TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA AL-İ İMRAN SURESİ 9-12. AYETLER
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
9- Ey rabbimiz, muhakkak ki sen, geleceğinde şüphe olmayan bir günde insanları toplayacaksın. Şüphesiz ki Allah vaadinden dönmez.” derler
Ey rabbimiz, şüphesiz ki sen, geleceğinde şüphe olmayan kıyamet gününde insanları bir araya toplayacak olansın. O gün bizleri affet ve esirge. Şüphesiz ki sen, sana iman edene ve Peygamberlerine tabi olana yaptığın vaadden dönmezsin.
* Taberi diyor ki: “Her ne kadar bu âyet-i kerime Allah te al anın sıfatlarını haber verir mahiyete ise de aslında Kur’anın tümüne iman edenlerin dualarının bir kısmını beyan etmektedir.”
10- Şüphesiz ki inkâr edenlerin malları ve evlatları, Allaha karşı kendilerine hiçbir şey sağlamaz. İşte onlar, ateşin yakıtıdırlar.
Şüphesiz ki, Yahudi, münafık ve diğer kâfirlerden, hakkı söyleyen Muhammedi inkâr edenleri, malları ve evlatları, Allah’ın azabından koni yamayacak ve onlara hiçbir fayda sağlayamayacaktır. Âhirette cehennemin yakıtı işte bunlardır.
* Allah inkâr etmenin en büyük suç olduğunu ve Allahı inkâr edenleri hiçbir şeyin kurtaramaycağmı başka bir âyet-i kerime de şöyle beyan ediyor: “İnkâr edip kâfir olarak ölenlerin hiç birinden yeryüzünü dolduracak kadar altın fidye verseler bile kabul olunmayacaktır. Onlar için can yakıcı bir azap vardır. Onların bir yardımcıları da yoktur.
11- Bunların durumu, Firavun ailesinin ve onlardan öncekilerin durumu gibidir. Onlar, âyetlerimizi yalanladılar. Allah da onları günahları sebebiyle yakalayıvcrdi. Allah, cezası çok şiddetli olandır.
Bu kâfirlerin davranışı, Firavunu ailesinin ve onlardan önce geçen Nuh, Hud, ve Lut gibi Peygamberlerin , azgınlaşan ümmetlerinin davranışları gibidir. Onlar, âyetlerimizi yalanladılar. Allah da onları günahları sebebiyle yakalayıp helak etti. Malları ve evlatları kendilerine fayda vermedi. Allah, kendisini inkâr edene ve Peygamberini yalanlayana karşı cezalandırması çok şiddetli olandır.
* Allah teala bu âyette, kâfirleri, daha bu dünyadayken azgınlıkları sebebiyle helak ettiğini beyan etmekte ve müminleri, kâfirler karşısında güçsüz olsalar dahi, onlardan çekinmemeye teşvik etmektedir. Bu kâfirlerin akıbeti, Firavun ve diğer azgın kavimlerin akıbeti gibi olabilir. O halde müminler, kendilerinden güçlü olsalar bile kâfirlerden korkmamalıdırlar,
Ayet-i kerimede zikredilen ve “Firavun ailesinin durumu” diye tercüme edilen kelimesi, Reb’i b. Enes tarafından “Firavun ailesinin âdeti” şeklinde, Dehhak, İbn-i Zeyd ve Mücahid tarafından “Firavun ailesinin ameli ve
işi” şeklinde, Süddi tarafından ise “Firavun ailesinin yalanlaması” şeklinde izah edilmiştir. Taberi de kelimesinin asıl mânâsının “Bir işi yoğun bir şekilde yapmak ve onu yaparken yorulmak” olduğunu , sonra bu kelimenin hal, durumve âdet mânâlarında kullanıldığını söylemiştir.
12- Ey Muhammet!, inkâr edenlere de ki: “Yakında mağlup olacaksınız ve toplatılıp cehenneme sürüleceksiniz. Orası ne kötü bir döşektir.”
Ey Muhammed, Yahudilerden olan şu kâfirlere de ki: “Yakında bir hezimete uğratılıp bir araya biriktirilecek ve cehenneme sürüleceksiniz Cehennem ne kötü bir döşektir.”
Abdullah b. Abbas bu âyet-i kerimenin, Bedir savaşında müşrikler mağlup edildikten sonra, kendilerine Müslüman olmaları teklif edilen Yahudiler hakkında indiğini söylemiştir.
Abdullah b. Abbas diyor ki: “Resulullah Bedir savaşında Kureyşlilere ağır kayıplar verdirdikten sonra Medineye gelmiş bütün Yahudileri Beni Kay-nuka çarşısında toplamış ve onlara: şunu söylemişti: “Ey Yahudi topluluğu, Ku-reyşin başına gelenler sizin de başınıza gelmeden Müslüman olun.” Bunun üzerine Yahudiler şu cevabı vermişlerdir: “Ey Muhammed, savşmasını- bilmeyen acemi Kureyşlilerden bir kaç kişiyi öldürmen seni gururlandırmasın. Eğer sen, bizimle savaşacak olsan bizim ne olduğumuzu ve bizim gibileriyle karşılaşma-
mış olduğunu anlarsın.” İşte bunun üzerine bu âyet nazil olmuştur.
Âyet-İ kerime, Yahudilerin de yakında Müslümanlara mağlup olacaklarını haber vermiştir. Nitekim daha sonra Yahudilerle yapılan anlaşmayı onların bozarak müslümanlara ihanet etmeleri üzerine Yahudiler cezalandırılmış ve bir kısmı Medineden sürgün edilmiş, diğer bir kısmı ise öldürülmüştür