sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA TA-HA SURESİ 49. ve 50. AYETLER

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA TA-HA SURESİ 49. ve 50. AYETLER
22.01.2022
565
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

49- Firavun “Ey Musa, sizin Rabb’iniz kimdir? “dedi.

50- Musa “Bizim Rabb’imiz, her varlığı farklı niteliklerle donatarak yaratan, sonra da bu varlıkları nitelikleri doğrultusunda yönlendiren Allah’dır.”

Hz. Musa, ile Harun kendilerini tanıtırlarken “Biz Rabb’inin sana gönderdiği elçileriz” diye söze girmişlerdi, ama Firavun, Hz. Musa ile Harun’un Rabbinin kendisinin de Rabbi olduğunu kabul etmeye yanaşmıyor. Bu yüzden asıl yetkili elçi olduğunu farkettiği Hz. Musa’ya soru sorarken şöyle diyor:

“Ey Musa, sizin Rabbiniz kimdir?”

Adına konuştuğunuz ve İsrailoğullarını serbest bırakmamı istediğiniz “Rabbiniz” kimdir?

Hz. Musa ise yüce Allah’ın yaratıcılık, yoktan varedicilik ve yönlendiricilik sıfatlarını vurgulayarak bu soruya karşılık veriyor. Okuyoruz:

“Bizim Rabb’imiz, her varlığı farklı niteliklerle donatarak yaratan, sonra da bu varlıkları nitelikleri doğrultusunda yönlendiren Allah’dır.”

Yani bizim Rabb’imiz her varlığa “varoluş” niteliğini armağan etti. Her varlığı, varoluşuna kattığı, fıtratını donattığı niteliklere sahip olarak yarattı. Sonra her varlığı yaratılış amacını oluşturan fonksiyona yöneltti, onu bu fonksiyonu ile uyumlu, yardımcı imkânlarla donattı. Ayette kullanılan “sonra” sözcüğü, zamanca bir “sıralama”, “arkaya bırakma” anlamı taşımaz. Çünkü yaratılan her varlık, yaratılış amacını oluşturan fonksiyona doğal olarak eğilimli biçimde yaratılır. Başka bir deyimle varlıkların yaratılışları ile fonksiyonların yaratılışı arasında bir zaman aralığı yoktur. Buradaki “sonra”lık bir varlığın yaratılışı ile o varlığın fonksiyonuna yönlendirilişi arasındaki düzey farkını ifade eder. Başka bir deyimle herhangi bir varlığı fonksiyonuna yöneltmek, onu başıboş olarak yaratmaktan daha üst düzeyli bir eylemdir.

Burada Hz. Musâ’nın dilinden bize aktarılan ilahi vasıf, şu varlık alemini yaratan ve yönlendiren ilahlık belirtilerini en özlü biçimde dile getiren vasıftır. Yani her varlığı “varoluş” sunmayı, her varlığı yaratılış amacına uygun niteliklerle donanmış olarak yaratmayı ve her varlığı yaratılış amacına uygun fonksiyona yöneltmeyi kasdédiyoruz. İnsan gücünün yettiği oranda gözünü ve basiretini şu koca evrenin çeşitli kesimleri üzerinde gezdirdiği takdirde küçük-büyük her varlıkta bu yoktan varedici ve yönlendirici “güç”ün izlerini açıkça görür. Bu izler ték tek atomlardan en iri cisimlere, tek hücreden insanda somutlaşan en yüksek düzeyli canlılara kadar, her varlıkta açıkça gözlenebilir.

Şu koca evreni düşününüz. Sayısız atomlardan, hücrelerden, maddelerden, canlılardan oluşmuştur. Her atom kımıldıyor, her hücre canlılık belirtileri gösteriyor. Her canlı hareket ediyor, her varlık diğer varlıklarla karşılıklı ilişki halinde, ortak çalışma içindedir. Bütün varlık birimleri gerek tek başına, gerekse öbür varlık birimleri ile birlikte, yaratılışlarında ve yapılarında varolan doğal yasalar uyarınca faaliyet gösterirler. Bu faaliyetler de bir an bile bir çatışma, bir çelişme, bir aksama ve bir gevşeklik görülmez.

Her varlık birimi, başlıbaşına ayrı bir evrendir, kendine özgü bir alemdir. Bütün atomlar, bütün hücreler, bütün organlar ve sistemler yaratılış amacını oluşturan öz karakterine göre, genel doğa yasalarının çerçevesi ile sınırlı olarak uyumlu ve düzenli faaliyet gösterirler.

Koca evren bir yana, insan bilimi, insan çabası bile tek tek varlık biçimlerinin özelliklerini, fonksiyonlarını, bozukluklarını, bu bozuklukların giderilme yollarını araştırıp ortaya koyabilme konusunda yetersizdir. Sözünü ettiğimiz sadece bu varlık birimlerine yönelik bir araştırma, onlarla ilgili bilgi edinme çabasıdır. Yoksa insanların onları ne yaratması ve ne de fonksiyonlarını yönlendirmesi sözkonusudur. Bu işler, insan kapasitesinin tamamen dışındadır. Çünkü insan da yüce Allah’ın bir yaratığıdır. Ona “varoluşu”nu sunmuş, onu yaratılış amacına uygun niteliklerle donatmış, onu bu amaca uygun fonksiyonlara yönlendirmiştir. Tıpkı canlı-cansız diğer tüm varlıklar gibi.

Söylediğimiz iş, ortaksız Allah’ın, her varlığa kendine özgü yaratılışını sunduktan sonra onu fonksiyonlarına yönlendiren yüce Rabb’imizin’.tekelindedir. Firavun, Hz. Musa’ya bu sorunun arkasından şu ikinci soruyu soruyor:

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.