sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

SEYYİD KUTUB’UN BAKIŞ AÇISIYLA YUNUS SURESİ 88. VE 89. AYET

SEYYİD KUTUB’UN BAKIŞ AÇISIYLA YUNUS SURESİ 88. VE 89. AYET
01.03.2021
959
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

88- Musa dedi ki; “Ey Rabbimiz, sen dünya hayatında Firavun’a ve yakın adamlarına debdebe ve bol servet verdin. Ey Rabbimiz, bunlar insanları senin yolundan saptırmak için kullanılıyor. Ey Rabbimiz, onların servetlerini mahvet ve kalplerini sıkıca mühürle ki, acıklı azabı görmedikçe iman etmesinler.

89- Allah dedi ki; “İkinizin duası kabul edildi, doğrultunuzdan şaşmayınız, bilmezlerin yoluna girmeyiniz.

“Ey Rabbimiz, sen dünya hayatında Firavun’a ve yakın adamlarına debdebe ve bol servet verdin.”

Onlar bu imkânlarla insanları senin yolundan saptırıyorlar. Ve bu imkânların, bu nimetlerin başkalarında uyandırmış olduğu imrenme yoluyla veya malın zenginlere sağlamış olduğu güçle onlar insanları saptırıyorlar. Başkalarını kendilerine boyun eğdiriyor veya onları aldatma gücünü elde ediyorlar. Hiç şüphesiz ki, nimetin bozguncuların elinde bulunması; bu nimetlerin bir deneme ve imtihan için verildiğini, ayrıca bu nimetlerin Allah’ın dünya ve ahirette mü’minler için hazırlamış olduğu lütfunun yanında fazla bir değer taşımayacağını kesin bir şekilde kavrayabilecek düzeye kavuşmamış kalpler üzerinde, hayli sarsıcı bir etki yapacaktır. Burada Hz. Musa, tüm insanlar için sözkonusu olan realiteyi gözönünde bulundurmaktadır ve bundan söz etmektedir. Onun için bu saptırmanın durdurulması, azgın ve saptırıcı güç odaklarını azgınlık ve saptırmaya yolaçan vasıtalardan mahrum etmesini talep etmektedir. Allah’ın bu malları yokederek, silip süpürerek ortadan kaldırmasını istemektedir. Sahiplerinin onlardan yararlanmayacağı hale getirmesini dilemektedir. Hz. Musa’nın Allah’ın acıklı azabını görünceye kadar iman etmemeleri için onların kalplerini katılaştırmasına ilişkin duası ise, sözkonusu kalplerin düzeleceğinden, tövbe edip dönüş yapacağından ümidini kesmiş bir davetçinin bedduasıdır. Beddua ediyor ki, yüce Allah azap gelinceye kadar onların kalplerinin katılığını ve kapalılığını artırsın. Zaten azap geldikten sonra inanmaları bir fayda vermeyecektir. Çünkü azabın gelip çattığı anda iman etmek, bir anlam ifade etmez. Ve insanın kendi tercihine dayalı gerçek bir tevbe ettiğini göstermez.

“Allah dedi ki; `İkinizin duası kabul edildi.”

Sizin dileğiniz kabul edildi ve karar verildi.

“Doğrultunuzdan şaşmayız.”

Belirtilen süre gelinceye kadar yolunuzda ve hidayet üzerinde yürümeye devam edin.

“Bilmezlerin yoluna girmeyiniz.”

Çünkü onlar bilinçsizce uğraşıp dururlar. Planlarında ve önlemlerinde kesin bir kanaate varamazlar. Her zaman sonuçtan endişelidirler. Kendilerinin doğru yolda mı yürüdüklerini, yoksa sapık bir yolda mı yürüdüklerini anlayamazlar.

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.