SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA NAHL SURESİ 24. ve 25. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
24- Kendilerine “Rabbiniz ne indirdi” diye sorulduğunda “Bunlar eskilerin masallarıdır” dediler.
25- Böylece kıyamet günü hem kendi günahlarını tümü ile, hem de hiçbir bilgiye dayanmaksızın sapıklığa sürükledikleri kimselerin günahlarının bir bölümünü yüklenirler. Hey! Ne fena bir yükün altına giriyorlar!
Kendilerine “Rabbiniz ne indirdi?”
diye sorulduğunda, cevap vermeyen ve ikna olmayan kötü kalplere sahip büyüklük taslayanlar, bu sorunun cevabını doğrudan doğruya vermezler. Kur’an’ın bir kısmını okuyarak içeriğini özetleyen inkârcılar, bu ciddiyetsiz yorumlarının sonucunda güvenilir kesin cevaptan saparak:
“Bunlar eskilerin masallarıdır.”
derler. Ayeti kerimede geçen “esatir” kurguya dayalı saçmalıklarla dolu hikâyeler demektir. Onlar ruhları ve akılları ile ilgili durumları hayat şartlarını ve insanların yaşayış biçimlerini, toplumun ilişkilerini, insanlığın geçmişi, şu andaki ve geleceği ile ilgili durumlarını bir bir ele alıp düzenleyen, problemlerini çözüme kavuşturan Kur’an hakkında böyle bir yakıştırmada bulunuyorlar. Kur’an’ı bu şekilde nitelemelerinin sebebi, onun eski milletlerin hikâyelerini içermesidir. Bu da onları inkâra ve şımarıklığa sürüklemiştir. Böylece hem kendi günahlarını, hem de bu sözlerle yoldan çıkardıkları, Kur’an ve imandan alıkoydukları cahil ve gerçeği bilmeyen insanların bir kısım günahlarını yüklenmişlerdir. İfade bu günahları gayet ağır yükler olarak tasvir etmektedir. Aman ne kötü bir yük, ne kötü bir ağırlık! Bu günah yükleri insanın belini büktüğü gibi, ruhlarını da çökertmektedir. Bu günah yükleri, boyunlarda ağırlık meydana getirdiği gibi kalplerde de ağırlık meydana getirmektedir. Ağırlıklar, taşıyan kimseyi yorduğu gibi, kendilerini de yormakta ve daha ağır ve daha beter bir şekilde bellerini bükmektedir!
İbn-i Ebi Hatem, Süddi’den rivayet ediyor ki: Kureyş bir ara toplanıp: “Muhammed tatlı dilli bir adamdır. Bir adamla konuştuğunda aklını çeler. Bu nedenle içinizden seçkin, soylu, ileri gelen bazı adamlarınızı belirleyin ve onları Mekke’nin tüm yollarına her gece ya da iki gecede bir salın. Onunla görüşmeye gelen birini gördüklerinde onu bu işten vazgeçirsin” dediler. Bunun üzerine görevlendirdikleri insanlar yollara döküldüler. Dışardan Mekke’ye gelmiş, kavminin adına Muhammed’in neler söylediklerini öğrenmek isteyen herkesi yolda yakalıyorlardı. Kendilerine ulaşan bu yabancı adama yaklaşarak; `ben falan oğlu falanım’ diyerek soy kütüğünü ona bildirir ve `ben sana Muhammed hakkında bilgi vereyim’ derdi. `O yalancı bir adamdır. Onun peşinde gidenler sadece beyinsizler, köleler ve hiçbir işe yaramayanlardır. Kavminin ileri gelenleri ve seçkinleri ise ondan ayrılmış bulunmaktadır’ der, gelen elçi de geri dönerdi. İşte Allah Tealâ buyuruyor ki:
“Kendilerine “Rabbiniz ne indirdi?” diye sorulduğunda “Bunlar eskilerin masallarıdır” derler.”
Eğer bu elçi yüce Allah’ın kendisine doğru yolu nasip ettiği birisi ise kendisine aynı şeyi dediklerinde, o da şu karşılığı verirdi: “Eğer ben bir günlük uzaklıktan gelir ve bu adamı görmeden dönersem, geri döndüğümde kavmimi aydınlatacak bilgi elde etmeden gidersem milletime çok kötü bir elçilik örneği vermiş olurum” der ve Mekke’ye girerdi. Mü’minlerle karşılaşır ve Muhammed’in ne dediğini onlara sorarlardı. Onlar da iyi bir adamdır.. derlerdi.”
DÜZENLENEN KOMPLOLAR
İşte bu şekilde Kureyş, davaya karşı planlı olumsuz bir propaganda savaşı başlatmıştı. Kureyş bunu programlı şekilde yapıyordu ve aynı şekilde gerçeğe ve hakikate boyun eğmek istemeyen, her yer ve her zamandaki benzerleri de Kureyş gibi bu taktiği kullanmaktadırlar. Zirâ onların büyüklük taslamaları gerçeğe ve delile boyun eğmelerini engellemektedir. Kureyş’in bu büyüklük taslayanları inkârcıların ve tuzak kuranların ilki değillerdi. Surenin akışı içinde kendilerinden önceki düzenbazların sonu ve kıyamet günündeki akıbetleri gözler önüne serilmektedir. Hatta ruhlarının bedenlerinden ayrıldığı andan, ahiret gününde cezalarını buluncaya kadar ki sonları dile getirilmektedir. Tüm bunlar, onlara sunulurken, Kur’an’ın etkili metoduna bağlı olarak canlandırılmış sahnelerde sergilenmektedir.