sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA ARAF SURESİ 152. VE 155. AYETLER

TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA ARAF SURESİ 152. VE 155. AYETLER
20.02.2025
17
A+
A-

152- Buzağıyı ilah edinenlere, şüphesiz rablerinden bir gazap ve dün­ya hayatında da zillet erişecektir. İşte biz, iftira edenleri böyle cezalandırı­rız.

İsrailoğuIIanmn daha dünyadayken kendilerine ulaşan Allah’ın gazabı, onların birbirlerini öldürmeleridir. Onların tevbelerinin kabul edilmesi ancak bu şekilde mümkündü. Tabi bu da .onlar için Allah4ın bir gazabı idi.

Şu âyet de bu hususa işaret etmektedir: “Bir zaman Musa, kavmine şöyle dimişti: “Ey kavmim, buzağıyı ilah edinmekle şüphesiz kendinize zulmettiniz. O halde yaratanınıza tevbe edin ve birbirinizi öldürün. Yaratanınız katında bu, sizin için daha hayırlıdır. [1][195]

İsrailoğullannın zillete düşürülmesi ise, onlann, ülkelerinden kovulmaları ve yabancı diyarlarda dolaşıp durmalarıdır.

Aynca, buzağı heykelini yapan Samiri, lanete uğramış ve cemiyet dışına atılmıştır. Hiçbir insanla irtibat kuramayıp vahşi hayvanlarla yaşamak zoruda kalmıştır.

Rivayet edildiğine göre samiri cüzzam hastalığına yakalanmış ve cüz-zamhlar vadisinde ölmüştür,

Diğer bir âyet-i kerime’de de şöyle Duyuruluyor: “Musa Samiri’ye şöyle dedi: “Haydi git. Sen, hayatın boyunca “Bana dokunmayın” diyeceksin… [2][196]

Âyet-i kerime’nin sonunda, “işte biz, iftira edenleri de böyle cezalandırı­rız.” buyuru I m aktadır. Bunun izahı şöyledir: “Nasıl ki biz, buzağıyı ilah edinen­leri, rablerini inkârları yüzünden ve Allah’a iman ettikten sonra dinden çıkmala­rından dolayı gazabımıza uğratarakve dünya hayatındayken zelil kılarak ceza­landırdık ise, Allah’ın ulhıyyetini bırakıp ta başka şeyleri ilah edinerek ve putla­ra taparak Allah’a iftira eden ve dinden dönen her yalancıyı da bunlar gibi ceza­landırırız. Gazabımıza uğratır ve dünya hayatında zelil kılarız.”

Taberi âyeti kerime’nin sonunda geçen “İşte biz, iftira edenleri böyle ce­zalandırırız.” ifadesini izah ederken şunu rivayet etmiştir: “Humeyd b. Kays ile Haris e b. Kudame, Ali b. Ebi Talib (r.a.)’ın yanına varmışlar ve ona “Senin şimdi yapmakta olduğun ve insanları davet ettiğin bu iş, Resulullah’m sana em­rettiği bir emir mi yoksa senin şahsi görüşün mü?” diye sormuşlar. Ali de onla^ ra: “Bırakın bunu. Bundan size ne?” diye cevap vermiştir. Fakat bu iki zat, ısrar etmişlerve: “Vallahi bunu bize bildirmeden biz bundan vaz geçmeyiz.” demiş­lerdir.Bunun üzerine Ali: “Resulullah bana, kılıcımın kınında asılı bulunan şu yazıdan başka hiçbir emir bırakmamıştır.” demiş ve kılıcının kınından yazıyı çı­karmıştır. Orada şunlar yazılıydı: “Hiçbir Peygamber yoktur ki, onun haram kıl­dığı kutsal bir yeri bulunmuş olmasın. İbrahim (a.s.)’m, Mekke’yi haram belde kıldığı gibi ben de Medineyi haram belde yapıyorum; Medine’de savaşmak için silah taşınamaz. Kim (orada) bir cinayet işler veya cinayet işleyeni barındıracak olursa Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onun üzerinedir. Onun ne tevbesi ne de fidyesi kabul edilir. [3][197]Ali b. Ebi Talib’e bu soruyu soran o iki kişi, Ali’nin yanından ayrılınca biri diğerine şöyle demiştir. “Gördün rriü o yazı­yı?” Sonra orada uzaklaşıp gitmişler ve kendi kendilerine: “Biz, Allah Teâlâ’nın “Buzağıyı ilah edinenlere, şüphesiz, rablerinden bir gazap ve dünya hayatında da zillet erişecektir. İşte biz, iftira edenleri de böyle cezalandırınız.” buyurduğu­nu işittik. İnsanlar, bir kısım iftiralarda bulundular. Bilmiyoruz ama, yakında onlara zillet ulaşabilir[4][198]demişlerdir. [5][199]

 

153- Kötü ameller işi ey ipte ardından tevbe ve iman edenler bilsinler ki, rabbin,bu davranışlarından sonra tevbe edenler için çok affeden ve çok merhamet edendir.

Büyük olsun küçük olsun, herhangi bir günahı işleyerek veya imana gir­dikten sonra buzağıya tapanlar gibi herhangi bir şeye tapıp inkâr’a düşerek kötü amel işleyenler, yaptıklarına pişman olur, Allah’ın razı olacağı amelleri yapar ve Allah’ın tevbe edenlerin tevbesini kabul edeceğine iman edecek olurlarsa, şüp­hesiz ki Allah’a onîarın yaptıkları kötü amelleri örter, onları rezil etmez ve onla­ra merhamet eder. [6][200]

 

154- Musa’nın kızgınlığı geçip sakinleşince yere attığı levhaları aldı. Onlardaki yazıda, rablerinden korkanlar için bir rahmet ve hidayet vardı.

Hz. Musa, kavminin buzağıya tapmasına çok sinirlenmiş ve Tûr dağın­dan onların yanına döndüğünde elinde bulunan levhaları hırsından yere atmıştı. Kardeşi Harun’u dinleyip onu bir suçu olmadığını anlayınca kızgınlığı yatışmış ve öfkesi geçince de daha önce yere atmış olduğu levhaları yerden almıştı. O levhalarda Cenab-ı Hak tarafından getirmiş olduğu emirler vardı. [7][201]

 

155- Musa, tayin ettiğimiz o vakit için kavminden yetmiş kişi seçti. Onları kuvvetli bir sarsıntı yakalayınca Musa şöyle dedi: “Ey rabbim eğer dileseydin bunları ve beni daha önce helak ederdin. İçimizdeki beyinsizle­rin yaptıkları yüzünden bizi helak mi edeceksin? Bu olanlar ancak senin bir imtihanındır. Sen bu imtihanla dilediğini saptırır, dilediğim de hidayete erdirirsin. Sen bizim velimizsin. Artık bizi bağışla, bize merhamet et. Sen, bağışlayanların en hayırlısın.

Suddîden rivayet edildiğine göre. Hz. Musa, buzağıya tapmalarından dolayı Allah’tan af dilemeleri için, İsrailoğullannın ileri gelenlerinde yetmiş kişi seçip Allah ile görüşülmesi vaadedilen yere oturmuştur. Fakat bu yetmiş kişi oraya varınca Hz. Musa’ya karşı diretip demişlerdir ki: “Ey Musa, biz Allah’ı açıkça görmedikçe sana asla iman etmeyeceğiz… [8][202]Bunun üzerine onları kor­kunç bir sarsıntı yakal ay iverdi. Perişan oldular. Diğer bir rivayete göre ise Öldü-. ler.

Bunun üzerine Hz. Musa, Allah’a yalvararak şöyle dedi: “Ey rabbim, ben israiloğullannın yanına vannea onlara ne diyeyim? Sen onlann en seçkinlerini helak ettin. Eğer dileseydin beni de onlan da daha önce helak edebilirdin.” Hz. Musa’nın böyle yalvarması üzerine Allah onlan tekrar diriltti. Nitekim şu âyette de buyurulur ki: “Sonra şükredesiniz diye, ölmüşken size tekrar hayat ver-dik. [9][203]

Hz. Musa ile birlikte Allah Teâlâ’nın emirlerini dinlemeye giden bu yet­miş kişinin kuvvetli bir sarsıntıya yakalarım al anmn sebebi olarak müfessirler ayn ayn üç şey zikretmişlerdir.

a- Süddi, İbn-i İshak ve Abdullah b. Abbas’tan nakledilen bir görüşe göre bunların, sarsıntıya yakalanmalarının sebebi, Hz. Musa’dan, kendilerine Allah’ı göstermesini istemeleridir. Bunlar demişlerdir ki: “Ey Musa sen Allah’ı bize açıkça göstermedikçe biz sana iman etmeyeceğiz.” Bunun üzerine, kendilerini dehşetli bir sarsıntı yakalayıvermiş ve ölmüşlerdir. Hz Musa’nın, Allah’tan onla­rın diriltmelerini istemesi üzerine di riltmişl erdir.

b- Hz. Ali’den nakledilen diğer bir görüşe göre Hz. Musa’nın seçmiş ol­duğu bu yetmiş kişinin, dehşetli sarsıntıya yakalanmalarının sebebi, Hz. Musa’nın, kıskanarak Harun’u öldürdüğünü iddia etmeleridir.

Umara b. Abdüsselûl, Hz. Ali’nin, şunları söylediğini rivayet etmiştir. “Musa ile Harun, bir dağın eteğine gitmişler. Harun, bir yatak üzerine yatmış uyumuş, Allah’da onu vefat ettirmiştir. Musa dönüp İsrailoğullan’nın yanına ge­lince onlar, “Harun nerede?” diye sormuşlar, Musa da: “Allah onu vefat ettirdi.” demiştir. Onlar da: “Sen onun güzeî ahlakım ve yumuşak huyluluğunu kıskana­rak onu Öldürdün.” demişler. Bunun üzerine Musa: “İçinizden yetmiş kişi seçin de gidip hadiseyi tahkik edelim.” demiş, onlar da yetmiş kişi seçip Musa ile bir­likte ölen Harun’un yanına göndermişlerdir.Bunlar oraya varınca: “Ey Harun se­ni kim öldürdü?” diye sormuşlar, Harun da: “Beni kimse öldürmedi. Beni Allah vefat ettirdi.” demiştir. Bunun üzerine onlar: “Ey Musa artık bundan sonra sana asla karşı gelinemez.” demişler ve ondan sonra da kendilerini kuvvetli bir sar­sıntı yakalayıvermiştir. Musa sağa sola gezinmiş ve demiştir ki: “Ey rabbim, eğer dileseydin, onları da beni de daha önceden helak ederdin. İçimizdeki be­yinsizlerin yaptıkları yüzünden bizi helak mi edeceksin? Bu senin ancak bir im­tihanındır. Bununla dilediğini saptınr, dilediğini doğru yola iletirsin.” Bunun üzerine Allah onların hepsini diriltmiştir…

c- Katade, Abdullah b. Abbas, İbn-i Cüreyc, Mücahid ve Muhammed b. Kâ’b el-Kureziden nakledilen diğer bir görüşe göre Hz. Musa’nın seçtiği bu yet­miş kişiyi, kuvvetli bir sarsıntının yakalamasının sebebi, onların, buzağıya tap­malarına rağmen ona tapanlardan uzaklaşmamaları ve onlara hakkı tebliğ edip kötü amellerine mani olmamalarıdır. Bu sebeple Allah’tan uğradıkları felaketle­rin kendilerinden kaldırmasını dilerken, yaptıkları günahlardan dolayı şiddetli bir sarsıntıya yakalanmış ve ölmüşlerdir. Daha sonra da Allah onları diriltmiştir.

Ayet-i kerime’de: “İçimizdeki beyinsizlerin yaptıkları yüzünden bizi he­lak mi edeceksin?” buyurulmaktadır/

Müfessirler burada zikredilen “Beyinsizlerden kimin kastedildiği husu­sunda iki görüş zikretmişlerdir.

Süddiye göre burada ifade edilen “Beyinsizler”den maksat, buzağıyı ilah edinenlerdir. Hz, Musa, buzağıya ibadet etmeyenlerden yetmiş kişi seçip onlarla birlikte Allaha dua etmek için tayin edilen yere gidince, Allah Teâlâ’nın da bu yetmiş kişiyi, sarsıntıya yakalatıp Öldürünce Musa: “Rabbim, buzağıya tapan beyinsizler yüzünden, ona tapmayan bizleri de mi helak edeceksin?” şeklinde yalvarmış ve bu yetmiş kişinin suçsuz kimseler olduklarını zannetmiştir. Halbu­ki onlar da buzağıyı ilah edindikleri için Allah kendilerini helak etmiştir.

İbn-i İshak’a göre ise âyetin bu bölümünde zikredilen beyinsizleri’den maksat, Hz. Musa’dan, Allah’ı kendilerine açıkça göstermesini isteyen kimseler­dir. Yani Hz. Musa ile birlikte Allah’a yavlarmaya giden yetmiş kişi’dir. Allah Teâlâ bunları şiddetli sarsıntı ile helak edince Hz. Musa, orada bulunmayan di­ğer bütün İsrailoğullanni da helak edileceğini sanmış ve Allah Teâlâ’ya: “Seni açıkça görmek isteyen bu beyinsizler yüzünden bütün İsraıloğularını helak mi edeceksin?” şeklinde niyazda bulunmuştur.

Taberi, bu görüşlerden birincisinin tercihe şayan olduğunu, beyınsiz-ler’den maksat’m da buzağıya tapanlar olduğunu söylemiştir Zira Hz. Musa, Al­lah Teâlâ’ya yalvarmaya giderken buzağıya tapanları seçmesi mümkün değildir, O, İsrailoğullan’nın en üstünlerini seçip Allah’ın huzuruna götürmüş, onlann he­lak edilmeleri üzerine “İçimizdeki, buzağıya tapan beyinsizlerin yüzünden hu­zurunda bulunan bizleri de helak mı edeceksin?” demiştir. [10][204]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.