sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA NAHL SURESİ 26. ve 29. AYETLER

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA NAHL SURESİ 26. ve 29. AYETLER
21.08.2021
887
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

26- Onlardan öncekiler de peygamberlerine tuzaklar kurdular da, Allah kurdukları yapının temellerini çökerterek tavanını başlarına indirdi; Allah’ın azabı, hiç ummadıkları taraftan başlarına iniverdi.

27- Sonra kıyamet günü, Allah onlara “Uğurlarında peygamberler ile çatıştığınız ortaklarım hani nerede? diyerek kendilerini rezil eder. Bilgi sahipleri de “Bugün rezillik ve kötü akıbet, kâfirleri kuşatmıştır”derler.

28- Kendilerine zulmederken canları alınan kâfirler “Biz hiçbir kötülük yapmamıştık” diyerek ölüm meleklerine kolayca teslim olurlar. “Hayır, öyle değil. Allah sizin neler yaptıklarınızı bilir. “

29- Bunun için ebedi olarak cehennemde kalmak üzere oranın kapılarından içeri giriniz. Kendini beğenmişlerin barınağı ne kötü bir yerdir. “

“Onlardan öncekiler de peygamberlerine tuzaklar kurdular.”

Bu ifade onların kurdukları düzeni temelleri, duvarları ve tavanı bulunan bir bina şeklinde tasvir ederek bu oyunun ne kadar planlı, sağlam, metin ve büyük olduğuna işaret ediyor. Ama onların bütün bu çabaları Allah’ın kudreti ve iradesi karşısında asla duramaz:

“Allah, kurdukları yapının temellerini çökerterek tavanını başlarına indirdi.”

Bu sahne tam ve kapsamlı bir yıkılışı ifade etmektedir. Hem altlarından, hem de üstlerinden yıkılmaktadır başlarına. Binayı taşıyan sütunlar temellerinden yıkılıyor. Üstten de tavan çöküp geliyor. Üzerlerine kapanıyor ve onları buraya gömüyor.

“Allah’ın azabı hiç ummadıkları taraftan başlarına iniverdi.”

Bir de bakmışsın ki, son derece sağlam biçimde inşa ettikleri ve içine girip huzur ve güvene kavuşacaklarını sandıkları bina, kendilerinin gömüldükleri mezara, alttan ve üstten kendilerini kıskıvrak yakalayan felaket yurduna dönüşmüştür. Halbuki onlar bu binayı korunmak için yapmışlardı ve tehlikenin bu taraftan geçeceğini hiç düşünmemişlerdi!..

Allah’ın davası önünde duran ve bu amaçla oyunlar peşinde koşan, sürekli planlar yapan ve tuzaklarından kurtuluşun mümkün olmadığını, planlarının boşa çıkmayacağını sananların gülünç halini, yıkılışlarını ve yokoluşlarını mükemmel biçimde sergileyen bir sahnedir bu. Yüce Allah onları çepeçevre kuşatmıştır çünkü!

Bu, zaman süreci içinde Kureyş’ten önce de sonra da yer yer tekrarlanmış bir sahnedir. Düzenbazlar ne kadar sistem kurarlarsa kursunlar, plan yapanlar ne kadar plan yaparlarsa yapsınlar, Allah davası yoluna devam edecektir. İnsanlar zaman zaman etraflarına bakar ve Kur’an-ı Kerim’in çizmiş olduğu bu etkili sahneyi hatırlarlar:

“Allah, kurdukları yapının temellerini çökerterek tavanını başlarına indirdi; Allah’ın azabı hiç ummadıkları taraftan başlarına iniverdi.”

Dünyada ve yeryüzündeki cezaları budur:

“Sonra kıyamet günü, Allah onlara “Uğurlarında peygamberler ile çatıştığınız ortaklarım hani nerede? diyerek kendilerini rezil eder.”

Burada bir kıyamet sahnesi canlanıyor. Büyüklük taslayan ve tuzaklar peşinde koşan bu inkârcılar orada rezil, rüsvay olmuşlardır. Artık büyüklük taslamanın ve komplo kurmanın zamanı geçmiştir. Yaratan ve idare edenin huzuruna gelmişlerdir. Yüce Allah azarlama ve tehdit için sorular yöneltiyor onlara:

“Uğurlarında peygamberler ile çatıştığınız ortaklarım hani nerede?”

Hani benim ortaklarım? Onların yüzünden peygamber ve mü’minlerle düşman olduğunuz, onlar hakkında sadece bir ilahın varolduğunu savunan muvahhitlerle tartıştığınız ortaklar nerede?

Bütün bir topluluk rezillikten sus pus olmuştur. Ki kendilerine ilim verilen melekler, peygamberler ve mü’minlerin dili açılsın. Yüce Allah bugünde onların konuşmalarına ve üstün gelmelerine izin vermiştir:

“Bilgi sahipleri de “Bugün rezillik ve kötü akıbet, kâfirleri kuşatmıştır” derler.”

“Bugün rezillik ve kötü akıbet kâfirleri kuşatmıştır”…

“Kendilerine zulmederken canları melekler tarafından alınan kâfirleri…”

Surenin akışı içinde onlar, kıyamet adımından bir adım önce ele alınıyor. Onları ölümün gerçekleştiği zamana götürüyor. Melekler, onların canlarını alırken, onlar kendilerini iman ve kesin görüşten mahrum ettikleri, felâketin kucağına attıkları ve sonunda kendilerini ateşe ve azaba sürükledikleri için kendilerine zulmetmiş olduklarının farkına vardılar.

Burada onların ölüm anındaki halleri sahneleniyor. Aslında onlar henüz yeryüzünden zaman ve mekan olarak uzaklaşmış değiller. Dünyada tezgahladıkları yalan, hile ve tuzaklara da yakın bulunuyorlar:

“Biz hiçbir kötülük yapmamıştık diyerek ölüm meleklerine kolayca teslim olurlar”

Hemen teslim olurlar. Bu büyüklük taslayanlar. Bir de bakmışsın ki, onlar hiçbir tartışmaya ve sürtüşmeye girmeden tam teslim olmuşlardır. Sadece teslim bayrağını çekiyorlar ve teslimiyetlerini sunuyorlar. Bu halleriyle de dünyada sürekli yaptıkları numaranın bir devamı olarak suçları reddedip yalanlıyorlar ve tam bir teslimiyet içinde diyorlar ki:

“Biz hiçbir kötülük yapmamıştık.”

İşte o büyüklük taslayanlar için alçaltıcı bir sahne, aşağılayıcı bir durum. Onlara verilen cevap:

“Hayır, öyle değil”

Onların ne yaptıklarını eksiksiz bilenin cevabıdır bu: “Allah sizin neler yaptıklarınızı bilir.”

Şu halde yalana, demagojiye ve sözü yaldızlamaya gerek yoktur. Ve onlara verilen ceza, büyüklenenlerin cezası geliyor:

“Bunun için ebedi olarak cèhennemde kalmak üzere oranın kapılarından içeri giriniz. Kendini beğenmişlerin barınağı ne kötü bir yerdir.”

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.