sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA KEHF SURESİ 17. ve 18. AYETLER

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA KEHF SURESİ 17. ve 18. AYETLER
15.11.2021
799
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

ASHAB-I KEHF MUCİZESİ

17- Eğer orada olsaydın görecektin ki, doğan güneşin ışınları mağaralarının sağına sapıyor, batan güneşin ışınları ise sol tarafa kayıyordu. Böylece mağara tabanının geniş bir alanına dağılmış olarak uyudukları halde güneşten rahatsız olmuyorlardı. Bu olay, Allah’ın mucizelerinden biridir. Allah kimi doğru yola iletirse, o doğru yolu bulur. O kimi saptırırsa sen ona, doğru yola iletici bir önder bulamazsın.

18- Onları görseydin, uyanık sanırdın; oysa uyuyorlardı. Biz onları gâh sağ yanlarına, gâh sol yanlarına çeviriyorduk. Köpekleri de ön ayaklarını mağaranın eşiğine dayamıştı. Eğer karşılarına çıksan hemen geri dönüp kaçardın, içine saldıkları korkudan ödün patlardı.

Tasvirli, son derece ilginç ve hayret verici bir sahnedir bu. Bu sahnede kelimeler aracılığı ile gençlerin mağaradaki durumları aktarılıyor. Oradaki görüntüleri yansıtan hareketli bir film şeridi gibi. Mağaranın üzerine güneş doğuyor ama, güneşin ışınları mağaranın içine sızmadan sanki bilinçli olarak yana sapıyor. Ayetin orijinalinde geçen “sapıyor” ifadesi hem içerdiği anlamı tasvir ediyor, hem de eylemde bir iradenin sözkonusu olduğunu yansıtıyor. Güneş batarken de ışınları onların sol taraflarına kayıyor. Onlarsa, mağaranın geniş tabanına dağılmış durumdalar.

Bu hayret verici sahnenin izleyiciye aktarımı tamamlanmadan önce, onların bu durumları üzerine bir yorum yapılıyor. Bu da, uygun bir zamanda, hikâyelerin akışı içinde kalpleri istenen noktaya yöneltmek amacı ile yeralan Kur’ana özgü yorumlardan biridir.

“Bu olay Allah’ın mucizelerinden biridir.”

Onların mağaranın içinde bu durumda olmaları; güneş ışınlarından etkilenmemeleri, güneş ışınlarının sadece yakınlarından geçmesi, ayrıca onların bulundukları yerde ölmeden, ama hareket de etmeden öylece kalmaları Allah’ın mucizelerinden biridir.

“Allah kimi doğru yola iletirse o doğru yolu bulur. O kimi saptırırsa sen ona, doğru yola iletici bir önder bulamazsın.”

Doğru yolu bulmanın ve doğru yoldan sapmanın bir yasası vardır. Buna göre kim Allah’ın ayetlerini yol gösterici edinirse yüce Allah, koyduğu yasa uyarınca onu doğru yola iletir. Bu durumda o kişi, gerçek anlamda hidayete ermiş, doğru yolu bulmuş kimsedir. Kim de doğru yola iletici sebeplere sarılmazsa sapıtır. Bu sapıklığı kuşkusuz ilahi yasa uyarınca gerçekleşir. Şu halde O’nu saptıran yüce Allah’tır. Bundan sonra onu doğru yola iletecek bir önder bulmak imkânsızdır.

Bu yorumdan sonra surenin akışı bu hayret verici sahneyi tamamlamak üzere devam ediyor. Burada onlar, yıllarca süren uzun uykularında bir yandan öbür yana çevriliyorlar. Gören birisi bu durumda onları uyanık sanırdı, oysa uyuyorlardı. Köpekleri de-köpeklerin her zaman yaptığı gibi- mağaranın kapısının eşiğine yakın, ön ayaklarını uzatmış, adeta onlara bekçilik yapıyor. Onlar bu görünümleriyle karşılarına çıkacak birinin içine korku salarlar. Çünkü onları uyanıkmış gibi uyurken, gâh sağ yanlarına gâh sol yanlarına çevrilip dururlarken uyanmadıklarını görecektir. Hiç kuşkusuz bu, önceden belirlenen süre dolmadan hiç kimse onları rahatsız etmesin diye yüce Allah’ın belirlediği bir plandır.

Ve birdenbire içlerinde hayat kıpırdanmaya başlıyor. Öyleyse neler olup bittiğini seyredelim, dinleyelim:

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.