SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA ZÜMER SURESİ 8. AYET
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
8- İnsanın başına bir sıkıntı gelince Rabb’ine dönerek O’na yalvarır. Sonra Allah katından bir nimet verince önceden kime yalvarmış olduğunu unutuverir. Allah’ın yolundan saptırmak için O’na eşler koşar. Ey Muhammed! De ki: “İnkârınla az bir müddet zevklen, sen cehennemliklerdensin. “
İnsanın fıtratı (karakteri), sıkıntıya düştüğünde kendiliğinden ortaya çıkar. Bu sırada üzerindeki tortular dökülür. Üzerindeki perde açılır. Etrafını kuşatan kuruntular, yanılgılar aydınlık kazanır. O da Rabb’ine yönelir. Yalnız O’na döner. O’ndan başkasının kendisini bu sıkıntıdan kurtaramayacağını kavrar. Kendilerine çağırdığı ortakların ve şefaatçıların yalancı olduklarını öğrenir.
Sıkıntılar sona erip bolluk ve rahat geldiğinde ise… Yüce Allah, katından bir nimetle onu şereflendirip başındaki belayı bertaraf ettiğinde ise… Sıkıntının dokunması ile fıtratı yalın halde ortaya çıkan bu insanın tekrar geriye döndüğü, fıtratının üzerini tortuların kapladığı, Rabb’ine dönüşünü, O’na yalvarışını ve sınanma sırasında yalnız O’na kulluk ettiğini, O’ndan başka kimsenin bu belayı başından savmaya gücünün yetmediğini unuttuğu görülmektedir. İnsan bunların hepsini unutmakta ve yüce Allah’a ortak koşmaya başlamaktadır. Ya eski cahili e döneminde olduğu gibi taptığı bir takım ilahlar edinir, ya da bir takım değerleri, kişileri ve makamları ilah edinir. Bunlara içinde öyle değer verir ki, onları Allah’a ortak koşar. Nitekim cahiliyenin pek çok türünde bunlara benzer ortak koşmalara rastlanmaktadır. Bir de bakmışsın ki, aynı insan, cinsel arzularına, eğilimlerine, ihtiraslarına, korkularına, malına, çocuklarına, yöneticilerine ve büyüklerine Allah’a taptığı gibi veya daha samimi bir biçimde tapmaktadır. Bunları, Allah’ı sever gibi sevmekte veya daha fazla sevmektedir: Şirkin pek çok çeşitleri vardır. Zira bunda şirkin bilinen şeklini alma yoktur. Fakat işin özüne bakıldığında bunun koyu bir şirk olduğu rahatlıkla kavranır.
Bu yolu izleyen insanın sonu, Allah’ın yolundan sapmaktır. Allah’ın yolu birdir. Birkaç tane değil. İbadet, yöneliş ve sevgide yalnız O’na yönelmek, O’na giden yegane yoldur. Allah inancı, kalbte herhangi bir ortaklığa tahammül etmez. Mal, çocuk, vatan, toprak, dost ve yakın gibi hiçbir şeyin ortaklığını kabul etmez. Bunlar ve benzerlerinin kalbte yerleşen ortaklığı, Allah’a ortaklar koşmanın ta kendisidir. Allah’ın yolundan sapmaktır. Bu, yeryüzünde kısa bir süre yararlandıktan, oyalandıktan sonra cehennemle noktalanacak bir gidiştir.
“De ki: İnkârınla az bir müddet zevklen, sen cehennemliklerdensin.
Ne kadar uzun ömürlü de olsa bu yeryüzünün her tür nimeti kısa sürelidir. Ne kadar yaşarsa yaşasın, insanın bu yeryüzündeki günleri sayılıdır. Hatta bütün insanların yeryüzündeki hayatları yüce Allah’ın günleriyle karşılaştırıldığında kısa bir yararlanmadan öteye gidemez.
İnsanın bu çirkin tipinin yanında başka bir tablosu daha çiziliyor. Bu da, sürekli Allah korkusu ve ürpertisi ile dolu olan, Allah’ı sürekli anan, sıkıntıda ve bollukta O’nu unutmayan, yeryüzündeki hayatını ahiret endişesiyle yaşayan, Rabb’inin rahmetine ve ihsanına ulaşmak isteyen insan tipidir. Varlığın gerçeklerini anlamayı sağlayacak ve sağlıklı bir bilgiyi meydana getirecek olan Allah ile sürekli bağı bulunan kalb sahibidir bu insan: