SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA MÜ’MİNUN SURESİ 84. VE 89. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
84- Onlara de ki, “Eğer biliyorsanız, söyleyiniz, yeryüzü ve üzerindeki tüm varlıklar kimindir?”
85- Sana “Allah’ındır” diyecekler. De ki; “Siz kafanızı çalıştırmayacak mısınız?”
86- Onlara de ki; “Yedi göğün ve yüce Arş’ın Rabb’i kimdir?
87- Sana “Bunlar Allah’ındır” diyecekler. De ki; “Siz hiç O’ndan korkmaz mısınız?
88- Onlara de ki; “Eğer biliyorsanız, söyleyiniz; tüm varlıkların egemenliği, elinde olan, her şeyi koruyup gözeten, Fakat koruyanı ve işine karışanı olmayan kimdir?”
89- Sana ‘ `Bu yetki Allah’a aittir” diyecekler. De ki; “O halde nasıl oluyor da yanıltılıyorsunuz?”
Bu diyalog, hiçbir mantığa sığmayan, hiçbir akla dayanmayan, inanç karmaşalarının boyutlarını gözler önüne sermektedir; İslâm’ın doğuşu sırasında Arap yarımadasındaki müşriklerin inançlarının çarpıklığının, bozulmuşluğunun boyutlarını ortaya koymaktadır.
“Onlara de ki; “Eğer biliyorsanız, söyleyiniz, yeryüzü ve üzerindeki tüm varlıklar kimindir?” Bu, yerin ve içinde bulunanların mülkiyetine ilişkin bir sorudur!
“Allah’ındır” diyecekler. Buna rağmen onlar bu gerçeği hatırlamıyorlar ve Allah’dan başkasına ibadet ederek yöneliyorlar: “De ki; “Siz kafanızı çalıştırmayacak mısınız?
“Onlara de ki; “Yedi göğün ve yüce Arş’ın Rabb’i kimdir?” Bu soruda her şeyi planlayan, yedi göğü ve yüce Arş’ı yönlendiren Rabb’lik makamına ilişkindir. Yedi gök; yedi yörünge veya yedi yıldız kümesi yahut yedi galaksi ya da yedi alem veya bir diğer yedi gök cisimi olabilir. Şu halde kimdir yedi göğün ve yüce Arş’ın Rabb’i? “Sana “Bunlar Allah’ındır” diyecekler.” Yine de onlar Arş’ın sahibinden korkmazlar, yedi göğün Rabb’inden sakınmazlar. Yere atılmış, kendi kendine ayakta duramayan basit, değersiz, putları O’na ortak koşarlar. “De ki; “Siz hiç O’ndan korkmaz mısınız?”
“Onlara de ki; “Eğer biliyorsanız, söyleyiniz; tüm varlıkların egemenliği elinde olan, her şeyi koruyup gözeten, fakat koruyanı ve işine karışanı olmayan kimdir?”
Bu da, egemenlik, otorite ve yetki ile ilgili bir sorudur. Hükümranlık yetkisine sahip, her şeyden üstün ve egemen olana ilişkin bir sorudur. Kimdir gücüyle dilediğini koruyan, kimseye ihtiyacı olmayan, kimsenin onu korumasına imkân bulunmayan, kullarından birine bir kötülük dilediğinde, o kulu kurtaracak hiçbir güç bulunmayan kimdir?
“Sana “Bu yetki Allah’a aittir” diyecekler.” Peki niye Allah’a kulluk yapmaktan kaçınıyorlar? Ne oldu akıllarına ki, sapıtıyorlar, büyülenmiş gibi çarpık düşüncelere kapılıyorlar. “De ki; “O halde nasıl oluyor da yanıltılıyorsunuz?”
Dikkat edin! Bu ancak büyülenmiş kimselerin başına gelen bir inanç karmaşası ve çarpıklığıdır.
NİHAİ SÖZ
Hz. Peygamberin -salât ve selâm üzerine olsun- getirdiği tevhidin gerçekliğini, buna karşılık müşriklerin Allah’a yaptıkları çocuk ve ortak yakıştırmasının çürüklüğünü vurgulamak amacı ile, bu tartışmadan hemen sonra son derece uygun bir anda şu açıklama yer alıyor.