sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA ŞUARA SURESİ 105. VE 110. AYETLER

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA ŞUARA SURESİ 105. VE 110. AYETLER
15.08.2022
386
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

105- Nuh’un soydaşları peygamberlerini yalanladılar.

106- Hani kardeşleri Nuh, onlara dedi ki, Siz hiç Allah’tan korkmaz mısınız?

107- “Ben size gönderilmiş, güvenilir bir Allah elçisiyim. “

108- “Öyleyse Allah’tan korkunuz ve çağrıma uyunuz. “

109- “Ben bu çağrı hizmetime karşılık sizden herhangi bir ücret istemiyorum, benim çabamın karşılığını verecek olan alemlerin Rabb’idir. “

110 “O halde Allah’tan korkunuz ve çağrıma uyunuz. “

Hz. Nuh’un, milleti tarafından red edilen, yalan sayılan çağrısı budur işte. Halbuki Hz. Nuh onların kardeşiydi. Kardeşliğin gereği barışa, tatmine, imana ve tasdiğe götürmesiydi. Yalnız onun toplumu bu bağa dikkat edip değer vermedi. Siz hiç Allah’tan korkmaz mısınız? İşlediğinizin cezasından korkmaz mısınız? Kalbleriniz Allah korkusunu ve ürpertisini hissetmez mi? dediğinde, kardeşleri olan Hz. Nuh’un çağrısına karşı kalbleri yumuşamadı.

Takvaya dikkat çekip ona yönlendirmek bu surede sürekli biçimde vurgulanıyor. Yüce Allah Hz. Musa’yı Firavun ve milletine bir elçi olarak gönderdiğinde O’nu takvaya çağırmakla görevlendirmişti. Hz. Nuh da milletini ona çağırdı. Hz. Nuh’tan sonra gelen peygamberlerin hepsi de milletlerini Allah’tan korkmaya çağırdılar.

“Ben size gönderilmiş güvenilir bir Allah elçisiyim.”

Hainlik yapmam. Aldatmam. Hile yapmam. Açıklanması istenen yükümlülüklerde hiçbir şeyi ne arttırırım ne de eksiltirim.

“O halde Allah’tan korkunuz ve çağrıma uyunuz.”

Böylece onlara tekrar Allah’tan korkmayı hatırlatıyor. Bu sefer bu korkuyu belirliyor ve onu yüce Allah’a izafe ediyor. Bununla onların kalbleri itaate ve teslim oluşa doğru hareketlendirilmek isteniyor.

Sonra onlara dünya ve nimetleri konusunda güvence veriyor. Onları Allah’ın dinine çağırmakla kendisi bir çıkar sağlayacak değildir. Kendilerine doğru yolu gösterdiği için bir ücret, bir mükafatta istememektedir. Mükafatını, insanları dinine çağırmakla yükümlü tutan alemlerin Rabb’inden talep etmektedir. Bu çağrı karşılığında hiçbir ücret istenmediğine dikkat çekilmesi sağlıklı bir çağrının sürekli olarak ücretsiz olması gerektiğini ortaya koymaktadır. İşte bu, İslam dininin çağrısı ile, insanların alışageldiği diğer çağrılar arasındaki temel farklardan biridir. Diğer sözde dini çağrılarda, kahinler ve din adamları insanların mallarını ceplerine indirmek için, dini, bir sömürü aracı olarak kullanırlar. Kahinler ve dini asıl amacından saptırmış olan din adamları sürekli olarak çeşitli yollarla malları sömürmenin kaynaklarından biri olmuşlardır. Gerçek anlamdaki Allah’a çağrı ve bu çağrının öncüleri ise, daima çıkardan uzak duran salt kimselerdir. Doğru yola çağırma karşılığındâ ücret almazlar. Onların ücretlerini vermek alemlerin Rabb’inin işidir.

Burada insanlara ücret ve sömürü açısından güvence verildikten sonra tekrar takva ve itaat istenmektedir kendilerinden: “Allah’tan korkunuz ve çağrıma uyunuz”. Yalnız buna rağmen onlar kendisine hayret verici bir itirazla karşılık veriyorlar. Bu, insanlığın her peygambere karşı ileri sürdüğü tarih boyunca tekrarlanan bir itirazdır.

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.