sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

SEYYİD KUTUB’UN BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 280. AYET

SEYYİD KUTUB’UN BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 280. AYET
21.09.2019
620
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

 

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

280- Eğer borçlunuz darda ise eli genişleyinceye kadar ona mühlet tanıyın. Eğer bilirseniz, alacağınızı bağışlamanız sizin hesabınıza daha hayırlıdır.

Bu, İslam’ın beşeriyet için getirdiği hoşgörü ve cömertliktir. Bu, bencillik, cimrilik, tamahkarlık, azgınlık ve susuzluğun kavurucu sıcağında yorgun düşmüş beşeriyetin sığındığı sürekli bir gölgeliktir. Nihayet bu, borç veren-borç alan ve bütün bunları gölgesinde barındıran toplum için bir rahmettir.

Bu sözlerin, çağdaş materyalist cahiliyenin kuraklığında yetişen bedbaht akıllarda “makul” bir anlam ifade etmeyeceğini, taşlaşmış, ahmak duyguların bunların tatlı zevkine varamayacağını biliyoruz. Bunlar özellikle, başlarına bir felaket gelip mal, yiyecek, giyecek, ilaç ve bazan ölülerini gömmek için paraya muhtaç olduğu halde şu materyalist, alçak, pinti ve cimri dünyada kendilerine uzanacak bir yardım elini bulamayan, bu yüzden zorunlu olarak vahşilerin yuvalarına sığınan muhtaç ve felaketzedelerin ihtiyaçlarının giderilmesi ve zaruretlerinin karşılanması amacıyla kendi istekleriyle koşarak ayaklarıyla kapana düşmesini, köpekler gibi ağızlarını yalayarak avlarını kollayan yırtıcı faizcilerdir… Gerek böylesi, gerekse, suçlarını hoş göstermek ve korumak için varolan ve faizin bunların kasalarına yasal yollardan girmesini sağlamak için çırpınan bir yığın ekonomik kuramı, bilimsel eseri, profesörü, enstitüyü, üniversiteyi, tüzük ve kanunu, polisi, yargı organlarını ve orduları arkasına alan bankerlik kuruluşları ve bankalarda muhteşem bürolarında rahat koltuklarına kurulan diğerleri olsun farketmez…

Biz, bu sözlerin o kalplere ulaşamayacağını biliyoruz… Buna rağmen biliyoruz ki, bu sözler gerçeğin ta kendisidir. Ve insanlığın mutluluğunun bunları dinleyip sarılmasına bağlı olduğuna da içtenlikle inanıyoruz.

“Eğer borçlunuz darda ise eli genişleyinceye kadar ona mühlet tayın. Eğer bilirseniz, alacağınızı bağışlamanız sizin hesabınıza daha hayırlıdır.”

İslâm’da darda olan borçlu, borç sahibinden ya da kanun ve mahkemeden kurtulamaz. Ancak eli genişleyene kadar beklenir. Sonra müslüman toplum bu darda kalmış borçluyu bırakacak değildir. Ayrıca yüce Allah, borç sahibini, .şayet bu iyiliği istiyorsa borcunu sadaka olarak bağışlamaya davet etmektedir. Bu işin altında gizli olanı, yüce Allah’ın bildiğini bilseydi bunun hem kendisi, hem borçlu, hem de dayanışmalı hayat için çok daha iyi olduğunu bilirdi.

Çünkü, borç verenin, darlıkta olup borcunu ödeyemediği halde borçluyu sıkıştırıp boğazını sıkması faizin iptal ediliş hikmetinin büyük bir kısmım ortadan kaldırır. Burada emir, -şart ve cevap şeklinde- eli genişleyip ödeyebilecek duruma gelene kadar beklemek şeklindedir. Hemen yanında da varlık durumunda borcun tümünün ya da bir kısmının sadaka olarak bağışlanması yer almaktadır.

Bununla beraber borcunu ödeyip hayatını kolaylaştırması için diğer ayetlerde zekat dağıtımında dara düşmüş bu borçluya pay ayrılmaktadır: “Kuşkusuz sadakalar; fakirler, miskinler… ve borçlular içindir.”·(Tevbe Suresi, 60)

Bunlar borçlarını şehvetleri ve zevkleri uğruna harcamayıp iyi ve güzel şeyler için harcayan, ancak şartların bu duruma soktuğu kimselerdir. Arkasından, ayetin devamında, mümin nefsi titretecek ve bütün borcunu

ödeyip hesap günü Allah’ın huzuruna kurtulmuş olarak çıkmayı temenni ettirecek tarzda derin ilhamlar gelmektedir:

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.