SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA ZÜMER SURESİ 47 VE 48. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
47- Eğer yeryüzünde olanların hepsi ve onunla birlikte bir misli daha fazlası D zalimlerin olsaydı; kıyamet günündeki kötü azabdan kurtulmak için onu fidye olarak verirlerdi. Çünkü hiç hesap etmedikleri şeyler Allah tarafından karşılarına çıkarılmıştır.
48- Yaptıkları işlerin kötülükleri kendilerine görünmüştür ve alay ettikleri şeyler onları kuşatmıştır.
Bu, korkunç ifade arasına serpiştirilen dehşet verici bir durumdur. Eğer bu zalimlerin -En büyük zulüm olan Allah’a ortak koşmak suretiyle zulmedenlerin-; evet, eğer zulmedenlerin “Yeryüzünde olanların hepsi” kadar malları olsa, hatta “Onunla birlikte bir misli daha fazlası” servetleri bulunsa, zamanında ihtirasla peşinde koştukları ve onunla övünerek İslam’dan uzaklaştıkları bu servetlerinin hepsini kıyamet gününde gördükleri kötü azaptan kurtulmak için fidye olarak verirlerdi.
Birbirine sarılmış olan bu ifadede dehşet verici bir olay daha var:
“Çünkü hiç hesap etmedikleri şeyler, Allah tarafından karşılarına çıkarılmıştır.”
Allah tarafından kendilerine gösterilen ve onların beklemedikleri şeyin ne olduğu açıklanmıyor. Öyle kapalı bırakılıyor. Ama öyle bırakılması daha korkunç, daha akılları durduracak bir hal alıyor. Allah’dır O. Bu zayıf, güçsüz yaratıklara beklemedikleri şeyleri gösteren Allah! İşte bu kadar! Hiçbir tanıtma, hiçbir sınırlama getirmeden mesele geçiştiriliyor.
“Yaptıkları işlerin kötülükleri kendilerine görünmüştür ve alay ettikleri şeyler onları kuşatmıştır.”
Bu da aynı şekilde durumu daha da fenalaştırıyor. Yaptıklarının çirkin bir iş olduğu kendilerine açıklanıyor. Onlar bu acıklı ve dehşet verici durumdayken tehditleri ve uyarıları alaya almalarının da gelip kendilerini çepeçevre kuşattığı belirtiliyor.
Kendisine ortaklar koştukları, tek olarak anıldığı zaman kalblerinin nefretle çarptığı, sahte ilahları ile birlikte sözü edildiği zaman ise yüzlerinin güldüğü Allah’a dönecekleri günde müşriklerin hallerini ortaya koyan bu ara sahneden sonra… Evet, bundan sonra onların hayret verici hallerinin tasvirine tekrar dönülüyor.
Onlar Allah’ın birliğini inkâr ediyorlar. Fakat bir zarara uğradıklarında, sıkıntıya düştüklerinde başkasına değil, yalnız O’na yöneliyorlar. Yalvarıyor, yakarıyorlar O’na. Yüce Allah onlara lütufta bulunup nimetler bağışlayınca şımarıyorlar ve inkâra kalkıyorlar: