SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA SAFFAT SURESİ 83 VE 87. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
83- İbrahim de Nuh’un milletindendi. ·
84- Çünkü tertemiz bir kalp ile Rabb’ine gelmişti. ·
85- Babasına ve kavmine: “Neye tapıyorsunuz?” demişti. ·
86- Allah’dan başka uydurma tanrılar mı istiyorsunuz? ·
87- Alemlerin Rabb’i hakkındaki düşünceniz, zannınız nedir?
Hikâyenin giriş ve ilk sahnesi böyle… Nuh’dan İbrahim’e geçiş… İki peygamber arasında akide, davet ve yol bağı var. İki peygamber ve iki peygamberlik arasında uzun zamanlar geçmiş olmasına rağmen, Hz. İbrahim ile Nuh aynı davanın bağlılarındandır. Çünkü karşılaştıkları, ortak oldukları ve bağlısı oldukları, sistem aynı sistem. İbrahim’in sıfatlarından, temiz kalplilik, inanç sağlamlığı ve saf bir gönül ön planda ortaya çıkmaktadır!
” Çünkü tertemiz bir kalp ile Rabb’ine gelmişti.”
Bu tasvir, Rabb’ine gelişinde şekillenen katıksız bir “teslimiyetin” ve kalp temizliği şeklinde beliren “duruluğun”, temizliğin ve doğruluğun görüntüsüdür. “Temizlik” ifadesi, kendi anlamını da kalbi ilham eden bir ifadedir. Bu aynı zamanda basittir, anlamı kolay ve mefhumu açık bir ifadedir. Bununla birlikte temizlik, arınmışlık, samimiyet ve (doğruluk) gibi birçok nitelikleri de kapsar. Ancak şu kadar var ki, ayette geçen bu ifade basitliği karmaşık olmaması ile birlikte, sıraladığımız niteliklerin hep birden ifade ettikleri anlamdan daha geniş bir ifade gücüne sahiptir. İşte bu, Kur’an ifadelerinin eşsiz anlatım harikalarından biridir.
Hz. İbrahim, bu tertemiz kalp ile, kavminin yaptıklarını hoş görmemiş çirkin görmüştür. Sağlam bir sağduyunun tiksinmiş olduğu, her türlü düşünce ve tutumu çirkin görmesi gibi çirkin görmüştür. “Babasına ve kavmine `Neye tapıyorsunuz?’ demişti. Allah’dan başka uydurma tanrılar mı istiyorsunuz? Alemlerin Rabbi hakkındaki düşünceniz, zannınız nedir?” Hz. İbrahim onların putlara taptıklarını görmekte ve sağlam bir fıtratın sesi ile şiddetli bir tiksinme ile seslenmektedir. “Neye tapıyorsunuz?” Nelere? Çünkü sizin taptıklarınızın ne tapılacak ve ne de kendisine ibadet edenlerinin olması uygundur. Ne de gerçeği bilmemekten kaynaklanan kuşkulu bir tapınmadır. Bu sadece katıksız bir yalan ve şüphesiz bir iftiradır. O halde siz bu iftiraya kasten mi, bilerek mi yöneliyorsunuz? “Allah’dan başka uydurma tanrılar mı istiyorsunuz?” Siz Allah ı ne zannediyorsunuz? Allah kavramının insan sağduyusunun ilk anda bile nefret ettiği bu seviyeye düşeceğini ve böylesine sapık olabileceğini mi zannediyorsunuz? “Alemlerin Rabb’i hakkındaki düşünceniz, zannınız nedir?” Bu ifade temiz ve sağlam insan sağduyusunun yadırgamasını yansıtmaktadır. Bu ifade, insanın hislerine, aklına ve vicdanına ters olan apaçık bir durumun üzerine gitmektir.
İlahi ifade burada, onların Hz. İbrahim’i cevaplamalarına, onunla konuşmalarına yer vermiyor, direkt olarak bunu izleyen sahneye geçiyor. Hz. İbrahim’in bu apaçık iftira karşısında,.içinden verdiği kararı sergilemeye geçiyor!