TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 145. AYET-İ KERİME
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
145- Yemin olsun ki sen, kendilerine kitap verilenlere bütün delilleri getirsen de yine senin kıblene uymazlar. Sen de onların kıblesine uyacak değilsin. Onlar birbirlerinin kıblesine de uymazlar. Yemin olsun ki eğer sana bilgi geldikten sonra onların arzularına uyarsan o zaman şüphesiz Talimlerden olursun.
Ey Muhammed, yemin olsun ki sen, Yahudi ve Hıristiyanlara, kıblenin Mescid-i Harama doğru değiştirilmesinin farzı yetine dair bütün delilleri getirsen de yine seni tasdik etmez, senin sevdiğin kıbleye uymazlar. Sen de onların kıblesine tabi olacak değilsin. Yahudiler Hıristiyanların, Hıristiyanlar da Yahudilerin kıblesine tabi olmazlar. O hakle onları razı etmeyi bekleme. Bu elinde kıble, İbrahim ve ondan sonra gelen Peygamberlerin kıblesidir. Eğer sen bu Yahudi ve Hıristiyanların rızasını kazanmak ister de bunların, inatçı oldukları ve bâtıl üzere bulunduklarına dair bilgi geldikten sonra, onların da seni çevirdiğimiz kıblenin, İbrahim ve diğer peygamberlerin kıblesi okluğunu bilmelerinden sonra bunların kıblesine döner, onların sapıklıklarına göz yumarsan. Allanın enirine karşı gelmen sebebiyle kendi kendine zulmedenlerden olursun.
Süddi diyor ki: “Bu âyet-i kerimenin nüzul sebebi şudur: Kıblenin Kudüs’ten Kâbe’ye çevrilmesi üzerine Yahudiler: “Muhammed babasının memleketini ve doğduğu yeri özledi. Şayet bizim kıblemize yönelmeye devam edecek olsaydı biz onun, gelmesini beklediğimiz adamımız olduğunu ümit ederdik.” demişlerdi. İşte bunun üzerine Allah Teâlâ bu âyet-i kerimeyi indirdi.