TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 107. AYET-İ KERİME
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
107- Bilmez misin ki, göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır. Sizin için Allah’tan başka ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.
Ey Muhammed, bilmez misin ki, göklerin ve yerin mülkü bana aittir? Orada dilediğim gibi hükmederim. Hükümlerimi dilediğim gibi kaldırır, değiştirir veya olduğu gibi bırakırım. Ey müminler, sizin için Allah’tan başka bir yardımcı yoktur. Ondan başka sizin işlerinizi yoluna koyacak, sizi destekleyecek ve düşmanlarınıza karşı size yardım edecek kimse de yoktur.
* Taberi diyor ki: “Eğer denilecek olursa ki “Hz. Muhammed, Allah’ın her şeye kadir olduğunu, göklerin ve yerin mülkünün ona ait olduğunu bilmiyor muydu ki, Allah Teâlâ ona bunları bildirdi?” Cevaben denilir ki: “Her ne kadar âyetin başlangıcında hitap Resulullah’a ise de devamından da anlaşıldığı gibi aslında hitap onun ashabına ve müminleredir. Arapçada bir çok insana hitab ederken önce içlerinden birine, daha sonra da tümüne birden hitab etmek yaygın bir usuldür. Nitekim şu âyet-i kerimede de durum böyledir: “Sen sadece rabbinden sana vahyolunana uy. Muhakkak ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
Ayetten geçen ve “Dost” diye tercüme edilen kelimesinin asıl mânâsı yani “işi üzerine alan” demektir. Allah Teâlâ müminlerin bütün işlerini sevk ve idare etmektedir. Bu itibarla onların (Veliyyül Emridir)
Âyette geçen ve “Yardımcı” diye tercüme edilen kelimesinin mânâsı ise “Destekleyen, takviye eden” demektir. Allah, müminlerin yardımcısı ve destekleyenidir.
Yahudiler, “Nesh” olayını reddetmekte ve Tevrat’ın hükmünün ilelebet devam edeceğini söylemektedirler. İşte bu âyet her ne kadar Resulullah’a hitab etmekte ise de onların, Tevrat’ın hükümlerinin değişmesini reddetmelerini, İsa (a.s.)ı ve Hz. Muhammed (s.a.v.)in Peygamberliklerini inkâr etmelerini kınamakta ve göklerin ve yerin mülkünün Allah’a ait olduğunu, Allah’ın orada dilediğini yaptığım, Yahudilerin, Allah’ın mülkünde herhangi bir şeye karar vermeye haklarının olmadığını haber vermekte, Rasulullah’a ve müminlere de Allah’ın emirlerine boyun eğmelerini bildirmektedir.