sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA ANKEBUT SURESİ 54. VE 56. AYETLER ARASI

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA ANKEBUT SURESİ 54. VE 56. AYETLER ARASI
04.01.2023
541
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

54- Onlar senden azabımın bir an önce gerçekleşmesini isterler. Oysa cehennem, kâfirleri çepeçevre kuşatmıştır.

Kur’anın tasvir yöntemi, gelecek zamanda meydana gelecek bir olayı şu anda yaşanıyormuş gibi canlandırmaya ilişkin sunuş tarzı uyarınca kâfirleri çepeçevre kuşatmış bulunan cehennemi gözlemleyebilecekleri şekilde tasvir ediliyor. Cehennemle onların ölçülerine göre ilerde karşılaşılacak ve şu anda gaybın kapsamındadır. Ama yüce Allah’ın bilgisine açık realiteye göre şu anda hazır durumdadır. Cehennemin gaybın kapsamındaki gerçek şekliyle tasvir edilmesi duygularda bir ürperti meydana getiriyor. Azabın bir an önce başlarına gelme-sini istemelerinin tuhaflığını daha bir belirginleştiriyor. Cehennem tarafından kuşatılmış biri, hangi azabın çabuklaştırılmasını ister? Farkında olmadan, aldanarak cehennem tarafından tutulmak üzereyken neyin bir an önce olmasını ister?

Onlar bu şekilde sözü edilen azabın bir an önce başlarına gelmesini isterken, şu anda kendilerini çepeçevre kuşatmış bulunan cehenneme atıldıkları zamanki durumları canlandırılıyor:

55- O gün azap, tepelerinden inerek ve ayakları altından çıkarak onları sarar ve kendilerine “yaptığınız kötülüklerin karşılığını tadınız bakalım ” denir.

Son derece korkunç bir sahnedir bu. Bu sahnede küçük düşürücü, onur kırıcı şekilde itilip kakıldıkları çok acı bir azar işittikleri vurgulanıyor! “Yaptığınız kötülüklerin karşılığını tadınız bakalım” İşte azabın bir an önce başlarına gelmesini istemelerinin, uyarıları küçümsemenin akıbeti budur.

HİCRET VE MÜKAFATI

Surenin akışı, ilahi mesaj karşısındaki inatçı tutumlarını sürdüren, Allah’ın peygamberini yalanlayan, kötülükleri pervasızca işleyen müşrikleri azabın tepelerinden indiği, ayaklarının altından çıkıp kendilerini sardığı korkunç azap sahnesinde bırakıyor. Bu sefer mü’minlere, Allah’ın ayetlerini yalanlayanlar ta-rafından dinlerinden dönmeleri için baskıya uğratılan, Rabb’lerine kulluk sunmaktan alıkonulan mü’minlere yöneliyor. Surenin akışı onlara yöneliyor ve onları dinleri için hicret etmeye, inançlarını kurtarmaya çağırıyor. Ama bu çağrı çok sevimli bir ifade ile, insanı çepeçevre bürüyen bir koruyuculuk anlayışı ile, kal-bin bütün tellerine dokunan bir hitap üslubu ile gerçekleştiriliyor!

56- Ey mü’min kullarım, benim yarattığım bu yeryüzü geniştir. O hal-de gerektiğinde yurt değiştirmeyi göze alarak sırf bana kulluk ediniz.

Bu Kalpleri yaratan, onların giriş noktalarından haberdar olan, onların gizli bölmelerini, içlerinde depreşen duyguları, içlerinde tutup açığa vurmadıkları düşünceleri bilen yüce Allah… Evet bu kalpleri yaratan yüce Allah onlara bu sevimli çağrı ile sesleniyor: “Ey mü’min kullarım” Onları dinleri uğruna hicret etmeye çağırırken böyle sesleniyor. Amaç daha ilk andan itibaren kendi gerçekliklerini hissetmelerini sağlamaktır. Bu da Rabb’lerine dayandırılmaları ile, sahiplerinin adına eklenmeleri ile gerçekleştiriliyor: “Ey kullarım!”

Bu kalplerde uyandırılmak istenen ilk duygu, verilmek istenen ilk mesajdır. İkinci mesaj ise şudur: “Benim yarattığım bu yeryüzü geniştir.”

Siz benim kullarımsınız. Bu da benim yarattığım yeryüzü. Ve bu yeryüzü geniştir. Sizi barındırmaya müsaittir. Şu halde sizin için sıkıntılı bir durumu alan, dininizden dönmeniz için baskı gördüğünüz; dostunuz, sahibiniz, Allah’a gereği gibi kulluk sunamadığınız bu bölgede sizi tutan nedir? Ey kullarım, bu dar, bu sıkıntılı yerden çıkıp benim yarattığım geniş yeryüzüne dağılın. Dininizi kurtarın. Özgürce ibadet edin! “Sırf Bana kulluk ediniz.”

Kuşkusuz hicret etmeye çağırılan bir insanın içinde uyanan ilk duygu, vatandan ayrılmanın doğurduğu sıkıntıdır. İşte bu durum göz önünde bulundurularak bu iki uyarı ile bu gönüllere mesaj verilmek isteniyor. Önce yakınlık duygusunu uyandıran sevimli ve okşayıcı çağrı: “Ey kullarım” Sonra yeryüzünün geniş olduğu hatırlatılarak içlerine güven ve huzur aşılanıyor “Benim yarattığım yeryüzü geniştir.” Madem ki, tüm yeryüzü Allah’ındır, o halde yeryüzünün en sevimli bölgesi sadece Allah’a kulluk sunma imkanının bulunduğu yerdir.

Sonra ayetlerin akışı kalplerin içinde geçen duyguları, düşünceleri birer birer ele alarak gerekli mesajları veriyor. Bu açıdan kalplerin duyduğu endişelerden biri tehlike dolu hicret yolculuğu korkusudur. Göç etmeye kalkışmakla karşı karşıya kalınan ölüm tehdididir. -Müşrikler mü’minleri Mekke’de alıkoyuyor ve ilk muhacirlerin şehri terk etmesi ile oluşturdukları tehlikeyi sezdikten sonra onların hicret etmelerine müsade etmiyorlardı- Öte yandan, Mekke’den çıkmayı başarsalar bile yolda kendilerini bekleyen birçok tehlike vardı. Bu noktada ikinci mesaj yöneltiliyor!

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.