sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 249. AYET-İ KERİME

TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 249. AYET-İ KERİME
08.06.2024
140
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

249- Talut ordusuyla birlikte ayrıldıktan sonra şöyle dedi: “Şüphesiz ki Allah sizi bir ırmakla imtihan edecektir. Kim o ırmaktan su içerse ben­den değildir. Kim ondan tatmazsa bendendir. Eliyle bir avuç alan müstes­na.” Onların pek azı hariç, hepsi ırmaktan içtiler. Talut ve kendisiyle bir­likte iman edenler, ırmağı geçtikten sonra: “Bugün Calut ve askerleriyle savaşmaya gücümüz yoktur.” dediler. İçlerinden, Allaha kesinlikle kavuşacaklarına inananlar da: “Nice az topluluklar vardır ki nice çok sayıdaki topluluklara, Allanın izniyle galip gelmişlerdir. Allah, sabredenlerle bera­berdir.” dediler.

İsrailloğulları, Peygamberlerinin kendilerine söylediği sözlere inandılar. Allahın Talutu kendilerine gönderdiğini kabul ettiler ve onun emirlerine boyun eğdiler. Talut da seksen bin savaşçıdan meydana gelen ordusunu düzenleyip Kudüsten ayrılınca şöyle dedi: “Allah, kendisine nasıl itaat edeceğinizi ortaya çıkarmak için sizleri bir ırmakla imtihan edecektir. Sizden kim o ırmağın suyun­dan içerse o benim ordumdan ve bana itaat edenlerden değildir. Kim de bu ır­mağın suyundan tatmazsa o benim ordumdandır ve bana itaat edenlerdendir. Ancak eliyle tek bir avuç alıp içenler hariç. Bunlar bendendir.” Fakat onlardan pek azı hariç, hepsi ırmaktan içtiler. Çok içenler daha fazla susadı, emre uyarak tek avuç içenlerin ise susuzluğu gitti. Talut, kendisiyle beraber olan inanmış as­kerleriyle birlikte ırmağı geçince askerleri ona şöyle dediler: “Calut ve ordusuna karşı savaşmaya bizim gücümüz yetmez Allah’ın huzuruna kesinlikle çıkacakla­rına ve sonunda mutlak Allaha döneceklerine inanlar ise şöyle dediler: “Nice az topluluklar vardır ki Allahın izni va takdiriyle nice çok sayıdaki topluluklara ga­lip gelmişlerdir. Allah, yardımı ve zafer nasib etmesiyle, sabredenlerle beraber­dir.

Âyet-i kerimede Talutun ordusuyla birlikte ayrıldığı zikredilmekledir. İsrailoğullan, Talutun gerçekten hükümdar olduğuna inamca içlerinden hasta, yaşlı ve savaşmaya gücü yetmeyen özürlüleri dışında hep birlikte Talutun ordu­suna katılmışlardır. Bu ordunun sayısının seksen bin savaşçıya ulaştığı rivayet edilmektedir. Allah teaîa, çok sayıda olan bu orduyu susuzluğa düşürdükten sonra onlan bir nehire rastlatarak imtihan etmiş ve onları Taluta tanıtmıştır. Bu nehirin hangi nehir olduğu hakkında miifessirler iki görüş zikretmişlerdir.

a- Reb’ b. Enes, Katade ve Abdullah b. Abbastan nakledilen bir görüşe göre bu nehir, Ürdün ile Filistin arasında bulunan, suyu tatlı bir nehirdir.

b- Yine Abdullah b. Abbas ve Süddiden nakledilen diğer bir görüşe göre bu nehir Filistin nehridir.

Talut ordusuna bu nehirden su içmemeyi emretmiş ancak bir avuç içmeye müsaade etmiştir. Fakat ordusundan pek az kimseler hariç diğerlerinin hepsi bu nehirden su içmiş ve Talutun emrine karşı gelerek imtihanı kaybetmişlerdir. Bu nehirden hiç su içmeyenler veya sadece bir avuç içip fazla içmeyenler, gerçek­ten iman etmiş olan kişilerdi. Kâfir ve münafıklar ise orada bolca su içiyorlar buna rağmen suya kanmıyorlardı.

Ayet-i kerimede Talutun ve ona iman edenlerin, nehri geçtikleri zikredil­mektedir. Müfessirler, Talutla birlikte nehiri geçen İnsanların sayısının ve “Bugün Biz Caluta ve ordusuna güç yetiremeyiz.” diyenlerin sayısının ne kadar ol­duğu hakkında farklı görüşler zikretmişlerdir.

a- Berab. Âzib, Katade ve Rebi’ b. Enese göre, Talutla birlikte nehirden sadece iman eden insanlar geçmişlerdir. Ve sayıları da Bedir savaşına katılan sahabilerin sayısı kadardır. Yani, üç yüz on kişidir.

Ebu İshak diyor ki:

“Ben, Bera b. Âzibin şunu söylediğini işittim.” “Ben Muhammed (s.a.v.)’in Bedir savaşını gören sahabilerinden işittim ki onların sayıları Talutla birlikte nehri geçen Talutun arkadaşlarının sayısı kadarmış. Bu sayı üç yüz oh küsur imiş.

b- Süddi ve Abdullah b. Abbastan nakledilen diğer bir görüşe göre, Ta­lutla birlikte nehirden dört bin kişi geçmiş ancak, Cakıtu ve ordusunu gördükten sonra, kâfir ve münafıklar, Talulun ordusundan ayrılmışlar geride sadece, Bedir savaşma katılan müminlerin sayısı kadar samimi müslüman kalmıştır.

Taberi, bu son görüşü tercih etmiş. Talutla beraber müminlerle birlikte bir kısım kâfirlerin de nehirden geçtiklerini ve bu kâfirlerin Calütuıı ordusunu gördükten sonra Taluttan ayrılıp onu müminlerle birlikte, düşmanın karşısında bıraktıklarını söylemiştir. Zira, nehiri geçen insanlardan bir kısmı “Bugün Calut ve askerleriyle savaşmaya gücümüz yoktur.” demişlerdir. Bunların, mümin kişi­ler oynadıkları muhakkaktır. Çünkü, diğer bir kısım insanlar da “Nice az toplu­luklar vardır ki nice çok sayıdaki topluluklara Allahın izniyle galip gelmişler­dir.” demişlerdir. Bunlar da, âyette de belirtildiği gibi, mümin kimselerdir. Fa­kat Allah Teâlâ, âyette sadece mümin kimselerin ırmaktan geçtiğini belirt mistir. Çünkü gerçekte Talutla beraber kalanlar sadece onlar olmuşlardır. Diğerleri ise ayni ip gitmişlerdir. Bununla birlikte müfessirler, âyet-i kerimede zikredilen şu iki fırkanın da mümin mi yoksa birinin mümin diğerinin kâfir mi olduğu husu­sunda iki görüş zikretmişlerdir. Bu fırkalar, âyetin şu bölümünde zikredilenler­dir. “Calut ve ordusuyla savaşmaya gücümüz yoktur” diyen fırka ve “Nice az topluluklar vardır ki nice çok sayıdaki topluluklara Allahın izniyle galip gelmişlerdir.” diyen fırkadır. Daha önce de belirtildiği gibi, Süddi, Abdullah b. Abbas ve İbn-i Cüreyce göre bu fırkalardan birincisi, nehiri geçen kâfir ve münafık olan fırkadır. İkinci fırka ise yine nehiri geçen samimi müminlerdir. Fakat Kata­de ve İbn-i Zeyde göre bu iki fırka da aslında nehirden çok az su içen ve Talutla birlikte orayı geçen mümin fırkalardır. Ancak bu mümin fırkalardan birinci ola­rak zikredilenler imanları zayıf olanlardır. İkincileri ise imanları güçlü olanlar­dır. Zira müminlerin bir kısmının diğerlerinden daha azimli ve daha kararlı ol-malan mümkündür.

Taberi, daha önce de beyan edildiği gibi, Abdullah b. Abbas, Süddi ve İbn-i Cüreycden nakledilen birinci görüşü tercih etmiş ve bu fırkalardan birinin kâfir diğerinin mümin olduğunu söylemiştir.

İbn-i Abbas diyor ki: Bu ırmak Ürdün ile Filistin arasında bulunan, suyu tatlı ve güzel bir ırmaktır. Talutun ordusu susuzluktan şikayet etmiş o da onlara yukarıda geçen cevabı vermiştir.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.