SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA AHKAF SURESİ 4. AYET
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
4- Ey Muhammed! De ki: “Allah’ı bırakıp taptığınız şeyleri gördünüz mü? Bana gösterin, onlar yerden neyi yarattılar? Yoksa göklerin yaratılışında onların bir ortay mı var? Eğer doğru iseniz bundan önce inmiş olan bir kitap, yahut bir bilgi kalıntısını getirin.”
Bu Allah’ın Rasulüne toplumun karşısına, göz önündeki evren kitabının tanıklığını dayanak göstererek çıkması konusundaki telkinidir. O kitap ki; düşmanlık ve salt karşı olmaya dayanır durumun dışında, tartışma ve yanıltmaya şans tanımaz, insan fıtratına, aralarındaki bastırılması veya yanıltılması zor, özgün gizli bir bağlantı aracılığı ile seslenir.
“Bana gösterin onlar yerden neyi yarattılar?”
İnsan; taş, ağaç, cin, melek veya bu türden başka tapınılanların dünya ve dünya üzerindeki varlıklardan bir şey yarattıklarını asla ileri süremez. Çünkü fıtratın mantığı, realitenin mantığı olup; bu türden herhangi bir iddianın hemen karşısına dikilmektedir.
“Yoksa göklerin yaratılışında onların bir ortağı mı var?”
Yine insan, o ilahların göklerin yaratılışı ve sahipliğinde de bir ortaklığı olduğunu ileri süremez. Zira göklere bir tek bakış, yaratıcısının eşsizliğini hissettirir, birliğini sezinletir ve onu sapıklıkları, temelsiz yanılgılarından arındırır. Çünkü bu Kur’an’ı indiren Allah, varlığa bakışın insan kalbine etkisini çok iyi bilir. O burda onları; düşünmeleri, kanıt edinmeleri ve kalbe doğrudan etkilerine eğilmeleri için yöneltiyor varlık kitabına.
Sonra kimi ruhlarda görülen, onları dayanaksız şu veya bu iddiada bulunmaya götüren sapıkların önüne set çekiyor.
Onlara yolu kapatarak iddialarına kanıt getirmelerini isterken, aynı zamanda onlara doğru akıl yürütmenin metodunu da öğretiyor. Görüş, yargı ve değerlendirmede uyulması gereken sağlıklı yöntemi izlemeğe zorluyor onları:
“Eğer doğru iseniz, bundan önce inmiş olan bir kitap, yahut bir bilgi kalıntısı getirin: ‘
Ya Allah katından gönderilmiş tahrife uğramamış kitap, ya da önceki kuşaklardan aktarılarak gelen ve doğruluğu kesin olarak bilinen bilgi kalıntısı. İddialara temel oluşturabilecek şeyler sadece bunlar. Kur’an’dan önce indirilen kitapların durumu ise ortada; hepsi de, yazgı koyan, düzen veren, örneksiz vareden yaratıcının birliğine tanıklık etmekteler. İçlerinde, çok sayıda ilah olduğu hurafesini onaylayan ya da göklerin yaratılmasında bir ortaklıkları olduğunu veya yerdekilerin bir kısmını onların yarattığını söyleyen bir kitap yok! Ortada bu tutarsız iddiaları doğrulayan kesin bir bilgi de yok.
Kur’an; kelimeleri az, ufku geniş, vurgusu güçlü ve keskin kanıtlı bir tek ayette; onları, varlığın söz götürmez tanıklığı ile karşı karşıya getirip dayanaksız iddia yolunu kapatarak onlara doğru araştırma yöntemini öğretiyor.
Sonra Allah’tan başka şeyleri ilah edinmelerindeki sapıklıklarını kınayarak onları; dünyada kendilerine karşılık veremiyen, çağrılarını duymayan ve ahirette de düşman kesilip onlara kulluk ettiklerini reddedecek olan bu ilahların gerçeği-ne objektif bir göz atmaya çağırıyor: