SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA MERYEM SURESİ 88. ve 92. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
88- Bazı kâfirler “Rahmeti bol olan Allah, evlat edindi” dediler.
89- Sizler, böyle demekle son derece çirkin bir iddia ileri sürdünüz.
90- Bu iddia karşısında nerede ise gökler paramparça olacak, yer yarılacak ve dağlar gürültü ile göçerek yerle bir olacak.
91- Onlar rahmeti bol olan Allah’a çocuk yakı;tırdılar diye.
92- Oysa rahmeti bol olan Allah’a çocuk edinmek yakışmaz.
Bu ayetlerde kullanılan sözcüklerin titreşimleri ve ifadelerin vurgusu adet öfke, ayaklanma ve tahammülsüzlük saçarak oluşturulmak istenen yaygın protesto havasının frekansını yükseltiyorlar. Cansız evren tüm varlığı ile, bütün parçaları ile baş kaldırıyor, çırpınıyor ve sarsılıyor. Çünkü bu tüyler ürpertici iddiayı işitmiş, yüce Allah’ın dokunulmaz kutsallığının çiğnendiğinden haberdar olmuştur. Onuru saldırıya uğrayan, ya da sevdiği, saydığı bir kimsenin şeref çiğnenen bir insanın bu yüzden öfkeye kapıldığını düşününüz. Bu insanın elinin-kolunun nasıl titrediğini, bütün vücudunun nasıl sarsıldığını düşününüz. İste bu tüyler ürpertici söz karşısında cansız evrende aynı sert reaksiyonu gösterir.
Bu tüyler ürpertici iddianın yolaçtığı evrensel başkaldırıya gökler, yer ve dağlar da katılırlar. Ayetlerde kullanılan sözcüklerin titreşimleri, bu zelzelenin bu gümbürtünün sarsıntılarına somutluk kazandırır.
Bu kâfirler “Allah, evlat edindi” der demez, bu tüyler ürpertici iddia ağızlarından çıkar çıkmaz, karşılığı olan protesto ve kınama hemen yüzlerine çarpılıyor. Okuyoruz:
“Siz böyle demekle son derece çirkin bir iddia ileri sürdünüz.”
İşte o anda çevrelerindeki bütün durgun nesneler zelzeleye tutuluyor, bütün hareketsiz varlıklar sarsılmaya başlıyor. Yaratıcısına bağlı evrenin tümü öfke saçmaya koyuluyor. Bu sözün yapısına ve özüne ters düştüğünü hissediyor. Özünün zembereğinin koptuğunu ve varlığının ekseninin devrildiğini farkediyor. Dayanağı olan ve dengesini sağlayan alt tabanın sarsıldığını görüyor. Okuyoruz:
“Bu iddia karşısında nerede ise gökler paramparça olacak, yer yarılacak ve dağlar gümbürtü ile göçerek yerle bir olacak. Onlar rahmeti bol olan Allah’a çocuk yakıştırdılar diye. Oysa rahmeti bol olan Allah’a çocuk edinmek yakışmaz.”
Bu evrensel öfkenin homurtuları arasında şu tüyler ürpertici açıklamanın gürlemesi işitilir.