sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA SECDE SURESİ 25. VE 26. AYETLER

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA SECDE SURESİ 25. VE 26. AYETLER
25.02.2023
609
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

25-Şüphesiz Rabb’in kıyamet günü, ayrılığa düştükleri konularda onların aralarında hükmedecektir.

Bu anlatımdan sonra surenin akışı Allah’ın ayetlerini yalanlayanları, geçmiş milletlerin yok edildikleri harap olmuş yerlerde bir gezintiye çıkarıyor.

 

26- Bugün yurtlarında dolaştıkları nice kuşakları daha önce helâk etmiş olmamız, halâ onları yola getirmedi mi? Şüphesiz bunda ibretler vardır. Halâ dinlemeyecekler mi?

Geçmiş milletlerin yerle bir olmuş yurtları yüce Allah’ın mesajını yalanlayanlara ilişkin yasasının somut bir ifadesidir. Allah’ın yasası ise her zaman geçerlidir. Kesinlikle değişmez ve hiçbir suçluyu kayırmaz. İnsanlık, ortaya çıkışı ve yok olup gidişi, zayıflığı ve güçlülüğü bakımından değişmez yasalara boyun eğmektedir. İşte Kur’an-ı Kerim bu yasaların değişmezliğine ve sürekli yürürlükte olduklarına dikkat çekiyor. Kur’an-ı Kerim asırların geride bıraktıklarını, geçmiş milletlerin eserlerini; harap olmuş izlerini, geçmişte yok edilen beldelerde yaşayan insanların ürkütücü kalıntılarını bir ibret sahnesi, kalplere yönelik bir uyarı, duyarlılığı artırıcı bir etken, Allah’ın azabının baskınından, zorbaları suçüstü yakalamasından korkutma amaçlı bir mesaj olarak kullanır. Ayrıca bunları yüce Allah’ın belirlediği yasaların, evrensel düzenin değişmezliğinin bir kanıtı olarak gözler önüne serer. Böylece insanların kavrayışlarının, ölçme ve değerlendirme kriterlerinin düzeyini yükseltir. Artık hiçbir nesil ya da kuşak insan hayatına egemen olan ve yüzyıllar boyu sürekli yürürlükte olan evrensel ve değişmez hayat düzenini unutarak herhangi bir zaman veya mekânın dar sınırları içinde kalmaz, Ne yazık ki, birçokları aynı akıbetle yüzyüze gelmedikçe bu gerçeği hep unuturlar!

Kuşku yok ki, geçmiş milletlerin harap ve ıssız yurtları, duyabilen bir-kalbe, uyanık bir duyguya yönelik çok etkili ve ürpertici bir mesajı vardır. İnsanı derinden sarsan, vicdanını ürperten, kalpleri titreten bir dili vardır bu yerlerin. İlk önce bu ayetlerle muhatap olan Araplar Ad ve Semudoğulları’nın yaşamış oldukları bölgelerde dolaşıyor; Lût kavminin yaşadığı kentlerden geriye kalan kalıntıları görüyorlardı. Kur’an-ı Kerim, geçmiş yüzyılların izleri gözlerinin önünde olmasına rağmen, Allah’ın ayetlerini yalanladıkları için cezalandırılan toplumların harap olmuş yurtları karşılarında duruyor olmasına rağmen, buralara uğrayıp aralarında dolaşmalarına rağmen, kalplerinin heyecanlanmamasının, duygularının ürperip sarsılmamasını, Allah’dan korkmaya ve benzeri bir akıbete uğramaktan sakınmaya ilişkin duyarlılıklarının artmamış olmasını, bu sayede doğru yolu görmemiş olmalarını, kendilerini yüce Allah’ın suçüstü yakalayıp yerle bir etmeye ilişkin vaadinden kurtaracak olumlu bir tutuma yöneltmemiş olmalarını tuhaf karşılıyor.

“Şüphesiz bunda ibretler vardır. Halâ dinlemeyecekler mi?”

İçinde dolaştıkları bu harap yurtlarda yaşamış geçmiş milletlere ilişkin kıssaları, uyarıldıkları azap başlarına gelmeden, hoşlanmadıkları akıbete uğramadan önce bu uyarıyı dinlemezler mi?

Vicdanlarına musibet ve yerle bir olma haberleri ile dokunulduktan sonra, bunların duygularında oluşturduğu dehşet ve korku havasından, kalplerde meydana getirdiği sarsıntı ve ürpertiden sonra surenin akışı ölülerde kıpırdayan hayat fırçasıyla dokunuyor. Bu amaçla onları, içinde hayat unsurunun kıpırdadığı toprakta bir gezintiye çıkarıyor. Bundan önce de canlı fakat ölüm ve felâkete uğramış bir yerde dolaştırıyor.

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.