SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA TA-HA SURESİ 60. ve 62. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
İMAN İLE AZGINLIĞIN KARŞILAŞMASI
60- Bunun üzerine Firavun dönüp gitti, hilelerini hazırladıktan sonra randevu yerine geldi.
Şimdi bu kısa ifadenin bu kadar az sözcüğe neleri sıkıştırdığını birlikte düşünelim. Firavun, bir karşılaşmanın yapılacağını haber vererek bu konudaki talimatını veriyor. Önde gelen yardımcıları bu karşılaşmaya ilişkin görüşlerini açıklıyorlar. Arkasından Firavun, Hz. Musa ile yarışacak olan seçme büyücülerine dönüyor. Onları özendiriyor, yüreklendiriyor,kendilerine büyük ödüller vadediyor. Sonra yarışmaya ilişkin görüşlerini ve taktiklerini anlatıyor, danışmanları da bu alandaki düşüncelerini dile getiriyorlar. İşte size bir yığın lâf Fakat görüyorsunuz ki, ayet-i celile bu lâf yığınını “Bunun üzerine Firavun dönüp gitti, hilelerini hazırladıktan sonra randevu yerine geldi” şeklindeki birkaç cümlecikle özetleyiverdi. Bu kısacık tek ayet, şu üç ardışık hareketi ifade ediyor: Firavun’un dönüp gitmesini, hilelerini ve plânlarını hazırlamasını ve karşılaşma alanına gelişini.
Hz. Musa, yarışma öncesinde Firavun’un büyücülerine öğüt vermeyi uygun gördü. Onları yalancılığın ve yüce Allah’a iftira atmanın acı sonu hakkında uyardı. Bu öğütleri ile onları doğru yola döndürmeyi ve büyü yolu ile kendisine meydan okumaktan vazgeçirmeyi denedi. Çünkü büyücülük, bir aldatmaca idi. Okuyoruz:
61- Musa onlara dedi ki; “Vay gele başınıza! Allah adına yalan uydurmayınız. Yoksa sizi bir azaba çarptırarak kökünüzü kurutur. Allah’a iftira atan gerçekten aldanmıştır.”
Doğru ve samimi söz bazı kalpleri etkiler, onların derinliklerine işler. Bu olayda da böyle olduğu görülüyor. Anlaşılan Firavun’un bazı büyücüleri, bu samimi sözlerden etkilendiler ve yapacakları gösteri konusunda isteksizliğe,,tereddüde kapıldılar. Fakat yarışmanın hararetli taraftarları hemen paçaları sıvadılar, Hz. Musâ’nın işitmesinden çekindikleri fısıltılarla, tereddütlü arkadaşları ile tartışmaya koyuldular, onları ikna etmeye giriştiler. Okuyoruz:
62- Bunun üzerine büyücüler aralarında gizlice fısıldaşarak durumlarım tartıştılar.
Büyücüler birbirlerini kışkırtmaya yöneldiler. Aralarındaki hızlı Firavun yanlıları, Hz. Musa ile Hz. Harun’dan duyulan korkuyu abartarak endişelenen arkadaşlarını psikolojik baskı altına almaya giriştiler. Bu elebaşları “Bu iki adam, ülkemizi, yani Mısırı ele geçirmek ve halkımızın inançlarını değiştirmek istiyorlar. Bu yüzden tereddüde ve iç tartışmaya meydan vermeden el birliği ile bu ortak tehlikeye karşı koymamız gerekir. Bu gün ölüm-kalım savaşının günüdür. Bu savaşı kazanan taraf, zafere ve kesin başarıya ulaşan taraf olacaktır” türünden propagandalar yapıyorlardı. Okuyoruz: