SEYYİD KUTUB’UN BAKIŞ AÇISIYLA ARAF SURESİ 38. VE 39. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
38- “Allah onlara “Sizden önce gelip göçen cin ve insan toplulukları yanında cehenneme giriniz ” der. Her cehenneme giren topluluk yoldaşına lânet okur. Sonunda hepsi biraraya gelince sonrakiler, kendilerinden öncekiler için “Ey Rabbimiz, bizi bunlar yoldan çıkardı, onun için bunlara bir kat daha fazla cehennem azabı çektir” derler. Allah da onlara “Herbirinizin azabı ikiye katlanmıştır, ama bilmiyorsunuz. “
39- “Öncekiler de, kendilerinden sonrakilere “Sizin de bizden bir farkınız yoktu. O halde siz de işlediğiniz kötülüklerin karşılığı olan azabı çekiniz ” derler.
“(…) Sizden önce gelip geçen cin ve insan toplulukları yanında cehenneme giriniz.”
Burada, ateşte, cin ve insanlardan arkadaşlarınıza, dostlarınıza katılın… Rabbine isyan eden iblis değil miydi? O değil miydi Adem ve eşini cennetten çıkaran? Evlâtlarından saptırdığını saptıran o değil miydi? Yüce Allah’ın O’nu ve O’na kananlar ateşe dolduracağını vadettiği o değil miydi?.. O halde birlikte girin ateşe… Öncekiler ve sonrakiler giriniz. Çünkü hepiniz birbirinizin dostusunuz. Birbirinizden farkınız yok sizin.
Dünyadayken bu milletler, topluluklar ve gruplar birbirlerinin dostlarıydılar. Sonrakiler önce gelenleri takip ederdi. Uyulanlar uyanlara direktifler verirlerdi. Bugünse, aralarında nasıl kin baş gösterdiğini, birbirlerine nasıl kötü sıfatlarla hitap ettiklerini görelim:
“(…) Her cehenneme giren topluluk yoldaşına lânet okur.”
Sonunda oğulun babasını lânetlemesi, efendisinin kölesine sahip çıkmaması, tanımazlıktan gelmesi ne kötü…
“(…) Hepsi biraraya gelince…”
Sonrakilerle öncekiler buluşunca, uzaklarla yakınlar birleşince, aralarında çekişme ve tartışma başlar:
dan çıkardı, onun için bunlara bir kat daha fazla cehennem azabı çektir’ (derler.)
Komedileri ya da trajedileri böyle başlar. Sahne birbirine dost olanları ve yardakçıları ortaya çıkarıyor. Bunlar düşmanlar gibi birbirlerini tanımazlıktan geliyorlar, bazısı bazısını itham ediyor. Kimisi kimisine lânet okuyor. “Rabbimiz”den en kötü cezayı vermesini istiyor. İftira attıkları, ayetlerini yalanladıkları “Rabbimiz”den… Bu günse, sadece O’na dönüyorlar, dua ederek O’na yöneliyorlar. Gelen cevap tam da dualarına karşılık oluyor.. Ama ne karşılık…
“(…) Allah da onlara “Herbirinizin azabı ikiye katlanmıştır, ama bilmiyorsunuz der.”
Hem size hem de onlara isteğiniz “azabın ikiye katlanması cezası” verilmiştir.
Duanın cevabını duydukları zaman aleyhlerinde duada bulunanlar dua edenlere karşı adeta seviniyorlar. Onlara dönüp şamatayla “hep birlikte bu cezayı haketmişsiniz’ derler.
“Öncekiler de kendilerinden sonrakilere “sizin de bizden bir farkınız yoktu. O halde siz de işlediğiniz kötülüklerin karşılığı olan azabı çekiniz” derler.”
Bu alaylı ve aşağılayıcı sahne de böylece bitmiş oluyor, ardından bu değişmez sona ilişkin bir açıklama ve bir vurgu yer alıyor. Bu da nimetler yurdundaki müminlerin oluşturduğu karşıt sahnelerin sunulmasından önce yapılıyor.