sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA ŞUARA SURESİ 192. VE 199. AYETLER

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA ŞUARA SURESİ 192. VE 199. AYETLER
27.08.2022
381
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun

192- Hiç kuşkusuz Kur’an, Rabb’in tarafından indirilmiştir.

193- Onu “güvenilir ruh” (Cebrail) indirdi.

194- Senin kalbine; uyarıcılardan biri olasın diye.

195- Açık, yalın bir arapça ile

Ruhu’l-emin Cebrail’dir -selam üzerine olsun-. Bu Kur’an Allah katından peygamberimizin -salat ve selam üzerine olsun- kalbine indiren O’dur. Cebrail indirdiği şeyde güvenilir bir elçidir, Onu sağlam biçimde korur. Kur’an’ı peygamberin kalbine indirmiş o da onu doğrudan doğruya almış ve onun doğrudan, en güzel şekilde anlamıştır. Kur’an’ı onun kalbine indirmiştir ki, apaçık arapça bir dille uyaranlardan olsun. Arapça peygamberin toplumunun dilidir. Onunla kendilerine hitap ediyor ve .onlara bu dille Kur’an okuyordu. Aslında onlar bir insanın neler söyleyebileceğini ve bu Kur’an’ın insan sözü türünden bir söz olmadığını kavrıyorlardı. Kendi dilleriyle de olsa, Kur’an’ın nazmı (düzeni, dizilişi) manaları, metodu, ahengi ve uyumu ile O’nun beşeri olmayan bir kaynaktan geldiği kesinlik kazanmıştı. Özdeki bu delilden dıştaki başka bir delile geçiyor.

196- Kur’an’ın temel ilkeleri, daha önceki ümmetlerin kutsal kitaplarında da yer almıştı.

197- İsrailoğulları bilginlerinin bu Kur’an’dan haberdar olmaları müşrikler için bir delil değil mi?

Daha önceki kutsal kitablarda ve kendisine indirilmiş olan Kur’an’ı Kerim’de peygamberimizin sıfatları belirtildiği gibi, ona inen inanç sisteminin ana ilkeleri de belirtilmişti. Bu nedenle İsrailoğullarının (yahudilerin) bilginleri bu peygamberliği bekliyorlardı. Bu peygamberin gelişini gözlüyorlardı: Gelmesinin yakın olduğunu hissediyorlardı. Selman-ı Farisi ve Abdullah ibni Selam’ın -Allah her ikisinden de razı olsun- ifade ettikleri gibi, Yahudiler aralarında bu gelecek peygamberden söz ediyorlardı. Bu konudaki haberler de kesinlik ifade edecek kadar sağlam ve sabittir.

Müşrikler delilin zayıflığından, belgelerin yetersizliğinden değil, sırf büyüklük tasladıkları ve inat ettikleri için karşı koyuyor ve dikiliyorlardı. Eğer onlara Arapça bilmeyen yabancı biri gelip onlara arapça bir Kur’an okusaydı dahi, onlar yine kendisine inanmaz, onu tasdik etmez ve bunun kendisine vahyedildiğini kabul etmezlerdi. Büyüklük taslayanların hayranlık duydukları böyle bir delil olsaydı dahi onların tutumu değişmeyecekti.

198- Eğer biz Kur’an’ı ana dili arapça olmayan birine indirseydik de,

199- Onu o müşriklere okusaydı ona yine inanmazlardı.

Bununla Hz. Peygambere -salat ve selam üzerine olsun- moral verilmekte, bütün delillere karşı onların nasıl inatlaşıp, büyüklük tasladıkları tasvir edilmektedir. Sonra ilahi mesajı yalanlamanın onların üzerine, inatları ve büyüklük taslamaları nedeniyle yazıldığı ve bu tutumun onlardan ayrılmayacağı belirtiliyor. Yalanlamaya yöneldikleri için iş böylece sonuçlanmıştır. Sanki onların kalpleri mühürlenmiştir. Onlar gaflet içinde işin gelişmelerinden habersiz haldeyken azap gelip kendilerini yakalayıncaya kadar bu mühür kalkmayacaktır. Pişmanlığın faydası yoktur.

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.