SEYYİD KUTUB’UN BAKIŞ AÇISIYLA YUSUF SURESİ 33. VE 34. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
33- Yusuf dedi ki; “Ya Rabbi bana göre hapse girmek bunların benden istediklerini yapmamdan daha iyidir. Eğer beni onların komplolarından uzak tutmazsan ağlarına düşer, böylece cahillerden biri olurum.”
Yusuf, “bu kadının istediğini yapmaktan…” demiyor! Tam tersine, “bunların istediklerini yapmaktan…” diyor! Demek ki bu noktada ister sözleriyle, ister hareketleriyle, isterse bakışlarıyla olsun, tüm kadınlar kendisine davetiye çıkarmaktadırlar. Yusuf ise, bu sürekli tahrik karşısında bir an belki zaafa düşebilirim korkusuyla, sözkonusu kadınların kendisini tuzaklarına düşürme girişimlerini bertaraf etmesi için Allah’dan yardım istiyor. İçinde bu korkuyu duyar duymaz, ellerini Allah’a açarak, kendisini kurtarmasını istiyor:
“Eğer beni onların komplolarından uzak tutmazsan ağlarına düşer, böylece cahillerden biri olurum.”
Masumiyetiyle gururlanmayan, neticede insan olduğunun bilincinde olan bir kimsenin duasıdır bu! O, Rabbinin kendisine daha fazla yardım etmesini, daha çok gözetmesini istemekte; yüzyüze bulunduğu fitne, tuzak ve ayartma girişimlerine karşı sadece Allah’dan yardım dilemektedir.
34- Allah, onun bu duasını kabul ederek kendisini kadınlardan uzak tuttu. Hiç kuşkusuz O her şeyi işitir, her şeyi bilir.
Ayette sözü edilen “uzak tutma”, kadınların yüreklerini Yusuf’un kendilerine yanaşabileceği olasılığı noktasında bunca çabanın ardından karamsarlıkla doldurma; ya da ayartmalara kanmama noktasında Yusuf’a daha da direnç aşılanarak, onu ayartmalardan hiç etkilenmeyecek bir güce ulaştırma biçiminde olmalıdır. Yine her iki olgunun birlikte sözkonusu olabileceğini düşünmek de mümkündür.
“O her şeyi işitir, her şeyi bilir.”
Yüce Allah işiten ve bilendir. Tuzağın ayak seslerini de, duayı da işitmektedir! Tuzağın da, duanın da arka planındakileri en iyi biçimde bilmektedir!
Hz. Yusuf, yüce Allah’ın lütfu ve gözetimiyle, ikinci sınavı da böylece atlatıyor. Onun bu başarı ve kurtuluşuyla, bu yaman kıssanın ikinci perdesi de böylece sona eriyor…
Bu, Yusuf’un yaşamındaki çetin ve zorlu sınavlardan, üçünçü aşama, üçüncü ve de son sınavdır. Tüm bunların ardından zenginlik ve bolluk dönemi gelecektir. Güçlük ve zorluğa karşı direnci sınanan Yusuf’un, bunun ardından zenginlik ve bolluğa karşı direnci sınanacaktır. Kıssamızın bu bölümünde, suçsuzluğu anlaşılan Yusuf’un daha sonra hapse atılmakla sınandığını göreceğiz. Zulme uğratılmış suçsuz bir insana, -yüreği her ne kadar suçsuzluğun getirdiği, güvenceyle rahat dâ olsa- hapis cezası kuşkusuz çok daha ağır gelecektir.
Bu sınav dönemi süresince, Allah’ın Yusuf üzerindeki nimetleri somut bir biçimde ortaya çıkacaktır: Allah Yusuf’a rüyaları yorumlayabilme, başlamış olayların yakın gelecekte nasıl noktalanacağını önceden bilebilme gibi ilahi bir bilgi bahşedecektir. Yine Allah’ın nimeti olarak sonuçta Yusuf, kralın huzurunda suçsuzluğunu resmen, açıkça ve mutlak bir biçimde ilan edecek; gayp aleminde önceden yazıldığı üzere onun önemli bir makam, mutlak bir güven ve olağanüstü bir yöneticilik elde etmesini sağlayacak tüm yetenekleri ortaya çıkacaktır.