sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 223. AYET-İ KERİME

TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 223. AYET-İ KERİME
11.05.2024
185
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

223- Kadınlarınız sizin tarlanızdır. O halde tarlanıza istediğiniz şe­kilde yaklaşın. Kendinize ilerisi için hazırlık yapın ve Allahtan korkun. Ki­lin kî ona mutlaka kavuşacaksınız. Ey Muhammcd, sen müminleri müjde-

Kadınlarınız sizin, çocuklarınızı yetiştirdiğiniz tarlanızdır. O halde kadın­larınıza normal cins-i temas yolundan olmak şartıyla, istediğiniz gibi ve istediği­niz taraftan cinsi münasebette bulunun. Kendinize âhiret için salih ameller ha­zırlayın. Ve Allanın koymuş olduğu hudutları aşmak ve isyana yaklaşmaktan korkun. Bilin ki âhirette ona kavuşacaksınız. O size, amellerinizin karşılığım verecektir. Ey Muhammed, kıyamette kurtulacakları ve cennette ebedi kalacak­ları hususunda müminleri müjdele.

* Yahudiler diyorlardı ki:

“Kişi, hanımı yi n normal yoldan da olsa arka taraftan cinsi münase­bette bulunursa doğacak çocuk şaşı olur.” İşte bunun üzerine: “Kadınları­nız sizin tarlanı/dır. O halde tarlanıza istediğiniz şekilde yaklaşın.” âyeti nazil oldu.

“Kadınlarınıza istediğiniz şekilde yaklasın.” ifadesindeki “İstediğiniz şe­kilde” kelimesinden maksat, çocuğun dölleneceği ve doğacağı yerden olmak şartıyla istediğiniz yerden ve istediğiniz şekilde yaklaşın.” demektir. O yol da ön taraftır, arka taraf değildir.

Taberi diyor ki: “Yani nasıl isterseniz. Ayakta iken, otururken veya yan yatarken, fakat sadece ön yoldan yaklaşın. Çünkü neslin ürediği ve doğduğu yol sadece orasıdır, başka yer değildir. Bazı cahiller ise “İstediğiniz şekilde” ifade­sini, “İstediğiniz yerden” diye anlamaktadırlar. Bu, çok yanlış bir anlayıştır.

Ali b. Talk diyor ki:

“Bir Bedevi Resulullaha geldi ve şöyle dedi: “Ey AH ahin Resulü, bizden bazıları çöllerde bulunduğunda yelleniyor yanımızda su da az bulunuyor (Bu durumda abdest almamız gerekir mi?) Resulullah; “Sizden biriniz yellendiğinde abdeset alsın. Kadınlara makatlarından yaklaşmayın. Allah, hakkı söylemekten çekinmez” buyurdu.

Diğer bir hadis-i şerifte de Peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur:

^Hanımına makattan yaklaşan melundur

Bu âyet-i kerime, kadınlara makattan yaklaşmanın haram olduğuna delil­dir. Çünkü arka yol, neslin doğum yoluyla meydana geldiği tabii yol değildir.

Taberi, âyet-i kerimeyi, diğer âyetlerde olduğu gibi çeşitli görüşleri zikre­derek açıklamıştır. Bu açıklamalar da özetle şöyledir: Âyet-i kerimede geçen ve “İstediğiniz şekilde yaklaşın” diye tercüme edilen ifadesi, müfessirler tarafından çeşitli şekillerde izah edilmiştir:

1- Abdullah b. Abbas, Mücahid, İkrime, Übey b. Kâ’b, Mürre el-Heme-dani ve Süddiden nakledilen bir görüşe göre ifadesinden

maksat, kadınlara arkalanndan ve adetli iken yaklaşmamak şartıyla nasıl diler­seniz öyle yaklaşın” demektir. Yani onlara normal cinsi temas yolundan olmak şartıyla istediğiniz şekilde ve istediğiniz taraftan yaklaşın.” demektir. Bu görüş­te olanlar delil olarak şunu zikretmişlerdir. Bu âyet-i kerime, Yahudilerin, ka­dınlara tabii yoldan olmak üzere arkadan yaklaşmaya karşı çıkmaları üzerine nazil olmuş ve onlara, tabii yoldan olmak üzere önden de arkadan da yaklaşıla­bileceğini beyan etmiştir. Bu da âyet-i kerimenin bu izah şeklinin doğru olduğ-nu göstermektedir. Bu hususta Mücahidin şunları söylediği rivayet edilmekte­dir: “Ben, Kuran-ı kerimi fatihadan sonuna kadar Abdullah b. Abbas’ın öünde üç kere okudum. Ben onu, her âyetin sonunda durdurup ona âyetin mânâsını soruyordum. Nihayet bu âyet-i kerimeye geldik. Abdullah b. Abbas dedi ki: “Kureyş kabilesinin şu kolu Mekke’de kadınları her şekilde yatılıyorlardı ve onların tabii cinsel organlarından olmak üzere önden üe arkadan da ilişki kuru­yorlardı. Kureyşliler Medineye gelince Ensardan olan kadınlarla evlendiler? Onlara da Mekke’deki kadınlara yaptıkları gibi davranmak istediler. Fakat En­sardan olan kadınlar buna karşı çıktılar ve dediler ki: “Bu bize daha önce yapılmayan bir şeydir.” Bu davranış, insanlar tarafından duyuldu. Olay Resulullah’a kadar ulaştı. Bunun üzerine Allah teala: “Kadınlar sizin tarlanızdır. Siz, tar­lanı/, a nasıl isterseniz öyle yaklaşın.” âyetini indirdi. Yani, ön yoldan olmak üzere isterseniz arkadan yaklaşın. İsterseniz önden yaklaşın. İsterseniz diz çöke­rek yakalşın.” demektir.

Cabir b. Abdullah diyor ik:

“Yahudiler “Kişi, hanımıyla ön yoldan olmak üzere fakat arka tarafından ilişki kurarsa doğacak çocuk şaşı olur.” diyorlardı. İşte bunun üzerine “Kadınlar sizin tarlanızdır o halde tarlanıza istediğiniz şekilde yaklaşın.” âyeti nazil oldu.

Abdurrahman b. Sabit diyor ki:

“Ben, Abdurrahmanin kızı H af sanın yanına vardım ve dedim ki: “Ben senden bir şey soracağım amma onu sormaktan utanıyorum.” Hafsa dedi ki; “Ey kardeşimin oğlu utanma.” Ben de: “Sorum, kadınlara tabii yoldan olmak üzere arkadan yaklaşmaktfr.” dedim. Hafsa dedi ki: “Ümmü Seleme bana anlattı ki Ensar, kadınları yüzükoyun yatırarak onlara yaklaşmazlardı. Zira Yahudiler: “Kim karısını yüzükoyun yatırarak ona yaklaşırsa çocuğu şaşı olur.” diyorlardı. Muhacirler Medineye gelince Ensardan kadınlarla, evlendiler, Oniar, hanımlarını yüzükoyun yatırarak yaklaşmak istediler. Bir kadın bu hususta kocasının isteği­ni reddetti ve ona dedi ki: “Ben, Resulufİaha varıp bunu sormadıkça bunu yapa­mazsın,” Kadın, Ümmü Selemenin yanına varıp meseleyi ona anlattı. Ümmü Seleme ona: “Resulullah gelinceye kadar otur bekle.” dedi. Resulullah gelince de o kadın sorusunu sormaktan utandı ve dışarı çıktı. Meseleyi Resulullaha Üm­mü Seleme anlattı. Resulullah “Ensarlı kadını çağır.” dedi. Ümmü Seleme kadı­nı içeri çağırdı. Resulullah da ona: “Kadınlar sizin tarlanızdır. O halde tarlanıza istediğiniz şekilde yaklaşın.” âyetini okudu ve “Tek yoldan.” dedi.

Abdullah b. Abbas diyor ki;

“Bir gün Ömer Resulullaha geldi ve “Ey Allanın Resulü, ben helak ol­dum.” dedi. Resulullah: “Seni helak eden şey nedir?” diye sordu. Ömer de: “Ben bu gece palanımı ters çevirdim (Yani hanımıma tabii yoldan olmak üzere arka taraftan yaklaştım) dedi.” Resulullah ona herhangi bir cevap vermedi ve şu âyet nazil oldu. “Kadınlar sizin tarlanındır. O halde tarlanıza istediğiniz şekilde yaklaşın.” Yani, ister önden yak)aş,istcr arkadan yaklaş, fakat makattan (anüsten) yaklaşmaktan ve adetli iken yaklaşmaktan kaçın.

2- Abdullah b. Abbas, İklime. Rebi’ b. Enes ve Mücahiıklen nakledilen diğer bir görüşe göre ifadesinden maksat, “Ne şekilde isterse­niz.” demektir. Yani. kadınlara tabii yollarından yaklaşmanız şartıyla onlarla istediğiniz şekilde temasta bulunabilirsiniz.” demektir.

3- Dehhak ve Abdullah b. Abbastan nakledilen başka bir görüşe göre ifadesinden maksat, “Ne zaman dilerseniz.” demektir. Yani, ka-dınlanmz âdetlerinden temizlendikten sonra onlara, dilerseniz gece, dilerseniz gündüz yaklaşabilirsiniz.” demektir. Bu hususta Said b. Cübeyr diyor ki: “Ben ve Mücahid, Abdullah b. Abbasın yanında oturuyorduk. O anda ona bir adam geldi yanına dikildi ve dedi ki: “Ey Ebul Fadl, sen benim, hayız âyeti hakkında­ki derdime şifa olmaz mısın?” Abdullah b. Abbas da “Evet olurum.” dedi. Adam: “Ey Muhammed, sana kadınların âdet (hayız) halinden soruyorlar.” ‘ âyetini sonuna kadar okudu. “Allanın size emrettiği yerden yaklaşın.” kısmına gelince Abdullah b. Abbas: “Burası kanın geldiği yerdir. Sen hanımına (âdetinden temizlendikten sonra) buradan yaklaşmakla emrolundun.” dedi. Bu­nun üzerine adam: “Ey Ebul Fadl, bundan sonra gelen: “Kadınlarınız sizin Uırla-nızdır. O halde tarlanıza istediğiniz şekilde yaklaşın.” âyeti nasıl olacaktır’?” de­di. Abdullah b. Abbas da “Vay haline, hiç makatta (antiste) etcilecek bir tarla var mı?. Şayet senin söylediğin doğru olmuş olsaydı, adetli iken kadınlara yaklaş­mayı yasaklayan âyet neshedilnıiş olurdu. Zira kadının şurası meşgul olsa siz ona diğer tarafından yaklaşırdınız. Fakat buradaki “İstediğiniz şekilde” ifadesin­den maksat, “Dilediğiniz zaman yaklaşın” demektir.” şeklinde olurdu.” demiştir.

4- Said b. el-Müseyyeb ve Abdullah b. Abbastan nakledilen diğer bir gö­rüşe göre burada zikredilen ifadesinden maksat, “Kadınlarınıza, nasıl isterseniz öyle yaklaşın, ister azil yaparak (meniyi dışarıya boşaltarak) yaklaşın isterseniz azil yapmayarak yaklaşın.” demektir.

5- Abdullah b. Ömer ve Atâ b. Yesardan nakledilen diğer bir görüşe göre burada zikredilen ifadesinden maksat, “Nereden isterseniz” de­mektir. Yani kadınlarınıza tabii yoldan da yaklaşabilirsiniz makattan da.” de­mektir. Bu görüşü, Abdullah b. Ömerden, kölesi Nâfi nakletmiş, oğlu Salimden ise, babasının böyle bir şey söylemediği rivayet edilmiştir. Ayrıca Haris b. Ya-kubun Said b. Yesardan rivayet ettiğine göre Hz. Ömer’in oğlu Abdullaha, cari­yelere makattan yaklaşmanın hükmü sorulunca onun: “Yazık, yazık, mümin böyle bir şey yapar mı?” dediği rivayet edilmiştir. Rebia’nın Said b. Yesardan rivayet ettiğine göre ise Abdullah b. Ömer’in buna izin verdiği rivayet edilmek­tedir.

Ebu Macid-i Ziyadiden de, Nâfi’nin, Abdullah b. Ömerden, kadınlara ma­kattan yaklaşılabileceği şeklindeki rivayetlerde yalan söylediği rivayet edilmiş­tir. Katade, Ebudderdadan böyle bir yaklaşmanın hükmü sorulduğunda onun, “Bunu ancak bir kâfir yapar.” dediğini rivayet etmiş fakat Revh Katadenin bu ri­vayetini, İbn-i Ebi Müleykeye anlatınca o, Revh’â da Katadeye de lanet oku­muştur.

Görüldüğü gibi, Abdullah b. Ömerden nakledilen bu görüş hakkında tabi­iler kendi aralarında ihtilaf etmişlerdir.

Taberi diyor ki: “Bu görüşlerden doğru olanı, bu ifadenin mânâsının, “Kadınlarınıza dilediğiniz yönden yaklaşın.” Yani, tabii yoldan olmak şartıyla kadınlarınıza otururken, ayakta iken, yatarken, eğilirken, ön taraftan, arka taraf­tan yaklaşın.” diyen görüştür. Taberi sözlerine devamla ve özetle şunları zikret­miştir: “Burada geçen kelimesi Arapçada bir şeyin yönü ve yolunu sor­ma edatıdır. Nitekim Hz. Zekeriyya da bu edatı kullanarak Meryeme gelen ye­meklerin hangi yönden ve hangi yolla geldiğini sormuş Meryem de ona: Allah tarafından geldiğini söylemiştir. Olayı anlatan âyette şöyle buyuruiuyor: “Zeke­riyya Meryemin bulunduğu mihraba her girdiğinde onun yanında rızık buldu. Bu sana nereden ey Meryem?” dedi. Meryem de ona: “Allah tarafmdandır.” dedi. Her ne kadar, bir şeyin yönünü sorma edatı olan kelimesinin mânâsı ile bir şeyin yerini sorma edatı olan “Nerede” kelimesinin mânâsı ve bir şeyin durumunu sonu a edatı olan “Nasıl” kelimesinin mânâsı birbirine yakın iseler de aslında bunlar farklı şeylerdir. Fakat bunlann-birbirlerine yakın olmaları, inüfessirlerin bunları birbirlerine kandırmalarına se­bep olmuş ve bu âyette zikredilen kelimesini bazıları bazılan hatta bazıları da ne zaman” mânâlarında izah etmişlerdir. Hal­buki bu kelimelerin farklı oluşları bunlarla sorulan sorulara verilen cevaplarla ortaya çıkmaktadır. Mesela: “Bu mal sana hangi yönden gel­eli?” denildiğinde cevabı: “Şu ve şu yönlerden geldi.” şeklinde olur. “Malın nerede?” şeklinde sorulduğunda cevabı: “Malını filan yerdedir.” şeklin­de ojur. “Halin nasıl?” diye sorulduğunda cevabı “İyiyim” şeklinde olur. İşte bütün bu izahlar gösleriyorki kelimesini “Nereden” “Nasıl” ve “Ne zaman” mânâlarında izah etmek isabetli değil “Ne yönden?” şeklinde izah etmek doğrudur. Bu itibarla bu âyete dayanarak kadınlara makatlarından yakla­şılabileceğini söylemek tutarsızdır. Çünkü âyette “Kadınlara dilediğiniz yerden yaklaşın” Duyurulmuyor, “Dilediğiniz yönden yaklaşın” buyuruiuyor. Yönlerin farklı oluşu, yaklaşılacak yerin farklı oluşunu gerektirmez. Aynı yer de olabilir. Nitekim hadis-i şeritlerde, farklı yönlerden de olsa aynı yere yaklaşılması emre­dilmiştir. Bu da kadınların tabii olan cinsel organlarıdır. Aynca kadınların ma­katlarından hangi ekin (döl) beklenir ki, oraya “Tarla” densin ve kadınlara o yönden yaklaşılması emredilmiş olsun?”

Âyet-i kerimede geçen ve “Kendinize ilerisi için hazırlık yapın” şeklinde tercüme edilen ifadesi iki şekilde izah edilmiştir:

Süddiye göre bu ifadenin mânâsı: “Sizler, âhiretiniz için hayırlı ameller işleyin ve oraya gönderin.” demektir.

Ataya göre ise: “Kadınlara yaklaşmadan önce besmele çekin.” demektir.

Taberi, Süddinin görüşünün tercihe şayan olduğunu söylemiştir. Zira Al­lah teala,bundan önceki ifadesiyle bir takım şeylerden kaçınılmasını emretmiş­tir. Bu ifadesiyle de salih ameller işlemeyi emretmesi ise daha tabiidir.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.