sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 181-182. AYETLER

TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 181-182. AYETLER
26.03.2024
194
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

181- Vasiyeti işittikten sonra onu kim değiştirirse, günahı ancak de­ğiştirenlere aittir. Şüphesiz ki Allah, herşeyi çok iyi işitendir ve çok iyi bi­lendir.

Kim, vasiyet edenin vasiyetini duyduktan sonra onu olduğu gibi söyle­mez de değiştirirse, değiştirmenin günahı, vasiyeti değiştiren kimseye aittir. Şüphesiz ki Allah, yaptığınız vasiyeti işitendir, içinizde gizlediğiniz şeyleri bilendir.

182- Kim, vasiyet edenin bir haksızlık edeceğinden veya günah işle­yeceğinden endişe eder de (vasiyet edenle vasiyet edilenin) aralarını bu­lursa ona bir günah yoktur. Şüphesi/ ki Allah, çok bağışlayandır ve çok merhamet edendir.

Kim vasiyet yapının haksızlık yapacağından ve haktan ayrılacağından ya­hut malının üçte birinden fazlasını vasiyet ederek yaptığı bu vasiyetle günah iş­leyeceğinden korkar da miras bırakanla mirasçının arasını düzeltirse ona bir gü­nah yoktur. Şüphesiz ki Allah, düzelme yoluna girdikleri takdirde kullarının gü­nahlarını affeden ve onlara acıyandır.

Müfessirler bu âyeti çeşitli şekillerde izah etmişlerdir.

a- Mücahid bu âyet-i kerimeyi şu şekilde izah etmiştir: “Kim, (Menin ya­nında bulunur da onun, vasiyeti hususunda bir haksızlık yapacağından veya bir hata işleyeceğinden korkarsa o kimsenin, vasiyet edenle mirasçılarının arasını bulmasında bir mahzur yoktur. Vasiyet edene adaletli davranmasını telkin eder, mirasçılara da vasiyete engel olmamalarını söyler.

b- Abdullah b. Abbas, Katade, Rebi’ b. Enes ve İbrahim en-Nehai ise bu âyeti şöyie izah etmişlerdir: Vasiyet eden ölünün velileri veya müslümanların idarecisi, vasiyet eden ölünün vasiyetinde yanlış bir iş yaptığını veya tarafgir davrandığını hissederlerse vasiyet edilen kimselerle mirasçıların aralanın bul­malarında bir mahzur yoktur. Bu da vasiyeti meşru hale getirmeleriyle mümkün olur. Mesela, bir kişi vasiyet eder fakat haksız davranır ve yine mesela malının üçte birinden fazlasını vasiyet ederse Müslümanların idarecisi bu vasiyeti meşru hale sokar. Yani bu vasiyetin, terekenin üçte biri için geçerli okluğunu söyler. Böylece kendilerine vasiyet edilenlerle mirasçıların arasını bulmuş olur.” Bu izaha göre ıslah edicinin müdahalesi, miras bırakan kişinin ölümünden sonradır.

c- Ata ise bu âyeti şu şekilde izah etmiştir: “Kim, ölüm halinde vasiyet edenin mirasçılarından bir kısmını diğerlerinden üstün tuttuğunu görürse o kim­senin, mirasçıların arasını bulmasında bir mahzur yoktur. Yani, mirasçıların te­rekede belirlenen haklarını kendilerine verilmesini sağlar. Böylece aralarını bul­muş olur.

d- Tâvûs ise bu âyeti şöyle izah etmiştir: Kim, ölüm, halinde vasiyet ede­nin, mirasçı olmayan akrabalarına vasiyet ederek mirasçı olan akrabalarına bir fayda sağlayıp haksızlığa düşeceğinden korkacak olursa o kimse için bir mahzur yoktur. Mesela: Kişi, sağ olan oğullarından birinin çocuklarına mal vasiyet eder de aslında babalarına fazladan mal vermeyi kastedecek olursa haksızlığa düş­müş olur. Bunu görenin müdahale edip mirasçıların arasını bulmasında bir mah­zur yoktur.

c- Süddi ise bu âyeti şöyle izah etmiştir: Kim, anne babasına ve akrabala­rına vasiyette bulunanın yanlışlık yapacağından veya günah işleyeceğinden kor­kacak olursa o kimsenin, kendilerine vasiyet edilen anne baba ile diğer akraba­larının aralarını bulmasında bir mahzur yoktur. Aralarını bulmakta hakkaniyet Ölçülerine uymalıdır.

Taberi diyor ki: Bu âyetin izahında zikredilen görüşlerden doğru olanı şu­dur: Kim, vasiyet edenin, yanlışlıkla veya kasıtlı bir şekilde haktan ayrılacağın­dan korkarsa o kimsenin, kendilerine vasiyet edilenlerle mirasçılar ve ölmekte olan kişinin aralarını bulmasında bir mahzur yoktur. Mesela: Vasiyet edenin malının üçte birinden daha fazlasını anne baba ve mirasçı olmayan akrabalarına vasiyet etmesi yahut malı az, mirasçıları çok olduğu halde malının üçte birini vasiyet etmesi bu cümledendir. Böyle bir vasiyet yapanın yanında bulunan kim­se ölmekte olan kişiye, itidali muhafaza etmesini, malının sadece üçte birini va­siyet etmesini veya, malı az, mirasçıları çoksa malının üçte birinden daha azını vasiyet etmesini söyler. Yine malı çok mirasçıları az olduğu halde malının üçte birinden daha azını, anne babası veya mirasçı olmayan akrabalarına vasiyet et­mesi halinde ölmekte olana vasiyetini artırmasını mirasçılara da bunu kabul et­melerini telkin eder. Bu faraziyede de arayı bulan kişinin müdahalesi, miras bı­rakanın ölümünden öncedir. Taberi diyor ki: “Vasiyet edenin hata edeceğinden veya günah işleyece­ğinden korkmak, onun, hayatta olması durumunda söz konusudur. Artık öldük­ten sonra mesele kalmamıştır. Çünkü o kişinin hata etmesi veya günah işlemesi mümkün değildir. İşte bu sebeple biz bu görüşü tercih ettik.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.