TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 208. AYET-İ KERİME
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
208- Ey iman edenler, hep birlikte itaate girin. Şeytanın adımlarına uymayın. Çünkü o, sîzin için apaçık bir düşmandır.
Ey iman edenler, hep birlikte İslama girin ve şeriatın koymuş olduğu bütün hükümleri yaşayın. Şeytanın yollarına ve izlerine tabi olmayın. Çünkü o sizin apaçık düşmanın izdir. Onun, hakkınızdaki düşmanlığı apaçık ortadadır.
Ayette geçen ve “İtaat” diye tercüme edilen “Silm” kelimesi, bir kısım müfessirler tarafından “İslam” diye izah edilmiş ve onlar, âyetin mânâsının: “Bir kısmınız değil hepiniz birlikte İslama girin.” demek olduğunu söylemişlerdir. Çünkü Yahudilerden bir kısmı İslama girmiş diğer bir kısmı ise Müslümanlığı kabul etmemekte diretmişlerdir.
Bunlara göre âyet-i kerime, herkesin hep birlikte İslama girmeleri gerektiğini beyan etmektedir. Mücahid, Katade, Süddi, İbn-i Zeyd, Dehhak ve İbn-i Abbas bu görüştedirler. Taberi de bu görüşü tercih etmiştir.
Diğer bir kısım âlimler ise “Silm” kelimesini “İtaat” olarak izah etmişler ve âyetin mânâsının “Hep birlikte itaata girin.” demek olduğunu söylemişlerdir.
Ebul Aliye ve Rebi’ b. Enes bu görüştedirler.
Diğer bazı âlimler ise “Silm” kelimesini “Batış” olarak izah etmişler ve âyetin mânâsının: “Hep birlikte banşa girin.” demek olduğunu söylemişlerdir. Bu görüş te Katadeden nakledilmektedir.
Müfessirler bu âyette, İslama girmeye veya itaat etmeye çağırılan insanlardan kimlerin kastedildiği hakkında iki görüş zikretmişlerdir.
İkrimeye göre burada, İslama ginneleri istenen insanlardan maksat, Hz. Muhammede iman eden müminlerdir. Müminlerin İslama girmelerini istemekten maksat ise, onların İslamın bütün emirlerini yaşamalarını istemektir. Yani, “Ey müminler, İslamın bütününü yaşayın.” demektir. Bu izaha göre “Hep birlikte “sıfatı “îslam” diye tercüme edilen kelimesine aittir. Bu hususta İk-rime diyor ki: “Bu âyet-i kerime, Yahudilerden olan ve İslama giren, Salebe, Abdullah b. Selam, İbn-i Yamin, Kâb’ın oğulları Esed ve Üseyd, Şu’be b. Emr ve Kays b. Zeyd hakkında nazil olmuştur. Bunlar demişlerdir ki: “Ey Allanın Resulü, Cumartesi günü, saygı gösterdiğimiz bir gündü. Bizi serbest bırak ta o güne uyalım. Tevrat da Allah tealanın bir kitabıdır. Bizi bırak ta geceleri onun hükmüne uyalım.” İşte bunun üzerine “Ey iman edenler, İslama bir bütün olarak girin. Şeytanın adımlarına uymayın. Çünkü o, sizin apaçık bir düşmanınızdır.” âyeti nazil oldu.
Abdullah b. Abbas ve Dehhaka göre ise, bu âyette İslama girmeleri emredilen müminlerden maksat, daha Önceki Peygamberlere iman eden ehl-i kitaptır.
Taberi âyet-i kerimenin bütün iman edenlerin İslam şeriatına tüm olarak girmelerini emrettiğini, bu itibarla Resulullaha iman eden müminlerin de, ondan önceki peygamberlere iman edenlerin de âyetin kapsamına girdiğini söylemiştir.
Âyette zikredilen “Şeytanın adımlarTndan maksat, İslamın hüküm ve nizamına ters düşen her şeydir. Cumartesi günü yasağına uyma ve İslam dinine muhalif olan diğer dinlerden herhangi birinin hükümlerine uyma da bu kabildendir.