SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA KAF SURESİ 39 VE 45. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
39- Ey Muhammed! Onların dediklerine sabret. Güneşin doğuş ile batışında önce Rabb’ini hamd ile tesbih et.
40- Gecenin bir bölümünde ve secdelerin ardından O’nu tesbih et.
Güneşin doğması, batması, sonra güneş batınca gelen gece tablosu… Bütün bunlar gökler ve yeryüzü ile bağlantılı olgulardır. Yüce Allah bu tabloya tesbih, hamd ve secdeleri de bağlamaktadır. Ve bunların gölgesi ve etkisi altında Peygamberine, öldükten sonra dirilmeyi inkar etmeleri ve Allah’ın ölüleri yeniden diriltme ve mahşere getirme kudretini red etmelerine ve bu konudaki ileri geri sözlerine sabretmesini öğütlüyor. Bir de bakıyoruz ki yepyeni bir atmosfer bu tekrar eden dokunuşları kuşatmış. Bu sabır atmosferidir. Hamd, tesbih ve secde atmosferidir. Ve bütün bunlar, kainat sayfası ve varlık manzaraları ile bütünleşmiştir. Kul göklere ve yeryüzüne baktıkça, güneşin doğuşunu temaşa ettikçe, gecenin gelişini izledikçe ve her doğuş ve batışta Allah’a secde ettikçe ruhta çağlayıp coşar bu yeni atmosferin havası: Sabır, hamd, tesbih ve secde…
Sonra… Yeni bir dokunuş… Yine gözler önüne serilmiş kainat sayfasına bağlı, onunla ilgili. Sabret, tesbih et ve secde et. Ve sen bekleyiş halinde iken, gece ve gündüzün her saniyesi gerçekleşmesi beklenen o korkunç o akıl almaz durumu beklerken sabret, tesbih et ve secde et.
41- Bir çağırıcının yakın bir yerde çağıracağı güne kulak ver.
42- O gün çığlığı gerçekten duyarlar; işte o, kabirden çıkış günüdür.
43- Doğrusu Biz diriltiriz, Biz, öldürürüz, dönüş Bizedir.
44- O gün yer onların üstünden yarılıp açılır. Ve onlar kabirlerinden çıkıp süratle koşarlar. İşte bu toplanmadır, bize göre kolaydır.
Oysa burada “Sura üfürülme” olayı “Çığlık” sözcüğü ile anlatılmaktadır. Sonra, ölülerin mezarlarından çıkış tabloları, toprağın yarılıp ölülerin ortaya çıkmaları manzarası, tüm hayat tarihinin dehlizinde yolculuğun sonuna kadar tozlanıp duran şu yaratıklar, sayısız kabirlerin yarılması ve ard arda ölülerin içlerinden çıkmaları, bunlar dile getirilmektedir burada. Nitekim şair Maarri der ki:
“Kabir vardır, kabir olmuş defalarca, Güler durur birbirine zıt ölülere,
Yeni gömülen eski gömülenin kalıntısı üstüne, Asırlar ve çağlar boyu…”
Her mezar yarılıyor. Her mezardan dağılmış cesetler, kemikler, dağılmış ve yeryüzünün dağ, tepe toprağına karışmış ve Allah’tan başka nerede olduklarını kimsenin bilmediği zerreler, küçük küçük parçalar ortaya çıkıyor. Bu öyle bir tablo ki öyle hayret verici bir manzara ki hayal onu kavrayamıyor ve kuşatamıyor.
Bu insanı kendinden geçiren ve coşturan tablonun ışığı altında onların tartıştıkları ve inkar ettikleri gerçeği ortaya koyuyor Allah Teala. “Doğrusu Biz diriltiriz, Biz öldürürüz, dönüş Bizedir.” “İşte bu toplanmadır, bize göre kolaydır.” İşte öylece gerçek anlatılmaya en uygun zamanda ortaya konuyor…
Ve yine bu tablonun ışığı altında yüce Allah, onların çekişmesi, apaçık ve vicdan gözü ile görülebilen şu gerçeği yalanlamaları karşısında Peygamberine direnme ve dayanma gücü telkin ediyor.
45- Biz onların ne dediklerini biliyoruz. Sen onların üstünde bir zorlaştırıcı değilsin, sadece tehdidimden korkanlara Kur’an’la öğüt ver.
“Biz onların ne dediklerini biliyoruz.” Bu yeter sana. Bu bilgi onların kötü akıbeti demektir. Bu ifade korkunç ve kapalı bir tehdid taşıyor.
“Sen onların üstünde bir zorlayıcı değilsin.” Evet zorba değilsin ki onları iman etmeye ve tasdike zorlayasın. Bu konuda yetki sana verilmemiştir. Bu ancak bize aittir, ancak bize… Biz onları gözetleyiciyiz. İşleri bize teslimdir onların…
“Tehdidimden korkanlara Kur’an’la öğüt ver.”
Kur’an kalpleri tutar ve yerinden oynatır. Dikkatli olan ve kalpleri yerinden söken gerçeklerle bu tarzda yüzyüze gelince korkup ürperen, hiçbir kalp Kur’an karşısında asla duramaz.
Böyle bir sure boyunları iman etmeye eğecek bir zorbaya muhtaç değildir. Çünkü bu surede zorbaların elinde olmayan güç ve otorite vardır. Bu surede insan kalbine yönelik olan etkiler zorbaların kamçılarından kat kat daha güçlüdür.
Ve en doğrusunu buyuruyor yüce Allah.
KAF SURESİNİN SONU