sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA NUR SURESİ 60. ve 61. AYETLER

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA NUR SURESİ 60. ve 61. AYETLER
20.06.2022
426
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

60- Evlenme ümidi olmayan, doğurganlık çağını geride bırakmış yaşlı kadınların, süslerini göstererek erkeklerin ilgisini çekme amacı taşımamak şartı ile ev dışında giyilecek elbiselerini giymemelerinin sakıncası yoktur. Fakat kapalı giyim konusunda titiz davranmaları kendileri için daha iyidir. Allah her sözü işitir ve her şeyi bilir.

Şu halde mahrem yerlerinin ortaya çıkmaması, süslerinin görünmemesi şartıyla evlenme ümidi kalmamış, doğurganlık yaşını geride bırakmış yaşlı kadınların ev dışında giyilmesi gereken bol elbiselerini giymemelerinin sakıncası yoktur. Ne var ki, ev dışında giyilen bol elbiselerini giymeleri daha iyidir. Bu ise, iffetli kalmaya özen gösterme şeklinde tanımlanıyor. Yani iffetliliği istemek ve onu tercih etmek olarak nitelendiriliyor. Çünkü açıklıkla fuhuş arasında bir bağ vardır. Bu husus, fuhuş işleme imkanını en aza indirgemeye, nefislerle tahrik edici unsurları birbirinden uzak bulundurmaya ilişkin İslâmın bakış açısının bir gereğidir.

“Allah her sözü işitir ve her şeyi bilir.”

İşitir ve bilir… Dillerin söylediklerini, kalplerde depreşen duyguları işitir, bilir… Buradaki sorun vicdandaki niyet ve duyarlılık unsurudur çünkü.

TOPLUMSAL İLİŞKİLER

61- Körlerin, topalların ve hastaların anahtarları kendilerine emanet edilmiş evlere girip yemek yemekten çekinmeleri gereksizdir. Sizler de evlatlarınızın, babalarınızın, atalarınızın, erkek kardeşlerinizin, kız kardeşlerinizin, amcalarınızın, halalarınızın, dayılarınızın, teyzelerinizin, arkadaşlarınızın evlerinin veya anahtarları yanınızda bulunan evlerin yemeklerinden yiyebilirsiniz. Gerek birarada ve gerekse ayrı ayrı yemek yemenizin sakıncası yoktur. Şenlikli evlere girdiğinizde Allah tarafından yasallaştırılmış kutlu ve hoşnutluk uyandırıcı bir esenlik dileği olmak üzere içerdeki dindaşlarınıza selâm veriniz. Allah size ayetlerini düşünesiniz diye böyle açıklar.

Rivayete göre önceleri müslümanlar sözü edilen evlerde izin istemeye gerek duymadan yemek yerlerdi, aralarındaki fakirlerden kör, topal ve hastalar da kendilerine eşlik ederdi. Daha sonra “birbirinizin mallarını haksız yollardan yemeyin” (Bakara, 138) ayeti inince bu evlerde yemek yemekten sakındılar, kör, topal ve hasta fakirler de ev sahipleri çağırmadıkça ya da izin vermedikçe onlarla birlikte yemekten çékindiler, çünkü yüce Allah’ın emirlerine uyma konusunda son derece duyarlıydılar. Yüce Allah’ın yasakladığı bir şeyi işlemekten daima kaçınırlardı. Uzakta da olsa sakıncalı bir şeye eğilim göstermekten korkarlardı. Bunun. üzerine yüce Allah bu ayeti indirdi ve kör, hasta, topal, akraba ve benzeri ihtiyaç sahiplerinin bir akrabanın evinde yemesi konusunda duyulan endişeyi kaldırdı. Ancak bu, ev sahibinin karşı çıkmamasına, ayrıca “ne zarar ver ne de zarara uğra” ile “Gönül hoşnutluğu olmadığı sürece bir müslümanın malını yemek helal değildir” (Şafii rivayet etmiş ve kölenin özgürlüğünü elde etmesi için efendisi ile yaptığı sözleşme konusunda söylediği bir sözde bu hadise dayanmıştır.) genel kuralları uyarınca ev sahibinin zarara uğramaması şartlarına bağlıdır.

Bu ayet yasa koyan bir ayet olduğu için, sözlü ifadenin, konu düzenlemesinin ve sıralamasının hiçbir kuşkuya ve kapalılığa yer vermeyecek şekilde özenle seçildiğini ayrıca sözkonusu edilen akrabaları yakınlık derecesine göre sıralandığını görüyoruz. Ayet oğulların ve eşlerin evlerinden başlıyor, ama bunları sözlü olarak ïfade etmiyor. Tersine ayetin orijinalinde “Evleriniz” diyor. Bu ifadenin kapsamına oğul ve eşlerin evleri girer: Çünkü oğulun evi babanın evidir, eşin evi de kocasınındır. Bunu babaların sonra anaların evleri izliyor. Sonra kardeşlerin, sonra kız kardeşlerin, sonra amcaların, sonra halaların, sonra dayıların, sonra teyzelerin evleri sıralanıyor. Bunlara bir de kişinin malını korumakla görevli bekçi ekleniyor. O da anahtarını yanında bulundurduğu evlerde normal bir şekilde ve yemek ihtiyacını aşmayacak oranda yemek yiyebilir. Bunlara arkadaşların evleri de ekleniyor. Amaç, arkadaşlar arasındaki bağı, akrabalık bağına katmaktır. Ama karşı .tarafa eziyet vermemek, onları zarara uğratmamak şartıyla. Bilindiği gibi arkadaşlarının kendi yiyeceklerinden izin istemeye gerek . duymadan yemeleri diğer arkadaşı memnun eder.

Yemek yenebilecek evler açıklandıktan sonra, yemek yenebilecek durum açıklanıyor.

“Gerek bir arada ve gerekse ayrı ayrı yemek yemenizin sakıncası yoktur.”

Cahiliye döneminde bazıları yalnız başına yemek yememeyi gelenek haline getirmişti. Adam beraber yemek yiyeceği birisi olmasaydı yemeğini yemezdi. Yüce Allah bu ağır ve sıkıntı verici durumu ortadan kaldırdı. Meseleyi her türlü zorlamadan kurtararak basitleştirdi. Ayrı ayrı ya da beraber yemek yenebileceğini bildirdi.

Yemek yenebilecek durumun açıklanmasından sonra da yemek yenebilecek evlere giriş kuralları açıklanıyor:

“Şenlikli evlere girdiğinizde Allah tarafından yasallaştırılmış, kutlu ve hoşnutluk uyandırıcı bir esenlik dileği olmak üzere içerdeki dindaşlarınıza selâm veriniz.”

Bu, ayette sözü edilen kimseler arasındaki bağın güçlülüğünü dile getiren son derece latif bir ifadedir. Çünkü akrabalık ve arkadaşlık adına onlara selâm veren kişi aslında kendisine selâm vermektedir. Onlara yönelik olarak dile getirdiği kutlu ve hoşnutluk uyandırıcı dilek Allah katından bir esenliktir. O ruhu taşımakta, o kokuyu yaymaktadır. Onları kopması mümkün olmayan sağlam bir iple birbirine bağlamaktadır.

Böylece büyük-küçük her konuda mü’minlerin kalpleri Rabblerine bağlan-maktadır.

“Allah size ayetlerini düşünesiniz diye böyle açıklar.”

İlahi hayat sisteminin dayandığı ince planı ve hikmeti kavrayasınız diye…

  1. PEYGAMBERİN KONUMU

Surenin akışı akraba ve arkadaşlar arasındaki ilişkilerin düzenlenmesinden, başkanı ve önderi Allah’ın peygamberi Hz. Muhammed -salât ve selâm üzerine olsun- olan büyük ailenin, yani müslümanlık ailesinin iç ilişkilerini düzenlemeye ve aile başkanı Hz. Peygamberin meclisinde müslümanların takınacağı edep kurallarını açıklamaya geçiyor.

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.