıklanması doğru olmayan sırlarından sayılırdı. Kur’an bu sırları -o zamanki ehl-i kitabın ileri gelenlerine karşı- bir delil olarak kullandı. O’nu doğru sözlü peygamberine Allah’tan vahiy geldiğine bir işaret olarak gösterdi. Ehl-i Kitabın bu delili red ettiğine dair hiçbir kayda rastlanmamıştır. Eğer bu mesele tartışma konusu olsaydı peygamberle tartışırlardı. Zira kendileri tartışmaya gelmişlerdi!
BİR MUCİZE
Şimdi İsa’nın doğuşuna geliyoruz. İnsanlara göre gerçekten büyük bir hayretengiz, Allah’ın mutlak iradesine göre ise normal bir iş olan meseleye…