sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA MÜ’MİN SURESİ 13 VE 17. AYETLER

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA MÜ’MİN SURESİ 13 VE 17. AYETLER
18.09.2023
316
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

13- Size mucizelerini gösteren, size gökten rızık indiren O’dur. Allah`a yönelenden başkası ibret almaz.

“Ayetlerini size gösteren O’dur:’ Allah’ın ayetleri bu varlık alemindeki her şeyde görülmektedir. Güneşten yıldızlara, geceden gündüze, yağmura, şimşeğe gök gürültüsüne varıncaya kadar büyük ve geniş bir sahada… Çiçek, yaprak, hücre ve atom gibi en küçük varlıklara varıncaya kadar her şeyde harika bir ayet bir mucize göze çarpmaktadır. Bu harika varlıkların dehşet verici büyüklüğü insan onları – yoktan var etmek şöyle dursun- taklid etmeye kalktığı zaman dahi kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Bu evrende yüce Allah’ın eli tarafından yaratılan en basit ve en küçük yaratığı bütün inceliğiyle eksiksiz olarak taklid etmek o kadar olmayacak bir iştir ki!

“Gökten size rızık indiren O’dur”. İnsanlar gökten inen bu rızkın bir kısmı olan yağmuru biliyorlar. Yağmur bu yeryüzünde hayatın kaynağı yiyecek ve içeceklerin temel sebebidir. Yine bu gökten inen rızkın kapsamında değerlendirilmesi gereken şeylerin bazılarını insanlar gün geçtikçe bir bir keşfetmektedirler. Bu dünya gezegenine hayat veren ve olmadıkları takdirde burada hayatın sona ermesine neden olacak kadar önemli olan diriltici ışınlar da bu rızkın kapsamında değerlendirilir. Daha çocukluk döneminden itibaren insanlığa yol gösteren, adımlarını doğru yola Allah’a ve O’nun sağlam olan yasasına ileten yaşam biçimlerine doğru yol gösteren ilahi mesajlar, Peygamberlikler de herhalde bu gökten inen rızkın kapsamında değerlendirilmelidir.

“Allah’a yönelenlerden başkası ibret almaz”. Rabbine yönelen O’nun nimetlerini hatırlar, lütuflarını aklına getirir, katı kalbli insanların unuttuklarını ilahi ayetleri hatırına getirir.

Allah’a yönelmeden söz edilmesi ve bu yönelmenin kalbte meydana getirdiği hatırlatma ve düşündürmenin harekete geçirilmesi üzerine yüce Allah müminleri yalnız Allah’a dua etmeleri ve yalnız O’na boyun eğmeleri, kâfirlerin antipatilerine değer vermemeleri için yönlendiriyor:

14- Ey inananlar! Kafirlerin hoşuna gitmese de siz, dini yalnız Allah’a halis kılarak O’na çağırın. ,

Kafirler müminlerin yalnız Allah’a boyun eğmelerinden, sırf O’na çağırıp başkalarına önem vermemelerinden hoşlanmazlar. Müminler onlarla ne kadar iyi geçinseler ne kadar barış içine girseler ve çeşitli yollarla onların gönüllerini almaya çalışsalar da asla onları memnun edemezler. Öyleyse müminler kendi yollarına devam etmeliler. Yalnız Rablerine çağrıda bulunmalılar. İnanç sistemlerini sırf O’nun ilkeleriyle oluşturmalılar. Gönüllerini O’na bağlamalılar. Kafirler memnun olmamış, küplere binmiş onları ilgilendirmemelidir. Zaten onlar hiçbir zaman memnun olmayacaklardır!

Müminlerin, kafirler hoşlanmasalar da sadece Allah’a kulluk yapmaya yöneltildikleri bu ortamda yüce Allah’ın bazı sıfatlarından söz ediliyor. Bu sıfatlar arasında yüce Allah’ın şu niteliklerine yer veriliyor:

15- Arş sahibi, varlıkların en yücesi olan A!!ah , kavuşma gününü ihtar etmek için kul!arından di!ediğine emriyle vahyi indirir.

Yalnız O noksan sıfatlardan münezzeh zattır, yücelik sahibi. üstün makam sahibi. Yükseltilmiş ve egemen kılınmış arşın (tahtın) sahibi. Dilediği kullarının ruhlarına ve kalblerine diriltici direktifini gönderen de O’dur. Bu diriltici direktif Peygamberlik yolu ile vahiy göndermenin kinaye seklinde ifade edilmesidir. Yalnız vahyin bu biçimde ifade edilmesi bir taraftan bu vahyin gerçek mahiyetini açıklamakta ve O’nun insanlık için bir ruh ve hayat olduğu belirtilmektedir. Diğer taraftan O’nun yücelerin yücesinden seçkin kullara inmekte olduğu ifade edilmektedir. Bunların hepsi de Allah’ın “Yücelik ve büyüklük” sıfatları ile uyum içine giren olgulardır.

Yüce Allah’ın kendi kulları arasından seçip katından kendisine vahiy gönderdiği insanların başlıca görevleri ise uyarmaktır.

“Kavuşma gününü ihtar etmek için.

Bugünde bütün insanlar karşılaşırlar. İnsanlar ve onların dünya hayatında işleyip kendilerinden önce gönderdikleri amelleri de karşılaşırlar. Ayrıca bütün insanlar, cinler, melekler ve herkesin hazır olacağı günde bulunması gereken bütün yaratıklar orada karşılaşırlar. Hesap verme alanında bütün yaratıklar Rabbleriyle de karşılaşırlar. Yani bugün karşılaşmanın bütün anlamları ile bir karşılaşma günüdür.

Öte yandan bugün onların örtü, koruma, göz boyama ve aldatmadan soyutlanmış olarak ortaya çıkacakları gündür.

16- O gün onlar meydana çıkarlar; onların hiçbir şeyi Allah’a gizli kalmaz. “Bugün hükümranlık kimindir?” denir. Hepsi “Gücü her şeye yeten tek Allah’ındır” derler.

Her yerde ve her zaman onların Allah’tan gizli bir şeyi olamaz. Yalnız onlar bugünün dışındaki günlerde kendilerinin örtülü olduklarını, hareketlerinin ve işlerinin gizli kaldıklarını sanabilirler. Bugün ise onlar bütün çıplaklıkları ile ortada olduklarını görüyorlar. Bütün ayıplarının, suçlarının ortaya çıkarıldığını biliyorlar. Bütün örtülerden, kuruntudan ibaret olan örtülerden dahi soyutlanmış halde meydanda duruyorlar.

İşte o gün büyüklük taslayanlar küçülürler. Zorbalar ve zalimler büzülürler. Bütün bir varlık ürkeklikle ve bütün kullar tam bir gönülden teslimiyetle huzuri ilahide dururlar. Mülkün, egemenliğin tek sahibi ise bütün gücü ve otoritesi ile öne çıkar. Zaten o bu konularda her zaman ortaksızdır. Bu günde ise söz konusu gerçeklik gözle görülebilecek derecede açıklık kazanır. Karanlıklara, gizliliklere göründükten sonra… Bu gerçekliği her inkar eden öğrenir, her büyüklük taslayan kavrayıp anlar. Bütün sesler kesilir. Bütün hareketler durur. Her yüreği titreten yüce bir ses ortalığa yayılır. Kendisi sorar, yine kendisi cevap verir. O gün bütün bir varlık içinde ondan başka soru sorabilecek ve cevap verebilecek kimse yoktur:

“Bugün hükümranlık kimindir?” “Gücü her şeye yeten tek Allah’ındır.”

17- Bugün herkese, kazandığının karşılığı verilir. Bugün haksızlık yoktur. Doğrusu Allah, hesabı çabuk görendir.

Bugün ortaya konan eylemin gerçek karşılığının verileceği gündür. Bugün adalet günüdür. Bugün kesin hüküm günüdür. Fırsat verme ve geciktirme yoktur bugün.

Her tarafa gerçek bir saygı ve sessizlik egemendir. Her tarafta korku ve içten boyun eğiş hakimdir. Bütün yaratıklar dinliyorlar ve teslim oluyorlar. Böylece mesele biter ve hesap defterleri dürülür.

Bu manzara surenin baş tarafında Allah’ın ayetleri hakkında tartışmalara giren insanlar hakkında söylenen “İnkarcıların memlekette gezip-dolaşmaları seni aldatmasın” cümlesi ile tam bir ahenk içine girmektedir. İşte yeryüzünde gezip dolaşmanın ve haksız yere üstünlük taslamanın, azgınlaşmanın, büyüklenmenin, servetin ve imkanların içinde boğulmanın sonu budur.

Surenin akışı devam ediyor. Yüce Allah’ın hüküm ve yargıda ortaksız olarak gösterildiği kıyamet sahnelerinden birinde Peygamberimiz onları bugünün azabından sakındırma konusunda yönlendiriliyor. Daha önce bugün, hikaye biçiminde sergilenmiş ve hitap doğrudan onlara yöneltilmemişti:

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.