SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA ZÜMER SURESİ 6. AYET
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
6- Sizi tek bir candan yarattı; sonra ondan eşini yarattı ve sizin için hayvanlardan sekiz çift meydana getirdi. Sizi annelerinizin karnında üç karanlık içinde yaratılıştan yaratılışa (zigottan embriyoya embriyodan et giydirilmiş kemiklere) geçirerek yaratmıştır. İşte Rabb’iniz olan Allah budur. Mülk O’nundur. O’ndan başka ilah yoktur. Öyleyse nasıl oluyor da O’na kulluktan döndürülüyorsunuz?
İnsan, kendisinin yaratmadığı ve nasıl yaratıldığı hakkında Allah’ın verdiği bilgiden başka bir şey bilmediği kendi bünyesini düşündüğü zaman, onun değişiklik göstermeyen bir bünye olduğunu, karakterinin ve özelliklerinin aynı olduğunu görür. Bu özellikler, onu diğer varlıklardan ayıran özelliklerdir. İnsanların tüm bireyleri, bu özellikleri taşımakla bir çerçevede buluşurlar. Bütün bir insanlığın yapısı aynıdır. Yeryüzünde dağılmış milyonlarca bireyin bütün nesilleri ve bütün bölgeleriyle bu yapı aynıdır, değişmemektedir. İnsanın eşi de kendisindendir. Kadın, bu özelliklerin detaylarındaki ayrılıklara rağmen erkeğin taşıdığı beşeri özelliklerin hepsini taşımaktadır. Bu da insan denen bu varlığın ana özünün bir olduğunu ortaya koymaktadır. Erkek ve kadın öz itibariyle birdir. Bu da, her iki yönü ile onu yoktan var eden iradenin birliğini göstermektedir. İnsanın bünyesindeki bu çift özelliğe işaret edilirken hayvanların bünyesinde de bulunan bu özelliğe dikkat çekilmektedir. Bu da tüm canlılarda aynı yasanın geçerli olduğunu göstermektedir.
“Sizin için hayvanlardan sekiz çift meydana getirmiştir.”
Bu sekiz “çift” “eş” hayvan, bir ayette açıklandığına göre koyun, keçi, sığır ve devedir. Her birinin erkeği ve dişisi vardır. Erkek de, dişi de birleştikten sonra “eş” adını alırlar. Toplam olarak bunlar sekiz tanedir. Ayet-i Kerime’nin ifadesi, bunların Allah katından gönderildiğini söylemekle onların insanların hizmetine verildiklerini belirtmiş oluyor. Yani insanın hizmetine verilme, Allah’ın katından gelmiştir. Bu, Allah’ın yüce katından insanlık dünyasına indirilmiştir. Yüce Allah’ın katından insanların onlara hükmetmelerine izin verilmiştir.
İnsanlarda ve hayvanlarda bulunan bu çift olma özelliğinin birliğine böylece işaret edildikten sonra bebeklerin, annelerinin karınlarında geçirdikleri yaratılış aşamaları sırasıyla gözden geçirilmektedir:
“Sizi annelerinizin karnında üç karanlık içinde yaratılıştan yaratılışa (zigottan embriyoya, embriyodan et giydirilmiş kemiklere) geçirerek yaratmıştır.”
Bir damla sudan kan pıhtısına, bir çiğnem ete, kemiklere… Bundan sonra da insanların tüm özelliklerini taşıyan her şeyi belli olmuş bir organizmaya varıncaya kadar…
“Üç karanlık içinde…”
Bebeği çepeçevre kuşatan kesenin karanlığı, bu kesenin içine yerleştiği rahmin karanlığı ve rahmin içine yerleştiği karnın karanlığıdır bu üç karanlık. Yüce Allah’ın eli bu küçücük hücreyi aşamadan aşamaya geçirerek şekillendirir. Yüce Allah’ın gözü bu nazik yaratığı koruma altına alır ve ona çoğalma, gelişme ve ilerleme gücü verir. İnsan bünyesinin izlediği adımları aşamaları takip etme gücü bağışlar. Böylece yaratıcısının kendisi için belirlediği süreyi izleyerek insan haline gelir.
Kısa zamanda gerçekleşen, ancak çok geniş boyutları bulunan bu dönüşümün seyrini izlemek, bu değişimleri ve gelişimleri düşünmek, bu basit, güçsüz hücrenin söz konusu karanlıklarda hayret verici seyrinde kendisine kılavuzluk yapan ilginç özellikler üzerinde kafa yormak, insanın bilgisini, gücünü ve gözlerinin ulaşabileceği sınırlarını aşar.
Bütün bunların, insan kalbinin, kendisini yoktan var eden ve yaratan yüce Allah’ın elini görmesini sağlaması gerekir. İnsan, bu eli, canlı, apaçık ve somut halde bulunan eserleriyle görmelidir. Bu gerçek, insanı, yaratma ve yoktan var etme yolundaki eserleriyle apaçık ortada bulunan birlik gerçeğine inanmaya iletmelidir. Özelliklerini yitirmemiş bir kalb nasıl olur da bu gerçeği görmezlikten gelebilir?
“İşte Rabb’iniz olan Allah budur. Mülk O’nundur. O’ndan başka ilah yoktur. Öyleyse nasıl oluyor da O’na kulluktan döndürülüyorsunuz?”
Allah’ın kesin birliğini ve O’nun sınırsız kudretini gösteren bu belgeyi apaçık olarak gösterdikten sonra onları vicdanları ile baş başa bırakıyor. Küfür ile şükür arasındaki yol ayrımında, yolu tercih etmenin bireysel sorumluluğuna doğrudan katlanma ile onları karşı karşıya bırakıyor. Yolculuğun sonunu ve orada kendilerini bekleyen hesaba çekilmeyi gözlerinin önüne seriyor. O günde, kendilerini üç karanlık içinde yaratan ve kalblerin kendi içlerinde gizleyebileceği her tür gizliliği bilen Allah’ın onları hesaba çekeceğini bildiriyor: