sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA NEML SURESİ 15. AYET

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA NEML SURESİ 15. AYET
10.09.2022
383
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun

15- Biz Davud’a ve Süleyman’a ilim verdik. Onlar da “Bizi birçok müslüman kulundan daha üstün kılan Allah’a hamd olsun” dediler.

Burası kıssanın başlama noktasıdır, giriş cümlesidir. Allah’ın Hz. Davud ve Hz. Süleyman’a vermiş olduğu en önemli nimetin değerini vurgulayan haberdir. Bu en önemli nimet, ilim nimetidir. Başka surelerde Allah’ın Hz. Davud’a vermiş olduğu ilim, etraflıca açıklanıyor. Zebur’un bölümlerini yanık bir sesle okumayı öğretmesi, çevresini kuşatan kâinatın Hz. Davud’un sesini yankılaması ve ona eşlik etmesi, yanık sesi, nağmesinin sıcaklığı, Rabb’ine bütün varlığı ile yönelmesi, ona verilmiş nimetlerdendi. Kendisini, kendisi ile bu varlığın arasına giren engellerden ve ondan uzaklaştıran etkenlerden soyutlaması ve hem dağların hem de kuşların onunla birlikte vecde kapılarak huzura kavuşması Allah’ın bahşettiği bu ilmin kapsamındaydı Ona zırh yapma sanatını ve savaş araç gereçlerini öğretmesi, demiri emrine vererek ondan dilediğini yapmasını sağlaması da bu verdiği ilim içerisindeydi. İnsanlar arasında hüküm vermesi de bu nimetler kapsamındaydı. Nitekim bu konuda Hz. Süleyman da ona ortaktı.

Hz. Süleyman’a gelince bu surede, yüce Allah’ın ona öğrettiği kuş dili ve diğer konular geniş biçimde açıklanmaktadır. Başka surelerde Allah’ın ona otorite ve hüküm verdiği ve Allah’ın emri ile rüzgârlara hükmettiği ayrıca açıklanıyor.

Sure şöyle başlıyor: “Biz Davud’a ve Süleyman’a ilim verdik.” Ayet sona ermeden Hz. Davud ve Hz. Süleyman’ın bu nimete karşı şükretmeleri yer alıyor. ßu nimetin değeri ve üstünlüğü açıklanıyor. Kendilerini, inanmış olan pek çok kulundan üstün kılan Allah’a hamd etmelerine değiniliyor. Böylece ilmin değeri ve onu kullarına vermekle Allah’ın ne büyük lütufta bulunduğu ortaya çıkıyor. Kendisine ilim verilenlerin Allah’ın inanmış pek çok kullarından daha erdemli ve daha üstün olacakları açıklanıyor.

Yalnız burada ilmin türü ve konusu geliştirilmiyor. Çünkü burada ön plana çıkarılmak ve ortaya konmak istenen ilmin içeriği değil kendisidir. Böylece bütün ilimlerin Allah’ın bir bağışı olduğuna işaret ediliyor. Her ilim sahibine yakışan tutumun o ilmin kaynağını bilmesi, verilen bilgiye karşı Allah’a övgüde bulunarak O’na yönelmesi, bu ilmi bağışlayıp veren Allah’a hoşnut edecek biçimde onu kullanması gerektiği belirtiliyor. Böyle bir ilim, Allah’ın bir bağışı ve lütfu olarak sahibini Allah’dan uzaklaştırmayacak, kendisine Allah’ı unutturmayacaktır.

İnsanın kalbini Rabb’inden uzaklaştıran ilim, yolundan şaşmıştır. Kaynağından ve hedefinden sapmıştır. Sahibine ve insanlara bir fayda sağlayamaz. Onları mutlu edemez. Kötülükten, korkudan bunalımdan ve yıkımdan başka bir ürün veremez. Zira kaynağından kopmuş, yönünü şaşırmış ve Allah’a giden yoldan sapmıştır…

Atomun parçalanması ve kullanılmaya başlanması ile insanlık, bilim alanında yeni bir aşamaya ulaşmıştır. Fakat insanlık bugüne kadar Allah’ı hatırlamayan, O’ndan korkmayan, O’na şükretmeyen bilimlerden ve O’na yönelmeyen uzmanların araştırmalarından ne gibi bir yarar sağlamıştır. Bu bilim “Hiroşima” ve “Nagazaki”ye atılan atom bombalarının yol açtığı barbarca katliamlardan,

Doğunun ve Batının tüylerini ürperten korku ve huzursuzluktan, her iki tarafı da yerle bir etme, yakıp-yıkma ve haritadan silme gibi tehditlerle sindirmekten başka ne fayda vermiştir?(‘Birmingham Üniversitesi öğretim üyesi ve atom bombasının hazırlama sanayi heyetinin üyesi Prof. M.i. Wilifnith Hiroşima ve Nagazaki olaylarından sonra şöyle demişti: Ben kesinlikle inanıyorum ki, kısa bir süre sonra patlama gücü bu bombaların patlama gücünü on binlerce ton aşan bombalar, dünyamızda yeryüzüne çıkacaktır. Bunların ardından kuvvetleri milyon tonla ifade edilen bombalar yapılacaktır. Artık o gün hiçbir savunma ve korunma fayda vermeyecektir. Bu türden altı bomba İngiltere’yi baştan sona harabeye çevirebilecektir.”

Uzmanın kehaneti tutmuş ve kısa bir süre sonra hidrojen bombaları yapılmıştır. Ki bunların yanında Hiroşima ve Nagazaki bombaları çocuk oyuncağı gibi kalmaktadır.

Bu vesileyle Hiroşima’ya atılan atom bombasının ilk etapta 210.000 ile 240.000 civarında Japon’un ölmesine sebep oldu. Tabii bu arada sakatlananlar yanıp daha sonra ölenler hariç. Bunların sayıları da on binlerle ifade ediliyor)

Hz. Süleyman ve Hz. Davud’a ilmin verilmesine, her ikisinin de Allah’ın bu nimetine karşı şükredişlerine, onun değerini ve önsezisini en güzel biçimde kavrayışlarına işaret edildikten sonra artık yalnız Hz. Süleyman`dan söz edilmeye geçiliyor.

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.