sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

“Siz mi iyi bilirsiniz, yoksa Allah mı?” (1. BÖLÜM)

A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Âlemlerin Rabbi Rahman ve Rahim din gününün sahibi bütün noksan sıfatlardan münezzeh kemal sıfatlarla muttasıf olan yaratan yaşatan yöneten öldürecek diriltecek, hesaba çekecek olan Allah Celle Celaluhu’ya sonsuz, sınırsız hamd ve senalar olsun.

Son Resul yaşayan Kur’an Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi Vessellem’e onun ev halkına ashabına ve onların izinden giden ihsan üzere onlara tabi olan bütün müminlere salat ve selam olsun.

Bütün peygamberlerin insanları davet ettiği ilke, ölçü Allah Celle Celaluhu’dan başka ilah olmadığı hakikatidir.

Buna da kısaca tevhid deniyor. Tevhid Allah Celle Celaluhu’yu zatında, sıfatlarında ve fiillerinde birlemek anlamına gelmektedir. Fakat akaid kitaplarında da geçtiği üzere bu birlemek yaratılmış olan rakam olarak bir değil, eşsizlik, benzersizlik, misalsizlik manasında tekliktir. Yani bir sayı olarak bakıldığında Allah birdir manasında değildir. Allah zat, sıfat ve isimlerinde, fiillerinde eşi ve benzeri olmayan manasındadır.

Çünkü bir rakamının arkasından iki rakamı, üç rakamı diye rakamlar yaratılmıştır. Ama Allah’ın eşsizliği, benzersizliği yani zat, sıfat, fiil ve isimlerde iki olma ihtimali, ikincisinin olma ihtimali söz konusu dahi değildir. İşte iman da tevhidde Allah c.c yu eşsiz ve benzersiz olmak suretiyle tek olarak kabul etmektir. Yine aynı şekilde zatında sıfatlarında isim ve fiillerinde.

Seyyid Kutub’un güzel bir sözü vardır. Şöyle buyuruyor, şöyle söylüyor Seyyid Kutub Rahmetullahi Aleyh. Diyorlar ki vahdet lazım, ben de diyorum ki tevhid lazım.

Gerçekten bu sözün ne manaya geldiği, insanoğlu bazı tecrübeler, bazı olayları yaşadığında daha iyi anlayabiliyor. Yani birlik ve beraberliğin sağlanabilmesi ve birlik ve beraberliğin korunup muhafaza edilmesi, tevhidin anlaşılmasıyla mümkündür. Yani Allah Celle Celaluhu’yu tevhid etmek gerçekten o ehli tevhidin de bir arada beraberce gayelerine ve maksatlarına hizmet etmesini gerektirir. Şimdi baktığımız zaman Allah Celle Celaluhu bizleri muhatap almak suretiyle bir gerçeğe, bir hakikate yani kısaca aslında teslimiyete davet etmekte.

Fakat bunu yaparken bizlerden körü körüne robot gibi bir teslimiyette istememektedir. Bundan dolayı bize bir araç, bir vasıta olarak aklı vermiştir. Yani aklı yaratmıştır. Akıl vasıtasıyla insan kendisine, çevresine, gökler ve yer üzerinde bulunanlara, göklerdeki ve yerdekilere bakmak suretiyle, yani eşyaya bakmak suretiyle, onun üzerinde düşünmek suretiyle Allah Azze ve Celle’yi tanır ve bilir.

Aslında önce Allah’ı bulur, Celle Celaluhu’yu bulur. Onu bulmadan onu tanıması, onu tanımaya çalışması mümkün değildir. Buna bağlı olarak da biraz evvel söylediğim gibi bir araç, bir vasıta insanoğluna verilmiştir.

Hani Hz. Ali (r.a) şöyle buyuruyor ya; gözün ışığa ihtiyacı olduğu gibi aklında vahye ihtiyacı vardır. Yani göz görebilmesi için, eşyayı tanıyabilmesi için nasıl ki ışığa ihtiyaç duyuyorsa aklında eşyayı tanıyabilmesi, onu görüp onun malumatına, keyfiyetine vakıf olabilmesi için vahye ihtiyaç vardır. Göz konusuna dönersek, evet gözün görebilmesi için ışığa ihtiyacı var ama bilindiği üzere ışık olduğu zaman göz görme işlevini gerçekleştirdiğinde de her şeye bakıp her şeyi göremiyor. Allah Celle Celaluhu göze sınırlar koymuştur. Yani bakması haram olan şeylerden bahsediyorum. Her şeye bakamaz, her şeyi göremez, her şeyi görmek istese de ona bir sınır koyması gerektiğini Allah azze ve celle bildirmiştir.

Demek ki ışık varsa da göz işlevini yerine getiriyorsa da her şeyi bakmasına müsaade edilmemiş, ona sınır konulmuştur. Akıl varsa da, vahiy varsa da aklın her şeyi anlamaya çalışmasına müsaade edilmemiş, ona da bir sınır konulmuştur. Nitekim Allah Celle Celaluhu İsra Suresinde

“ve yes’elûneke anirruhî, sana ruhtan soruyorlar. gulirruhu min emri rabbih, de ki ruh Rabbinin emrindedir ve ma’ûtitum minel ilmi illâ galile, size de ilimden az bir şey verilmiştir.” Yani akılda her şeyi kavramaya, anlamaya ya da yorum yapmaya çalışırsa çizilen yani kendisine çizilen hududu aşmaya başlamış demektir. Buna meyletmiş demektir.

Devam edecek… İnşaAllah

Allah Celle Celaluhu dinlediğini anlayan, anladığını yaşayan kullarından olmayı hepimize nasip etsin. İmanının kendisine hayrı, teslimiyeti emrettiği kullarından olmayı bizlere nasip etsin. Hakk’ı Hakk bilip Hakk’a sarılan, batılı batıl bilip batıldan uzaklaşan kullarından eylesin. (Âmin)

VELHAMDULİLLAHİRABBİLALEMİN

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.