TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 211. AYET-İ KERİME
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
211- İsrailoğullarına sor. Kendilerine ne kadar apaçık âyetler gönderdik. Kim, Allah’ın nimeti kendisine geldikten sonra onu değiştirirse şüphesiz ki Allah, cezası çok şiddetli olandır.
Ey Muhammed, İsrailoğullarına sor. Kendilerine, Peygamberlerinin doğruluğunu gösteren ne kadar açık alamet ve net deliller geldi. Fakat onlar, inkâr etti ve yalanladılar. Kim, Allah’ın nimeti olan İslam’ı değiştirir ve onu inkâr ederse, bilsin ki Allah, cezası çok şiddetli, azabı pek acıtıcı olandır.
Âyet-i kerimede, İsrailoğullarına verildiği zikredilen âyetlerden maksat, mucizelerdir. Rebi’ b. Enes Hz. Musa’nın asasının, beyaz elinin, kızıl denizin yarılmasının, düşmanları Firavunun, gözleri önünde boğulmasının, kendilerinin çölde iken bulutlarla gölgelendirilmelerinin ve Yahudilere, gökten bıldırcın eti ve kudret helvasının inmesinin, İsrailoğullarına verilen bu gibi mucizelerden olduğunu zikretmiştir.
Taberi diyor ki: “Allah Teâlâ bu âyet-i kerimeleriyle, Peygamberi Muhamed (s.a.v.)’e, geçmişteki ümmetlerin hallerini bildirmekte ve ona, kendisini yalanlayanlara ve rablerine karşı böbürlenenlere sabretmesini emretmektedir. Zira, önceki ümmetlere de Peygamberleri çeşitli mucizeler getirmelerine rağmen, ümmetleri, kendilerine Hz. Muhammed’e karşı çıkanların yaptıklarını yapmışlardır. Resulullah’ın döneminde bulunan Yahudiler de bu ümmetlerden devam edip gelen bir kavimdir. Onlar, atalarından görülen şeyleri devam ettireceklerdir.
Âyette zikredilen “Allah’ın nimeti”nden maksat, İslam dini ve onun,farz kıldığı hükümlerdir. “Onu değiştirmek”ten maksat ise, onu kabullenme yerine onu reddetme ve inkâr etmedir. Zira İslam gibi yüce bir nimete layık olan şey onu kabullenmektir. Onu reddetmek ise, nimeti felaketle değiştirmek olur.