SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA RAHMAN SURESİ 37 VE 45. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
37- Gök parçalanıp da kırmızı gül renginde bir yağ eriyiğine dönüştüğü zaman;
38- Peki, Rabbinizin hangi nimetini yalanlıyorsunuz?
39- O gün ne insana ne de cinne suçu sorulmaz.
40- Peki, Rabbinizin hangi nimetini yalanlıyorsunuz?
41- Suçlular yüz ifadelerinden tanınarak perçemlerinden ve ayaklarından yakalanırlar.
42- Peki, Rabbinizin hangi nimetini yalanlıyorsunuz?
43- İşte suçluların yalanladıkları cehennem budur.
44- Cehennem ile kaynar su arasında mekik dokurlar.
45- Peki, Rabbinizin hangi nimetini yalanlıyorsunuz?
Evet; “Gök parçalanıp da kırmızı gül renginde bir yağ eriyiğine dönüştüğü zaman.
Kırmızı gül renginde, fakat yağ sıvılığında.
Kıyamet günü evrenin nasıl olacağına ilişkin ayetlerin toplamı, o gün bütün gezegenlerin, yıldızların ve gök cisimlerinin büyük bir yıkıma uğrayacaklarını, yörüngelerini ve hareket düzenlerini kaybederek kaosa düşeceklerini bildirmektedirler. Yukarda okuduğumuz ayetin de aralarında bulunduğu bu ayetlerin başlıcalarını şimdi birlikte gözden geçirelim:
“Yer sarsıldıkça sarsıldığı, dağlar ufalandıkça ufalanıp da toz duman haline geldiği zaman”.(Vakıa suresi, 4-6)
“Göz kamaştığı, ay tutulduğu, güneş ile ay biraraya getirildiği zaman”.
“Güneş dürüldüğü, yıldızlar karardığı, dağlar yürütüldüğü, on aylık gebe develer başıboş bırakıldığı, vahşi hayvanlar biraraya toplandığı, denizler kaynatıldığı zaman.” (Tekvir suresi, 1-6)
“Gök yarıldığı, yıldızlar boşluğa dağıldığı, denizler birbirine akıtıldığı zaman.”
“Gök yarıldığı, ona yaraşır biçimde Rabbine kulak verip boyun eğdiği, yer genişletildiği, içinde olanları atıp boşaldığı, ona yaraşır biçimde Rabbine kulak verip boyun eğdiği zaman.” (İnşirak suresi, 1-5)
Gerek bunlar, gerekse aynı konuyu ele alan diğer ayetler o gün tüm evreni etkileyecek olan o dehşetli olaya işaret ederler. Bu olayın iç yüzünü yüce Allah’tan başka hiç kimse bilmez.
Evet; “Gök parçalanıp da kırmızı gül renginde bir yağ eriyiğine dönüştüğü zaman;
Peki, Rabbinizin hangi nimetini yalanlıyorsunuz?”
Devam ediyoruz:
“O gün ne insana ne de cinne suçu sorulmaz: ‘
Bu tablo, o bol tanıklı günün tablolarından biridir. O gün değişik tablolar gerçekleşecektir. Kiminde kullar sorguya çekilecektir. Kiminde kullara hiçbir soru sorulmayacaktır. Kiminde herkes kendini savunmaya girişecektir. Kiminde sorumluluğu, suçu ortağının üzerine atacaktır. Kiminde konuşmaya. tartışmaya, çekişmeye izin verilmeyecektir. Kısacası o gün uzun, bitmez bir gündür. Her tablosu dehşet dolu ve bol tanıklıdır.
SUÇLULAR VE CEHENNEM
Bu ayette hiçbir insana ve cinne günahlarının sorulmayacağı tablodan sözediliyor. Çünkü o tabloda herkesin niteliği ve davranış birikimi biliniyor. Kötülük izleri kara lekeler halinde ve iyilik izleri beyaz parıltılar halinde yüzlerde belirir. Gerek bu belirtiler gerekse o belirtiler yüz hatlarında okunur. Böyle bir durumda yalanlama ve inkâr etme olur mu?
“Peki, Rabbinizin hangi nimetini yalanlıyorsunuz?”
“Suçlular yüz ifadelerinden tanınarak perçemlerinden ve ayaklarından yakalanırlar.”
“Peki, Rabbinizin hangi nimetini yalanlıyorsunuz?”
Bu sahne hem korkunç ve hem de korkunçluğunun yanısıra küçük düşürücüdür. Çünkü suçluların ayakları yüzü ile birleştiriliyor. Sonra bu biçimde, kargatulumba cehenneme atılıyorlar. O anda yalanlama ve inkâr etme olur mu?
Bu sahne gözler önünden geçerken, suçluların perçemlerinden ve ayaklarından tutulup cehenneme atılma işlemleri sürerken ayet, bu gösterinin izleyicilerine dönüyor. Onlar sanki bu sure okunurken oradadırlar. Kendilerine şöyle sesleniliyor:
“İşte suçluların yalanladıkları cehennem budur: ‘
İşte şimdi gördüğünüz gibi o önünüzdedir. Devam ediyoruz: “Cehennem ile kaynar su arasında mekik dokurlar.
“Peki, Rabbinizin hangi nimetini yalanlıyorsunuz?”
Isısı son derece yüksek bir su. Sanki ateşte pişen bir yemek! Cehennemliklere cehennemin kendisi ile bu kaynar sıvı arasında mekik dokutulur. Bakın, işte şu anda onlar bu iki azap kaynağı arasında gidip geliyorlar.