sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA MÜ’MİNUN SURESİ 62. VE 67. AYETLER

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA MÜ’MİNUN SURESİ 62. VE 67. AYETLER
11.05.2022
469
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

62- Biz herkese taşıyabileceği kadar yük yükleriz. Bizim katımızda, gerçeği olduğu gibi söyleyen bir kitap vardır. Onlara asla haksızlık edilmez.

Yüce Allah insanların kapasitelerine ilişkin kesin bilgi uyarınca belirler sorumlulukları. İnsanları yapabildikleri şeylerden hesaba çeker. Güç yetiremeyecekleri şeyi yüklemek veya yaptıkları bir şeyi geçersiz saymak suretiyle onlara haksızlık etmez. Yaptıkları her şey “gerçeği söyleyen” bir defterde yazılıdır ve hesapları ona göre yapılır. Bunları eksiksiz olarak ve açıkça ortaya koyar. Çünkü Allah hesapları en iyi şekilde görür.

Gafillerse, hiçbir şeyin farkında değiller, çünkü kalpleri haktan sapmıştır. Onun diriltici aydınlığını algılamamıştır. Çünkü başka şeylerle oyalanmaktadır, bir bataklıkta çırpınıp durmaktadır. Nihayet dehşetle yüz yüze gelirler, acıklı bir azap görürler, bununla birlikte azarlanıp horlanırlar.

63- Fakat kâfirlerin kalpleri, mü’minlerin bu davranışlarından tamamen habersizdir. Onların, bunlar dışında, birtakım kötü işleri var ki, sürekli olarak onlarla meşguldürler.

64- Ama onların azılı elebaşlarının yakasına azabımızla yapıştığımızda hemen feryadı basarlar.

65- “Bugün boşuna feryad etmeyiniz, bizden yardım göremeyeceksiniz. “

66- “Vaktiyle ayetlerimiz size okunduğunda yüzünüzü arkanıza çevirirdiniz. “

67- “Ayetlerimize dudak bükerek gizli toplantılarınızda saçmalıyordunuz.

İçinde bulundukları durumu bırakmamalarının nedeni, insanın gücünü aşan bir sorumluluk yüklenmiş olmasından değildir. Asıl neden, kalplerinin sapıklık içinde yüzmesi, Kur’anın getirdiği gerçeği görmemesidir. Sonra onlar Kur’anın belirlediği hareket metodunun dışında bir yol izlemektedirler. “Onların, bunlar dışında, birtakım kötü işleri var ki,” ardından, birdenbire beklenmedik bir felâketle karşı karşıya kalışlarını sergileyen sahne canlandırılıyor. “Ama onların azılı elebaşlarının yakasına azabımızla yapıştığımızda hemen feryadı basarlar.” İnsanlar arasında en fazla eğlenceye dalanlar, sapıtanlar, sonucu düşünmeden sorumsuz bir hayat sürdürenler kendilerine verilmiş bol nimetlerden dolayı şımaranlardır.

İşte bakın onlar, kendilerini kıskıvrak yakalamış olan azap karşısında şaşkına dönmüş, avazları çıktığı kadar bağırıp feryat ediyorlar. Yardım istiyorlar, merhamet dileniyorlar. (Bu durum, daha önceki şımarıklıklarına, gafletlerine, büyüklük taslamalarına, gurura kapılmalarına karşılıktır). Sonra bakın, şimdi de eziyet görüyorlar, azar işitiyorlar. “Bugün boşuna feryad etmeyiniz, bizden yardım göremeyeceksiniz.”

Artık sahne karşımızdadır. Onlar eziyet görüyor, azar işitiyorlar. Kurtuluştân ümit kesiyorlar, yardım görebilecekleri biri de yok. Bunun yanında daha önce sapıklıklarına dalıp gittikleri hayatları hatırlatılıyor kendilerine. “Vaktiyle ayetlerimiz size okunduğunda yüzünüzü arkanıza çevirirdiniz.”

Size okunanlar bir tehlikeymiş, siz de ondan kaçıyormuşsunuz gibi, ya da hoş olmayan, bir şeyden sakınıyormuşsunuz gibi geri geri kaçıyordunuz. Bu gerçeği kabullenmiyor, büyüklük taslıyordunuz. Buna ek olarak bir de Peygamber -salât ve selâm üzerine olsun- ve onun getirdiği gerçeği duyduğunuzda kötü sözler söylediğiniz, gece toplantılarınızda çirkin laflar edip, ona hakaret ederdiniz. Geceleri Kâ’be’deki putların etrafında halka oluşturup toplandıkları zaman ağızlarından çirkin ve kaba sözler dökülürdü. İşte Kur’an bu tavırlarından dolayı hesaba çekilişlerini bir sahne şeklinde canlandırıyor. Onlar feryad edip, yardım istiyorlar. Fakat onlara o çirkin gece toplantıları, o pis konuşmaları hatırlatılıyor. Ama olay öylesine canlandırılıyor ki, şu anda meydana geliyormuş gibi seyrediyorlar, olayı yaşıyorlar. Bu da kıyamet sahnelerini gözle görülen realite gibi canlandıran Kur’anın eşsiz ifade tarzının örneklerinden biridir.

Müşrikler meclislerinde gece toplantılarında Hz. Peygambere -salât ve selâm üzerine olsun- ve Kur’an-ı Kerim’e saldırırlarken cahilliğin neden olduğu büyüklük kompleksinin somut birer örneğiydiler. Bu tipler gerçeğin değerini anlayamazlar, çünkü bunların basiretleri kapanmıştır, birer kördürler bunlar. Gerçeği alay konusu etmek, eğlenmek hatta itham etmek için ele alırlar. Bu tiplere her zaman rastlanır. Arap cahiliyesi her zaman ve her yerde görülen çeşitli cahiliye düşünce ve toplumlarının yalnızca bir örneğidir. Şu anda da vardır, bundan sonra da varolacaktır cahiliye.

NEDEN İNKÂR YOLU

Surenin akışı, onları ahirette gerçekleşen azarlanma sahnesinden alıp yeniden dünyaya getiriyor; o tuhaf tutumlarının nedenini sormak şaşırtıcılığını vurgulamak için… Güvenilir peygamberin kendilerine sunduğu gerçeğe inanmalarına engel olan neydi? İçlerini kemiren kuşku neydi ki doğru yola giremediler? Gerçeğe sırt çevirmelerinin, gece toplantılarında kötü sözler sarfetmelerinin gerekçesi neydi? Oysa Hz. Peygamberin kendilerine sunduğu katışıksız gerçekti, onları doğru yola iletmek istiyordu.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.