sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA NAHL SURESİ 67. ve 69. AYETLER ARASI

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA NAHL SURESİ 67. ve 69. AYETLER ARASI
04.09.2021
723
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun

67- Hurma ağaçlarının meyvaları ile üzümlerden içki ve yararlı besin elde edersiniz. Düşünenler için bunda ibret dersi vardır.

Gökten inen yağmurun serpiştirdiği hayattan oluşan bu meyvalardan, sarhoşluk verici şeyler yapıyorsunuz. (Ayette geçen sekr; içki demektir. Bu sırada daha içki haram kılınmamıştı) Güzel bir rızık da yapıyorsunuz. Ayeti kerime güzel rızkın içkiden başka bir şey olduğuna ve içkinin güzel bir rızık olmadığına işaret etmektedir. Bu da daha sonra gelecek olan haram kılmanın bir girişidir. Ayet bu sırada yaşanan realiteyi tasvir etmektedir. Onların hurma ve üzüm meyvalarından içki yaptıklarını açıklamaktadır. Yoksa içkinin helal olduğunu ifade etmemekte aksine, onun haramlığına bir giriş yapmaktadır.

“Düşünenler için bunda ibret dersi vardır.”

Aklını kullananlar, bu rızkı yapanın kulluk yapılmaya layık olduğunu anlarlar. Bu rızık veren de Allah’dır…

BAL ARISI

68- Rabbin bal arısına ilham etti ki; “Dağ oyuklarında, ağaç kovuklarında ve asma yaprakları arasında petek ör. “

69- Sonra her meyvadan ye, Rabbinin önüne aştığı bütün yolları aş. ” Arının karnından değişik renkli ve insanlar için şifa kaynağı olan bir içecek (bal) çıkar. Bu olayda düşünen kimseler için ibret dersi vardır.

Arı Allah’ın kendisine bahşettiği içgüdülerinin direktifleriyle çalışır. Bu da bir çeşit vahiydir. Arı bu direktiflere göre çalışır. Gerçekten öyle hayret verici bir titizlikle çalışır ki, düşünebilen akıl bile, bu çalışma karşısında aciz kalır. İnsan aklı, arının yaptığı petekler, kozalar, kendi aralarındaki iş bölümü, saf balı yapma yöntemi konusunda açıklama yapmaktan aciz durumdadır.

Arı, kendi yaratılışının gereği olarak, yuvalarını dağlarda, ağaçlarda ve yükseltilen yerlerde, yani asma ağacı ve benzerlerinde yapar. Yüce Allah onun fıtratına yerleştirdiği yetenekler ve etrafını kuşatan çevrenin uyum sağlamasıyla ona hayatın yollarını kolaylaştırmıştır. Balda insanlar için şifa olduğunu belirten ifadeyi bazı uzmanlar teknik açıdan açıklamışlardır. Bu gerçek sırf Kur’an’ın açıkça bildirmesiyle de sabit bir olgudur. Müslümanın Allah’ın kitabında sabit olan bu köklü gerçeğe dayanarak böyle inanması zorunludur.

Buhari ve Müslim, Ebu Said Hudri’den rivayet ederler ki: Bir adam Peygamberimize -salât ve selâm üzerine olsun- geldi ve: “Kardeşim ishal oldu” dedi. Peygamberimiz -salât ve selâm üzerine olsun- “Ona bal içir” buyurdu. Adam gitti. Bal içirdi. Sonra yine geldi ve “Ya Resulullah; bu da onun ishalini arttırmaktan başka işe yaramadı” dedi. Resulullah -salât ve selâm üzerine olsun- bu sefer “Allah doğru söylemiştir, kardeşinin karnı ise yalan söylüyor. Git, ona bal içir” dedi. Adam gitti bal içirdi ve kardeşi iyileşti.

Bu haberde Peygamberimizin -salât ve selâm üzerine olsun- gözler önündeki bir realite karşısında takındığı kesin tavır bizi dehşete düşürmektedir. Çünkü kardeşi ona bal içirdikçe adamın ishali de artmıştır. Bu kesin inanç sonunda realitenin de onu desteklemesi ve doğrulaması ile neticelenmiştir. İşte Allah’ın kitabında yeralan her konuda ve her gerçek hakkında müslümanın kesin inancı da böyle olmalıdır… Realite diye adlandırılan dış görünüş istediği kadar ona aykırı olsun farketmez. Allah’ın kitabındaki bir gerçek, dış görünüşteki bir realiteden daha doğrudur. Eninde sonunda dış görünüşten ibaret olan realite de onu doğrulayacaktır.

Burada bir nebze de sergilenen nimetlerin uyum ve ahengi üzerinde duralım: Gökten suyun indirilişi, kan ile dışkı arasından sütün çıkarılışı, hurma ve üzüm meyvalarından hem sarhoş edici, hem de güzel rızıkların çıkarılmak istenmesi, arının karnından balın çıkarılışı… Evet bunların hepsi şekil bakımından birbirlerinden farklı yerlerden çıkarılan içeceklerdir. Buradaki hava, içeceklerin havası olduğundan, hayvanların sadece sütleri sözkonusu edilerek sahnenin tüm birimleri arasında bir uyum sağlanmıştır. Gelecek dersimizde hayvanların derilerinden, yünlerinden ve kıllarından da yararlanıldığını göreceğiz. Zira buradaki konular, çadırlar, normal evler ve giyim kuşam ile ilgilidir. Dolayısıyla hayvan ürünlerinden sahnenin birimleriyle uyum sağlayanların verilmesi, bütünün parçalarıyla uyumunun gereği olarak tercih edilmiştir… Bu da Kur’an’daki edebi ahengin ufuklarından biridir.

BÜNYELERE KAZINMIŞ GERÇEKLER

Hayvanlardan, ağaçlardan, meyvelerden, arıdan ve baldan söz eden ayetlerden sonra, şimdi de insan ruhunun derinliklerine daha yakın olan, bizzat onların bünyelerinde yeralan yaşamları, rızıkları, eşleri, çocukları ve torunlarından bahseden ayetlere geçiliyor. İnsanlar bu konuları büyük bir titizlikle ele alıyorlar, daha derin biçimde etkileniyorlar ve daha rahat karşılık veriyorlar:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.