SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA YUSUF SURESİ 91. VE 95. AYETLER ARASI
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
91- Kardeşleri; “Vallahi, Allah seni bize üstün kıldı, biz hep suçlu idik dediler…
Yanlışlıklarını açıkça söyleyerek, günah işlemiş olduklarını kabul ediyorlar. Derece, nezaket, sakınma ve iyilik etme gibi konularda Allah’ın Hz. Yusuf u kendilerinden üstün kıldığını gördüklerini açıkça söylüyorlar. Buna karşılık Hz. Yusuf da onlara kucak açarak, onları bağışlayarak, içine düştükleri utanılası konuma son veriyor. Değerli bir insanın göstereceği bir erdemdir bu! Daha önce darlık sınanmasından alnının akıyla çıkmış olan Hz. Yusuf, böylece bollukla sınanmasını da başarıyla atlatıyor. Kuşkusuz ki O, iyilik eden kimselerdendi.
92- Yusuf dedi ki; “Bugün size kınama yok, Allah günahlarınızı bağışlar, O merhametlilerin en merhametlisidir. “
Size kusur bulmuyorum, sizi kınamıyorum! Bu mesele benim için bitmiştir. Bu meseleyi ben kendi adıma bütünüyle unutuyorum. Allah, sizlerin günahlarınızı bağışlasın. O ki merhametlilerin en merhametlisidir. Ardından söz, başka bir konuya geliyor. Sıra, üzüntüsünden gözleri ağarmış babasına geliyor. Hz. Yusuf bir an önce, babasına müjdeyi yetiştirebilmek, onu görebilmek, onun yüreğindeki hüznü dindirebilmek, hastalıktan bedeninin çektiği acılara son verebilmek, artık görmez olan gözlerini yeniden sağlığına kavuşturabilmek için yanıp tutuşmaktadır. Bu sebeple de kardeşlerine şöyle diyor:
93- “Şimdi şu benim gömleğimi götürüp yüzüne sürün de gözleri açılsın. Sonra bütün ailenizle birlikte bana geliniz. “
Hz. Yusuf, gömleğine sinmiş kokusunun, babasının körelmiş gözlerini tekrar sağlığına kavuşturabileceğini nereden bilmişti? Bu, Allah’ın kendisine öğrettiği bilgilerdendir. Pek çok durumda, şok etkisi yaratabilecek bir sürpriz, olağanüstü şeylerin gerçekleşmesine neden olur… Hem Hz. Yusuf da Hz. Yakub da birer peygamber olduklarına göre, böylesi bir mucizenin gerçekleşmesi de son derece normal değil midir?
SÜRPRİZLER ZİNCİRİ
Kıssanın bu bölümünde sürpriz üstüne sürprizle karşılaşıyoruz. Bu heyecanlı sahneler Hz. Yusuf’un küçük bir çocukken görmüş olduğu rüyanın yorumlanmasına dek sürecek…
94- Kervan yola çıkınca, babaları yanındakilere; “Eğer bana bunak demeyecekseniz, söyleyeyim ki, burnuma Yusuf’un kokusu geliyor” dedi…
Hz. Yusuf’un kokusu! Her şey akla gelebilir, ama böyle bir şey asla! Aradan geçen onca uzun bir zamandan sonra Hz. Yusuf’un halâ hayatta olabileceği kimin aklından geçer ki! Durum böyle olduğu halde, artık gözleri bile görmeyen bu yaşlı adam Hz. Yusuf’un kokusunu alıyor!
Ne diyor? Bu ihtiyar da iyice sapıttı demeyecekseniz doğrusu ben, Yusuf’un kokusunu alıyorum. “Eğer bana bunak demeyecekseniz”, dediğime inanacaksanız, size bir şey söyleyeyim mi, ta uzaklardan Yusuf’un kokusu geliyor burnuma!
Kervan yola çıkar çıkmaz Hz. Yakub, Hz. Yusuf’un kokusunu nasıl olmuş da alabilmiştir? Ayrıca, kervanın bu ayette sözü edilen anlamıyla yola çıkış noktası neresidir? Kimi tefsirciler, kervanın yola çıkış noktasının Mısır olduğu; Hz. Yakub’un da Hz. Yusuf’un kokusunu bu denli uzak bir mesafeden aldığı görüşündedir. Ancak meselenin gerçekten böyle olduğuna ilişkin bir gösterge yoktur. Kim bilir? “Kervan yola çıkınca” derken belki de, Kenan diyarındaki ana yolların kesiştiği nokta ve de kafilenin bu noktadan Hz. Yakub’un biraz ötedeki mahallesine doğru yola çıkması kastedilmektedir.
Burada, bir peygamber durumundaki Hz. Yakub’un ve yine bir peygamber durumundaki Hz. Yusuf’un pekalâ gösterebilecekleri bir mucizeyi reddetmeye çalıştığımız düşünülmesin. Bizim yaptığımız, Kur’an’daki bu ayetin içerdiği anlamın ya da kesin bir kanıtın ötesine geçmemeye çabalamaktan ibarettir. Nitekim burada sözünü ettiğimiz mesafenin ne kadar olduğu konusunda, kesinkes doğru kabul edilen bir hadis bulunmamaktadır. Ayrıca kimi müfessirlerin bu mesafe konusunda ileri sürdükleri görüşün doğru olduğuna ilişkin de ayetin orijinalinde en ufak bir işaret yoktur!
Ancak Hz. Yakub’un çevresindeki kimseler, onun kadar üstün bir dereceye ulaşamamış olduklarından, onun duyduğunu belirttiği Hz. Yusuf’un kokusunu da alamamaktadırlar:
95- Yanındakiler, Hz. Yakub’a; “Vallahi, sen halâ o eski şaşkınlığının pençesindesin” dediler..
Halâ Hz. Yusuf’u kaybetmenin şaşkınlığı içerisindesin. Nice zaman önce bilinmezliklere karışıp gitmiş ve artık asla gelmeyecek olan Yusuf’u halâ bekleyip durmaktan aklını bozmuşsun sen!
Ama bu beklenmedik sürpriz gerçekleşecektir. Üstüne üstlük, bununla birlikte bir sürpriz, bir mucize daha yaşanacaktır: