sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA ZARİYAT SURESİ 38 VE 42. AYETLER

SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA ZARİYAT SURESİ 38 VE 42. AYETLER
14.03.2024
161
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

38- Musa’nın başından geçenlerde de ibretler vardır. Onu apaçık bir delille Fir’avn’a gönderdik.

39- Fir’avn ordusuyla birlikte yüz çevirmiş ve “Musa, ya bir büyücü ya da bir delidir” dedi.

40- Sonunda onu ve ordularını yakalayıp denize attık. O, kınanmayı haketmişti.

Allah Teala, Hz. Musa’yı Fir’avn’a gönderirken ona heybeti ve kesin delili vermişti. Hz. Musa onları işitmekte ve görmektedir. Ne varki, Fir’avn bütün adamları ile birlikte yüz çevirmiş ve apaçık gerçekten ve kesin delillerden sapmıştı. Ve kendisine Allah’ın olağanüstü mucizelerini gösteren Peygamberi Hz. Musa için o, “Ya bir büyücüdür ya da bir delidir” demişti. Bu da kesin olarak gösteriyor ki, olağanüstü olaylar ve mucizeler hidayete hazırlıklı olmayan kalpleri hidayete erdiremez, batılda ısrar eden yalanlamaya yönelen dilleri kesip susturamaz.

Burada ifadenin akışı, hikayenin ayrıntılarını sunarak sözü uzatmıyor.. Hemen tarihte anlatılan ve sözü edilen delilin ortaya çıktığı hikayenin final kısmına geçiyor.

“Sonunda onu ve ordularını yakalayıp denize attık. O, kınanmayı haketmişti”.

Yani azgınlığı ve yalanlaması kınanmayı gerektirecek seviyedeydi.

Ayetin Allah’ın Fir’avn’u ve adamlarını yakalayıp denize attığı şeklindeki ifadesinde O’nun bu fiilleri direkt olarak kendisinin yaptığı açıkça anlaşılmaktadır. Allah’ın yeryüzündeki ruhlardaki ve peygamberler tarihindeki delilleri sunulurken Hz. Musa’ya değinilmesinde güdülen hedef de budur zaten.

Bir başka delil de Ad kavmi ile ilgilidir.

41- Ad kavminde de ibretler vardır. Onlara kasıp kavuran rüzgarı göndermiştik.

42- Üzerinden geçtiği şeyi canlı bırakmıyor, onu kül edip savuruyordu.

Ad kavmine gönderilen rüzgara “Akim” denilmesinin nedeni, onların umdukları gibi, bu rüzgarın su ve hayat değil de ölüm ve felaket taşımasıydı. Üzerinden geçtiği herşeyi çürütüp dağıtması, ufalayıp kırıntı haline çevirmesiydi.

Rüzgar bu evrendeki güçlerden birisi, Allah’ın ordularından bir ordudur. “Rabb’inin ordularını ancak O bilir” (Zariyat, 31) Ve Allah rüzgarı -kendi dilemesi ve kanunları çerçevesinde- herhangi bir biçimi ile, belirlenen zamanda, öldürüp yok etmek ya da diriltip canlandırmak için istediği kimseler üzerine gönderir. Burada basit ve bireysel itirazda bulunmaya ve “rüzgar tabiat kanunlarına göre akar, tabii faktörlere uyarak şuraya veya buraya eser” diyerek gülünç olmaya gerek yoktur. Çünkü onu bu sistem uyarınca ve bu faktörlere uygun olarak akıtan güç, takdir ve planlaması uyarınca dilediği zaman dilediği kimsenin başına bela eden, güçtür. Bu güç, rüzgarı planladığı sistem ve yarattığı etmenler çerçevesinde dilediği gibi bela etmeye yetenekli ve kadirdir. Bu noktada hiçbir fikir ayrılığına, itiraza ve kuşkuya yer yoktur.

Üçüncü delil Semud kavmi hakkındadır.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.