sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA ŞUARA SURESİ 28. VE 31. AYETLER

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA ŞUARA SURESİ 28. VE 31. AYETLER
30.07.2022
450
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun

 

28- Musa, “Eğer düşünme yeteneğiniz varsa anlarsınız ki, O doğunun, batının ve bu ikisi arasındaki bütün varlıkların Rabb’idir. dedi.

Doğu ve Batı hergün gözler önünde serili bulunan iki olgu, iki görüntüdür. Sürekli tekrarlandıkları ve alışılageldikleri için kalbler onlara dikkat ile yönelmez. Bu sözcükler doğuşa ve batışa işaret ettikleri gibi, doğuş ve batış yerlerine de işaret edebilirler. Firavun ve benzeri zorbalar, zalimler bu dehşet verici büyük olayların kendi kontrollerinde olduklarını iddia etmeye cesaret edemezler. Öyleyse bu iki hükmeden, onları gecikmeksizin ve belirlenen süresinden geri kalmaksızın sürekli bir şekilde meydana getiren kimdir? Soğuk olan kalbler bu yönlendirme ile birden sarsılmakta, uykuda olan akıllar birden uyanmaktadırlar. Hz. Musa -selam üzerine olsun- onların duygularını harekete geçirmekte ve onları düşünmeye, değerlendirmeye çağırmaktadır, “Eğer düşünme yeteneğiniz varsa”

Gayri meşru idareler, ulusların uyanmasından, kalblerin dirilmesinden korktukları kadar hiçbir şeyden korkmazlar. Uyanıklığa ve bilinçli harekete çağrı yapan davetçilerden rahatsız oldukları kadar kimseden rahatsız olmazlar. Uykudaki vicdanları sarsmaya çalışanları cezalandırdıkları kadar kimseyi cezalandırmazlar. İşte bunun içindir ki, Firavun az önceki sözleriyle kalblerin tellerine dokunan Hz. Musa’ya karşı öfkelenip heyecana kapılmıştır. Sert bir tehdit, apaçık bir saldırı ile, onunla konuşmasını kesiyor. Bu yöntem, güvendikleri dalların kırıldığı ve delillerin aleyhlerine döndüğü sırada bütün tağutların, zalim iktidar sahiplerinin başvurdukları bir yoldur:

29- Firavun “Eğer benden başka bir ilah edinirsen yemin ederim ki, seni hapse attırırım ” dedi.

İşte gerekçe ve işte sebep. Zindanda bulunanların arasına katma tehdidi! Zindan ondan uzakta değildir. Ve o, ilk suçsuz zindana gönderilen kişi olmayacaktır! Bu aynı zamanda acizliğin delilidir. Atak halde bulunan gerçek karşısında batılın zayıflığını kavramanın işaretidir. Eski-yeni bütün azgınların değişmez çehresi ve şaşmayan yoludur!

Şu kadar var ki, bu tehdit Hz. Musa’nın ödünü koparacak değildi. Allah’ın elçisi olduğu, Allah onunla ve kardeşi ile birlikte olduğu halde nasıl korkabilirdi? İşte o firavunun kapatıp rahatlamak istediği noktaya tekrar parmak basıyor. Yeni bir söz ve yeni bir delille tekrar bu konuya dönüyor.

30- Musa “Sana doğru söylediğimi kanıtlayan apaçık bir delil göstersem de mi? dedi.

Yani ben sana peygamber olduğumu doğrulayan apaçık bir delil göstermiş olsam da mi beni zindana atılanlardan edeceksin? Bununla Firavun Hz. Musa’nın daha önceki sözlerini dinleyen kabine önünde zor duruma düşürülmüştür. Eğer bu aşamada onun apaçık deliline kulak vermeyi red etse, bu onun delilinden korktuğu anlamına gelecekti. Halbuki az önce o Hz. Musa’nın deli olduğunu iddia etmişti. Bu nedenle Firavun kendisini ondan delilini istemeye mecbur hissetmişti.

31- Firavun “Eğer doğru söylüyorsan kanıtını göster bakalım ” dedi.

Eğer iddianda doğru-dürüst isen veya elinde apaçık bir delil bulunduğuna ilişkin sözlerin doğru ise.. Yani o hâlâ Hz. Musa hakkında kuşkular yaymaya çalışıyor. O’nun delilinin topluluğun kalbi üzerinde bir etki bırakmasından korkuyor.

Burada Hz. Musa maddi olan iki mucizesini ortaya atmıştır. Onları Firavun’un meydan okuyuşu son haddine varmadan çıkarmamıştır.

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.