sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA MUHAMMED SURESİ 16 VE 17. AYETLER

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA MUHAMMED SURESİ 16 VE 17. AYETLER
26.01.2024
187
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun

 

MÜNAFIKLAR

16- Ey Muhammed! Onların içinde seni dinleyenler vardır; sonra senin yanından çıkınca, bilgili kimselere “Az önce ne demişti?” diye sorarlar. İşte bunlar, Allah’ın kalplerini mühürlemiş olduğu, kendi heveslerine uyan kimselerdir.

Ayette yer alan “Minhum” “Onların içinde” ifadesi surenin birinci bölümünde kendilerinden söz edilen kafirleri ima ediyor olabilir. Münafıklar da aslında dıştan belli olmayan ama içten içe inkarcı bir zümre olduklarından yüce Allah bu ayette o zümrenin iç yüzünü ortaya koyarak onlardan söz ediyor olabilir.

Ya da “onların içinde” sözcüğü ile müslümanlar kastedilmiştir. Münafıklar da müslümanların arasında onlara kaynaşmışlar, onlarla birlikte müslümanlaşmış gibi görünmektedirler. Kendilerine islamın getirdiği insanlarla ilişki prensibine uygun olarak dış görünüşleri gereği müslümanlara uygulanan hükümler uygulanıyordu.

Fakat her iki durumda da kastedilen münafıklardı. Nitekim ayette yer alan nitelikleri ve davranışları bunu göstermektedir. Surenin bu kesiminde ifadelerin akışı ve bu bölümde de münafıklarla ilgili sözler hep bunu göstermektedir.

Resulullah’ı ilgi ile dinledikten sonra kalkıp ta “Az önce ne demişti?” diye soru sormaları Resulullah’ın sözlerine göstermelik olarak kulak verdiklerini ve göstermelik olarak dikkat ettiklerini gösterir ve kalplerinin gaflet içinde, başka şeylerle meşgul ya da kör ve kapalı olduğunu ifade eder. Bir de gizliden gizliye ve alçakça alaylarını gösterir. Çünkü onlar bu soruları ile ilim adamlarına şunu söylemek istiyorlardı: Muhammedin söylediği şeyler anlaşılmıyor. Ya da Muhammed anlaşılabilir şeyler söylemiyor. Nitekim şu arkadaşlarımız baksanıza Muhammed’i dinledikleri halde Kur’an’dan birşey anlamıyorlar, onlar hiçbir anlam çıkaramıyorlar. Öte yandan bu soruları ile, tıpkı sahabenin Peygamberin ağzından çıkan her sözcük karşısındaki tutumlarında olduğu gibi, ilim adamlarının da Peygamberin söylediği herşeye sarılmaya, sözlerinin anlamlarını tamamı ile kavramaya ve ezberlemeye düşkünlükleri ile alay etmeyi amaçlıyor da olabilirler. Ve ilim adamlarından Peygamberden duydukları sözleri açıkça ya da gizlice alay etmek için tekrarlamalarını istiyorlardı. Bu ihtimallerin tümü ruhlarında gizli olan alçaklığı, pisliği, körlüğü ve gizli maksadı gösteriyordu.

“İşte bunlar, Allah’ın kalplerini mühürlemiş olduğu, heveslerine uyan kimselerdir.”

Münafıkların durumu budur. Doğru yolu bulanlara gelince, onların durumları tam tersinedir:

17- Hidayeti bulanlara gelince, Allah onların hidayetlerini artırır ve onlara takvasını (ateşten nasıl korunacaklarını) öğretir.

Ayette olayların sıralanışı ve dizilişi, üzerinde durulması gereken bir özelliktir. Şöylesine ki, hidayete erip doğru yolu bulanlar kendileri doğru yolu bulmuşlar, yüce Allah da onları, hidayetlerini artırmakla ödüllendirmiştir. Ve onlara “Takvasını öğretir.” Bu ödül birinciden daha derin ve daha mükemmel ikinci bir ödüldür. Takva gönülde yer eden bir duygudur. Kalbi Allah korkusundan tir tir titreten, ona Allah’ın kontrolunu hissettiren, onu Allah’ın gazabından korkutan, ona Allah’ın hoşnutluğunu arzu ettiren, Allah’ın kendisini hoşnut olmadığı bir durumda ya da halde, görmesinden utandıran bir yüce duygudur takva… İşte takva, bu ince ve keskin duyarlılıktır. Ve bu yüce Allah’ın kullarından dilediği kimselere kendileri doğru yola girdiklerinde ve Allah’ın hoşnutluğuna ermeyi arzuladıklarında bahşetmiş olduğu bir mükafattır.

Doğru yola erme, takva ve duyarlılık önceki ayette yer alan münafıklık, duyarsızlık ve gaflet hallerine karşılıktır.

Buradan hareketle bu dikkat çekişten sonra yüce Allah Resulullah’ın huzurundan kendilerine yararlı olan ve kendilerine doğru yolu gösteren sözlerden hiç yararlanmadan dışarı çıkan gafil, duyarsız münafıklardan yeniden söz etmeye başlıyor. Onların kalplerini takva için harekete geçirecek insanları bekleyen hesaba çekilmeyi, mükafatı veya cezayı hatırlatacak hiçbir ders olmadan dışarı çıktıklarını vurguluyor.

 

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.