sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA HAKKA SURESİ 9-12. AYETLER

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA HAKKA SURESİ 9-12. AYETLER
05.08.2024
105
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

9- Firavun, ondan öncekiler ve yerle bir olan şehirler o hata ile geldiler.

10- Böylece Rablerinin elçisine isyan ettiler. Bu yüzden onları, şiddeti gittikçe artan bir yakalayışla yakaladı.

Firavun Mısır’da yaşardı -sözü edilen Musa’nın çağdaşı olan Firavun- O’ndan öncekilerin ayrıntısına girilmiyor. “El-Mu’tefikât” ile Lût kavminin yıkılmış kentleri kastediliyor. Kelime, yalana uyanlar veya alt üst olanlar anlamınadır. ifade bunların hepsinin yaptıklarını “Hepsi günahkardı” sözüyle özetliyor. “Rabblerinin elçisine karşı geldiler.” Onlar çok sayıda peygambere karşı geldiler. Fakat, o peygamberlerin gerçeklikleri ve mesajlarının özü bir olduğundan; Kur’an onları bir tek gerçeği temsil eden bir peygamber olarak dile getiriyor. Bu, Kur’an’ın ilham veren eşsiz değinilerinden birini oluşturuyor. Surenin havası ile uyumlu bir korkunçluk ve keskinlik hissettiren söylem içinde özet olarak onların sonlarım da dile getiriyor: “O da onları şiddeti gittikçe artan bir yakalayışla yakaladı.”

Gittikçe şiddetlenen, her şeyi örtüp saran… Kelime “gittikçe şiddetlenen” anlamı ile ayrıntıya girmeyen anlatımın korku salan havasıyla uyum gösterdiği gibi; “râbiye” olan söylenişiyle de “tagiye” olan Semud kavmi ve “âtiye” olan Ad kavminin yakalanışlarının isimlerine uyum göstermektedir.

Sonra tufan ve akıp giden gemi tablosunu çizerek, Nuh kavminin yakalanıp yok edilişlerine dikkat çekiyor. Aynı zamanda, türedikleri atalarının kurtarılışlarına değinerek onlara sunduğu nimeti hatırlatıyor. Fakat onlar bu nimete karşılık şükretmemişler ve bu büyük mucizelerden ibret almamışlar.

11- Sular kabarınca biz sizi akıp giden (gemide) taşıdık ki;

12- Onu size bir ibret yapalım ve belleyen kulaklar onu bellesin.

Taşan su ve azgın su üzerinde akıp giden gemi sahneleri surenin verdiği diğer sahneler ve çağrışımlarla uyum halindedir. Yine bunun gibi, “câriye” ve “vâiye”nin ses tonu da, bu bölümdeki kafiyenin vurgusu ile uyum içinde. Şu değinideki etkinlik ne eşsizdir: “Ki onu size bir ibret yapalım, belleyen kulaklar onu bellesin:’ Bu; tüm geçen uyarılar, günahta ısrar edenlerin karşı karşıya kaldıkları sonlar, tüm geçen mucizeler, öğütler ve bu gafillerin atalarına lütfedilen Allah’ın bu nimetlerine rağmen; dini yalanlayan donuk kalblere ve işitme yoksunu kulaklara etki edebilecek nitelikte bir ifade.

Bu insanı ürperten helak edici keskin sahnelerin korkunçluklarının tümü; yalanlayanların cezalandırılışı görmelerine rağmen, yalanlayıcıların yalanladığı en büyük korkunçluğun, kıyametin korkunçluğunun yanında küçük önemsiz kalır.

insanı ürperten boyutlarına rağmen, günahkar kavimlerin cezalandırılışlarındaki korkunçluklar; o önemli toplama gününün sınırsız vurgusu ile kıyaslandığında sınırlı önemsiz kalacaklardır kuşkusuz. Bu girişin ardından burda, o günün korkunçluklarını açarak konunun sunuşunu tamamlıyor. O günün korkunçlukları sanki önceki sahneleri küçük bırakan tamamlayıcılardırlar:

 

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.