TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA ARAF SURESİ 166. VE 170. AYETLER

166- Kendilerine yasak edilen şeylerden vaz geçmemekte ısrar edince, onlara: “Hor ve hakir maymunlar olun.” dedik.
Katede diyorki: “Bu topluluk günah işlemekte ısrar edince Allah bunları, normal insanlarken, hayvan kuyruklu maymunlara çevirmiştir.”
Bu insanlar, gerçekten maymuna dönüşmüşlerdir. Fakat onların soyları devam etmemiş, yok olup gitmişlerdir. Bu hususta daha geniş bilgi için Mâide Suresi’nin altmışıncı âyetine bakınız. [1][216]
167- Yine bir zaman rabbin onlara, kıyamet gününe kadar en kötü azabı yapacak kimseleri musallat edeceğini bildirmişti. Şüphesiz ki rabbin, azabı çok sür’atli olandır. Ve o, çok affeden ve çok merhamet edendir.
Yahudilerin kıyamet gününe kadar zelil düşürüleceklerini beyan eden bu ilhî hüküm kesindir. Yahudiler, işlemiş oldukları cinayetlerinin cezası olmak üzere bu hükmün gereği olarak günümüze kadar hor ve hakir düşürüldükleri gibi bundan sonra da bu kötü durumları devam edecektir.
Yahudilere, kıyamet gününe kadar en kötü azabı yapacak olan kimseler, Abdullah b. Abbas Katade, Said b.Cübyr, Süddi ve İbn-i Zeyd’e göre, Müslüman olan Araplardır. Müslümanlar, Yahudilerin, cizye vermeyenlerine karşı savaşır, onları mağlup ederler veya onları zelil ederek kendilerinden cizye alırlar. Her iki haldede Allah Teâlâ, müslamanlan, Yahudilerin üzerine göndermiş ve Müslamanların eliyle onlan zelil kılmıştır. Âyet-i kerime buna işaret etmektedir.
Allah Teâlâ, Yahudilere, Roma Krallarını ve Keldanileri musallat etmiş daha sonra da Hıristiyanların eliyle onları ezmiş ve perişan etmiştir. Sonra İslam dini gelmiş, Müslümanların davetlerini kabul etmemeleri sebebiyle yine o peri sanlıkları devam etmiştir. Son olarak bunların, Deccahn yardımcıları olacağı ve bu nedenle gökten inecek olan Hz. İsa ile beraber olan Müslümanların eliyle öldürülecekleri, Hadis-i Şeriflerde bildirilmektedir.
Bu hususta Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Müslümanlar Yahudilerle savaşmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Müslümanlar onlan öldüreceklerdir. Öyleki Yahudiler, taşların ve ağaçlann arkasında saklanacaklar fakat o taş veya ağaç: “Ey Mülüman, ey Allah’ın kulu işte Yahudi benim arkamdan, gel onu öldür.” diyecektir. Ancak garkat ağacı (Musa ağacı) hariç. Çünkü bu, Yahudi ağacıdır. [2][217]
Diğer bir Hadis-i Şerifte de buyruluyor ki:
“Yahudiler sizinle savaşacaklar fakat siz onlara galip geleceksiniz. Öyleki taşlar: “Ey Müslüman, işte Yahudi benim arkamda, ge! onu öldür.” diyecektir[3][218]
168- Onları yeryüzünde ümmetler halinde ayırdık. İçlerinden bir. kısmı sn I i lı kişilerdi. Bir kısmı ise değildi. Biz onları, hakka dönsünler diye, iyilik ve kötülüklerle imtihan ettik.
Âyet-i Kerime, tsraüoğullarının, yeryüzüne dağılmadan önce iki fırkaya ayrıldıklarını, bazılarının salih kişiler olduklarını, diğerlerinin ise böyle olmadıklarını ve yaptıklarından vaz geçmeleri için Allah Teâlâ tarafından, bolluk, darlık, sıkıntı ve genişlikle imtihan edildiklerini beyan etmektedir.
İsrailoğulannın iyi olmaları Hz. İsa’nın kendilerine Peygamber olarak gönderilmesinden önce’dir. Hz. İsa gönderildikten sonra, dinlerinden dönmüşler, inkâra düşmüşlerdir. [4][219]
169- Nihayet onların ardından, yerlerine kötüler gelip kitaba vâris oldular. Onlar, şu dünyanın geçici menfaatini alırlar. Ve: “İlerde aafolunuruz.” lderler. Aynı mcnfaatla karşılaştıkları zaman onu yine alırlar. Allah hakkında gerçek dışında başka bir şey söylemeyeceklerine dair Tevratta kendilerinden söz alınmamış mıydı? Ve orada olanları okumamış mıydılar? Allah’tan korkanlar için âhiret yurdu daha hayırlıdır. Hiç aklınızı kullanmaz mısınız?
Hikâyeleri anlatılan İsrailoğullannın, bu nesillerden sonrna, kendilerinde hayır bulunmayan bir nesil geldi. Bunlar Tevrata mirasçı olmuşlardı. Fakat Tevratla amel etmeyi bıraktılar. Geçici dünya menfaatlarını ona tercih eder oldular. Rüşvetler alıp Tevrat’ın hükümlerini tatbik etmiyorlar sonra da: “Allah, günahlarımızı ilerde affeder.” diyorlardı. Bununla beraber yeni bir menfaat bulunca yine haramları helal sıyıyorlardı.
Dünyada ellerine geçen, haram ve hela! herşeyi alıyorlar yine de Allah’ın, kendilerini affedeceğimi umuyorlardı.
Halbuki İsrailoğullarından, Allah hakkında, gerçeğin dışında birşey söylemeyeceklerine dair Tevratta ahit alınmıştı. Onlar da Tevratı iyice okumuşlardı. Fakat Tevratla amel etmeyi bırakmışlar, kendilerine verilen emanete ihanet etmişler ve Allah’a verdikleri sözü bozmuşlardır. Allah Teâlâ işte bunları uyararak buyuruyor ki: “Allah’tan korkanlar için âhiret yurdu bu dünyanın geçici me-taından daha hayırlıdır. Hiç aklınızı kullanmaz mısın? [5][220]
170- Kitaba sımsıkı sarılan ve namazı kılanlara gelince, şüphesiz ki biz o iyiliğe çalışanların mükâfaatını asla zayi etmeyiz.
Allah Teâlâ, Tevrattan yüzçevirenlerin halini beyan ettikten sonra, göndermiş olduğu kitaba sımsıkı sarılanları överek buyuruyor ki: “Allah’ın kitabına sarılıp onunla amel edenler namazlarını tam vaktinde hakkıyle kılanlar yok mu? Şüphesiz ki biz, iyi amel işleyenlerin amellerini asla zayi etmeyeceğiz. [6][221]