TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 235. AYET-İ KERİME
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
235- İddet bekleyen kadınlara, kapalı bir şekilde evlenme teklif etmenizde veya bu isteği içinizden geçirmenizde sizin için bir günah yoktur. Allah onları yakında anacağınızı bilmektedir. Fakat onlarla gizlice vaadleşmeyin. Ancak meşru bir şey konuşmanız müstesnadır. İddet bitinceye kadar nikah akdine kalkışmayın. Bilin ki Allah, içinizde olan şeyi bilir. O halde ondan çekinin. Bilin ki Allah, çok bağışlayan ve çok yumuşak davranandır.
Ey erkekler, iddet bekleyen kadınlara açıkça değil de imalı yollarla, evlenme isteğinde bulunduğunuzu bildirmenizde size bir sıkıntı ve günah yoktur. Onlara, nikahlama niyetinde olduğunuzu söylemediğiniz halde içinizden geçirmenizde de bir günah yoktur. Allah, iddet bekleyen o kadınlar hakkındaki düşüncelerinizi yakında açıklayacağınızı bildiği için bu imalı konuşmaları size mubah kıldı. Onlarla zina ve çirkin bir fiil için anlaşmayın. Doğru dürüst konuşun. Bu şekilde konuşmanız da, açıkça evlenme teklifi yapmadan onlarla nikahlanmak istediğinizi imalı yollarla hissettirmenizdir. İddet bitinceye kadar nikah akdine kalkışmayın. İddet süresi bitmeden onlarla nikah yapmayı sahih kabul etmeyin, geçerli saymayın. Bilin ki Allah, içinizde olan şeyi, kadınlarla gizlice vaadleşme ve benzeri şeyleri bilir. O halde ondan çekinin. Yine bilin ki Allah, çok bağışlayan ve çok yumuşak davranandır. O, günâhları örten ve ceza vermede acele etmeyendir.
Ayet-i kerimede: “İddct bekleyen kadınlara kapalı bir şekilde evlenme teklif etmenizde sizin için bir günah yoktur.” Duyurulmaktadır. Bu âyeti kerime, kocaları Ölmüş olan kadınlara, iddetlerini beklerken imalı bir şekilde evlilik teklifinde buîunulabileceğine müsaade etmektedir. Kocası ölen kadın iddet beklerken ona açıktan evlenme teklif yapılamaz. Ancak imalı bir şekilde yapılır. İmalı şekilde evlenme teklifinin nasıl olacağı hususunda müfessirler şunları zikretmişlerdir:
Abdullah b. Abbasa göre bu imalı teklif “Ben evlenmek istiyorum.” “Ben, şöyle şöyle olan bir kadınla evlenmek istiyorum.” “Ben inşallah senin dışında biriyle evlenmek istemiyorum.” “Ben, saliha bir kadınla evlenmek istiyorum.” “Beni de hesaba katmadan nikah hakkında karar vermemen gerektiği kanaatindeyim.” “Allahin, benimle senin aranı müsait hale getirmesini isterim.” şeklindeki sözlerle olabilir.
Mücahide göre ise bu teklif, erkeğin kadına: “Sen güzelsin, sen geçer akçesin.” “Senin sonun hayırlıdır.” şeklindeki sözler olabilir.
Said b. Cübeyre göre bu teklif “Ben evlenmek istiyorum. Evlendiğim takdirde hanımıma çok iyi davranacağını.” “Ben sana bir şeyler vereceğim.” “Ben sana iyilikte bulunacağım.” “Ben sana şunu ve şunu yapacağım.” şeklindeki sözler olabilir.
Abdurrahman b. Kasıma göre: “Vallahi ben senin hakkında istekliyim.” “Ben sana karşı çok harisim.” şeklindeki sözler olabilir.
Kasım b. Muhammede göre ise: “Şüphesiz ki sen güzelsin.” “Şüphesbiz ki sen geçerli bir akçesin.” “Şüphesiz ki senin sonun hayırlıdır.” “Şüphesiz ki ben senin hakkında istekliyim.” Ben sana karşı harisim.” “Ben sana hayranım.” şeklindeki sözler olabilir.
İbrahim en-Nehaiye göre evlenme teklifi kadına hediye vermekle de olabilir.”
Diğer bazı müfessirler de kocası ölen kadına iddetini beklerken yapılacak imalı evlilik tekliflerinin bunlara benzer sözlerle olabileceğini zikretmişlerdir. Ancak hepsi de açıktan evlilik teklifinin caiz olmadığı hususunda ittifak etmişlerdir. Zira daha Önce de belirtildiği gibi âyetin devamında açıkça evlenme teklifi yasaklanmıştır.
Taberi, kocasının ölümü sebebiyle iddet bekleyen kadına ima yoluyla evlilik teklifi ile açıktan evlilik teklifinin farklı hükümlere tabi oldukları gibi iffetli bir kadına zina isnadında da, imalı bir şekilde zina isnadıyla açıktan zina isnadının farklı hükümlere tabi olduklarını söylemiştir.
Âyet-i kerimenin devamında “Fakat onlarla gizlice vaadleşmcyin.” buyuru İm aktadır. Müfessirler burada yasaklanan “Gizlice vaadleşmekten” maksa-tın ne okluğu hakkında farklı görüşler zikredmişlerdir.
a- Cabir b. Zeyd, Ebu Miclez, Hasan-ı Basri, İbrahim en-Nehai, Katade, Dehhak, Abdullah b. Abbas ve Rebi’ b. Enese göre “Gizlice vaadleşmekten” maksat, zina edeceklerine dair gizlice anlaşmalarıdır.
b- Said b. Cübeyr, Şa’bi, Mücahid, İkrime, Süddi, Katade, Süfyan es-Sev-ri ve Abdullah b. Abbastan nakledilen diğer bir görüşe göre burada zikredilen “Gizlice vaadleşmek”ten maksat, bir erkeğin, kocasının ölümü sebebiyle iddet Bekleyen kadından, kendisinden başka bir erkekle evlenmeyeceğine dair söz al maşıdır.
c- Mücahidden nakledilen başka bir görüşe göre burada zikredilen “Gizlice vaadi eşmekten” maksat, kocasının ölümü sebebiyle iddet bekleyen kadına bir erkeğin: “Beni düşünmeden kendin hakkında karar venne.” şeklindeki sözüdür.
d- İbn-i Zeyde göre ise burada zikredilen “Gizlice vaadlcşmek”ten maksat, kocasının ölümü sebebiyle iddet bekleyen kadınla gizlice nikah akdi yapmaktır.
Taberiye göre bu görüşlerden tercihe şayan olanının, gizlice vaadlcşmek-ten maksadın, zina yapmaya dair anlaşmak olduğunu söyleyen görüştür. Zira âyet-i kerimede geçen ve “Gizlice” diye tercüme edilen kelimesinin Taberiye göre üç anlamı vardır. Bunlar da kadının erkekle cinsi münasebette bulunması veya kişinin bir şeyi içinde gizlemesi yahut da kişinin toplum içinde şerefli biri olması mânâlarıdır. Âyette zikredilen kelimesini, kişinin kavmi içinde şerefli olması mânâsına almak mümkün olmadığından diğer iki mânâdan birine yorumlamak zaruridir. Bu mânâlardan: “Kişinin içinde bulunduğu sır” mânâsına yorumlamak da doğru değildir. Zira kişinin kadına, evleneceğini söylemesi bunu, içindeki bir sır olmaktan çıkarmıştır. O halde kelimesini “Cinsi münasebette bulunmak” mânâsına almaktan başka bir yol yoktur. Bu mânâya göre de âyetin bu bölümünün izahı şöyledir: “Siz, kocalarının ölümü sebebiyle iddet bekleyen kadınlarla zina edeceğinize dair vaadleşme-yin. Onlarla ancak meşru bir şey konuşmanız müstesnadır.” Bu meşru söz de Allah tealanın mubah kıldığı imalı bir şekilde evlilik teklifidir.
Ayet-i kerimenin: “İddet bitinceye kadar nikah akdine kalkışmayın”
bölümünün harfi tercümesi şöyledir: “Kitabın belirlediği vade doluncaya kadar nikah akdi yapmaya girişmeyin.” Kur1 anı kerim, kocaları ölen kadınların iddet bekleme vadeleri olarak dört ay on gün belirlemiştir. İşte bu âyetin bu bölümü bu süreye işaret etmektedir.