TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 34. AYET
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.
34- Yine bir zamanlar meleklere: “Âdeme secde edin.” demiştik, bunun üzerine onlar Âdeme secde ettiler. İblis hariç, O diretti, büyüklük tasladı ve kâfirlerden oldu.
Yine bir zaman meleklerimin, Âdeme secde etmelerini istedim. Melekle-nn hepsi Ademe secde ettiler. Fakat İblis ona secde etmekten çekindi. Bana itaat etmekten kibirlendi ve nimetime nankörlük edenlerden oldu.
Taberi bu âyet-i kerimenin önceki âyetlerle irtibatını şöyle izah etmiştir: Allah teala, Resulullah’ın hicret ettiği Medine’nin çevresinde yaşayan Yahudilere ve onların atalarına verdiği nimetleri hatırlatmakta, onlara demektedir ki: “Yeryüzünde yarattığım bütün şeyleri sizin faydalanmanıza tahsis ederek, atanız Âdemi yeryüzünde halife yapıp onu üstün kılarak ve bütün melekleri ona sccüc ettirip onu yücelterek size ve atanıza lütfettiğim nimetleri hatırlayın. Böylece azgınlık ve sapıklıkta inat etmekten vaz geçin, kurtuluş yoluna yönelin. Aksi takdirde sizler de İblis gibi, Allah’ın cezasına çarptırılırsınız
Meleklerin âdeme secde etmeleri, ona ibadet için değil saygı göstermeleri ve Allah’ın emrine itaat etmeleri içindir.
Buradaki “İblis” kelimesi “İblas” kelimesinden türetilliş bir kelimedir. “Hayırdan., pişmanlıktan ve üznütüden kesilmiş, hayırı olmayan” anlamına gelir. İblisin meleklerden olup olmadıağı hususunda ihtilaf edilmiştir. İhtilaf edilen çeşitli görüşleri şöylece özetlemek mümkündür.
a- Abdullah b. Abbas, Abdullah b. Mes’ud, diğer bazı sahabiler, Said b. el-Müseyyeb, Katade ve Muhammed b. İshak, İblisin, meleklerden birisi olduğunu söylemişlerdir. Bu hususta Dehhak, Abdullah b. Abbasın şunları söylediğini rivayet etmiştir: İblis, meleklerin kabilelerinden biri olan “Cin” kabilesin-dendir. Meleklerin bu kabilesi, vücudun gözeneklerinden nüfuz edebilecek bir ateşten yaratılmıştır. Bu kabileden olan İblis’in adı “Haris” idi. O, cennetin bekçilerinden birisi idi. Bu kabilenin haricindeki melekler ise nur’dan yaratılmışlardır. Kuran-ı kerimde zikredilen cin’ler ise, dumansız alevden yaratılmışlardır.
Tavus da Abdullah b. Abbastan şunları rivayet etmiştir: “İblis, isyan etmesinden önce meleklerdendi. İsmi “Azazil” idi. O, yeryüzü sakinierindendi. Meleklerin en çalışkan ve en bilgili idi. Onu, kibirlenmeye bu durumu sürüklemişti. Ve o, “Cin” diye adlandırılan bir kabiledendi. Ebu Mâlik ve Ebu Salih’in, Abdullah b. Abbastan, Mürrenin de Abdullah b. Mes’ud ve diğer bazı sahabiler-den naklettiklerine göre, onlar, İblis hakkında şunları söylemişlerdir: İblise dün-. ya semasının mülkü verilmişti. O, meleklerin, “Cin” diye adlandırılan bir kabi-lesindendi. Çin’lere bu adın verilmesinin sebebi de onların, cennetin bekçileri olmalarındandı. İblis, hem dünya semasının idarecisi hem de cennetin bekçilerindendi. Muhammed b. İshak da cinlere bu adın verilmesinin sebebinin, insanların gözüne görünmemeleri olduğunu söylemiştir. Bir âyet-i kerimede”… İblis hariç, O, cinlerdendi. buyurulmaktadır. Bunun mânâsı, “O meleklerdendi.” demektir. Zira melekler, görülmedikleri için onlara “Cin” denmiştir.
Bir âyet-i kerimede: “Onlar, Allah ile cinler arasında bir soy bağı kur-•dular. Şüphesiz ki cinler de o müşriklerin, Allah’ın huzuruna çıkarılacaklarını bilirler.. buyurulmaktadır. Burada “Cinler” ifadesinden de meleklerin kastedildiği muhakkaktır. Zira Kureyşliler, meleklerin, Allah’ın kızları olduklarını iddia ediyorlardı.
b- Hasan-i Basri, Şehr b. Havşeb ve İbn-i Zeyd, İblisin, meleklerden olmadığını söylemişlerdir. Bu hususta Hasan-ı Basrinin şöyle söylediği rivayet edilmektedir. ” İblis, hiçbir an meleklerden olmamıştır. Âdem insanların atası okluğ gibi o da cinlerin atasıdır. Onlar da Âdemoğulları gibi doğum yoluyla çoğalırlar. Şehr b. Havşeb ise şöyle demiştir: “İblis, meleklerin kovaladığı cinlerdendir. Bazı melekler İblisi esir edip onu göğe götürmüşlerdir. Bu hususta Abdullah b. Mes’udun şöyle dediği rivayet edilmiştir: Melekler cinlerle savaşıyorlardı. İblis, küçükken’esir alındı. O, meleklerle beraber bulunuyor ve onlarla birlikte Allah’a ibadet ediyordu. Meleklere, Âdeme secde etmeleri emredilince hepsi secde etti. İblis ise diretti. Bu nedenle Allah, “İblis hariç. Çünkü o, cinlerdendi. buyurdu.
İblisin meleklerden olmayıp Cinlerden olduğunu söyleyenler de delil olarak şunları zikretmişlerdir:
a- İblis, melkelerden olsaydı Allah tealaya isyan etmezdi. Çünkü Allah teala melekler hakkında “Allah’ın emrine karşı gelmeyen, verilen emirleri olduğu gibi yerine getiren melekler vardır. buyurmaktadır.
b- Melekler evlenmezler ve çocuk sahibi olmazlar. İblisin ise soyu vardı. Bu hususta Allah teala şöyle buyurmaktadır: “Beni bırakıp ta İblisi ve soyunu mu ortaklar ediniyorsunuz?
c- Meleklerle cinlerin yaratılış özellikleri farklıdır. Melekler nurdan yaratılmışlardır. Cinler ise ateşten yaratılmışlardır. Bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmaktadır:
“Melekler nurdan yaratılmış, cinler de saf ateşten yaratılmışlardır. Âdem is size vasfedildiği şekilde yaratılmıştır. Âyet-i kerimede de: “Allah, cinleri de dumansız saf ateşten yarattı. buyurulmaktadır. İblisin kendisi de Kur’an-ı kerimin beyanına göre, Hz. Âdeme secde etme emrine itiraz ederek” şöyle demiştir: “Ben ondan hayırlıyım. Çünkü beni ateşten onu ire çamurdan yarattm. İblis kendisini bizden daha iyi bilmektedir. Kur’an da bunun böyle olduğunu şöyle açıklamaktadır. “Cinleri de daha önce, insan vücudunun gözeneklerinden geçebilen bir ateşten yarattık.
d- Kur’an-ı Kerim, Kehf suresinde, İblisin, Cinlerden biri olduğunu açıkça beyan etmektedir. “Hani bir zaman biz meleklere: “Âdeme secde edin.” demiştik de İblisin dışında bütün melekler secde etmişlerdi. Cinlerden olan İblis ise rabbinin emrinden çıkmıştı. Bu ifade, İblisin meleklerden olmadığını açıkça göstermektedir.
Taberi, Allah tealanm, meleklerin bir kısmını nurdan, diğer bir kısmını ateşten yarattığının söylenemeyeceğini, ayrıca meleklerin nurdan yaratıldığına dair açık bir nass bulunmadığını beyan etmiş, meleklerin bir kısmının evlenip çoğalacaklarını söylemenin de onları melek olmaktan çıkarmayacağını, bu nedenle birinci görüşü tercih etmenin daha uygun olacağını söylemiştir.
Âyet-i kerimenin sonunda: “İblis hariç o diretti.” buyurulmaktadır. Bu-. un mânâsı: “İblis, Ademe secde etmemekte diretti. Allahın emrine boyun eğmeye karşı böbürlendi ve büyüklük tasladı.” demektir.
Taberi diyor ki: “Her ne kadar bu âyet-i kerime, özellikle İblisi zikrediyorsa da, Allah’ın emir ve yasaklarına, böbürlenerek boyun eğmeyen ve Allahın birbirlerine karşı, yerine getirmelerini emrettiği vazifeleri yerine getirmeyen herkesi de kapsamına almaktadır.
Allahın emirlerine boyun eğmeyen ve ona itaate teslim olmayan ve başkalarına karşı olan vazifelerini yerine getirme hükmüne razı olmayan kavimlerden biri de Yahudilerdir. Yahudiler, Resulullah’ın hicret ettiği topraklarda yaşamalarına, hahamlarının. Resulullah’ın sıfatlarını daha önceden bildirdikleri için onun hak peygamber olduğunu anlamalarına rağmen, onun Peygamberliğini kabul etmeye karşı böbürlenmişler ve sırf kıskançlıklarından dolayı Allah’ın emirlerine boyun eğmemişlerdir. İşte Allah teala, kıskanması ve kibiri yüzünden Ademe secde etmeyen İblisi bu Yahudilere örnek göstererek onların da kıskanma ve böbürlenmelerinden dolayı, Hz. Muhammedin (s.a.v.) hak Peygamber olduğunu itiraf etmediklerini bildirmnekte, onları da, İblis gibi cezalandırılmakla tehdit etmektedir.
iblis, Allah’ın kendisine verdiği, nimetlere karşı nankörlük etmiş, rabbinin emrine boyun eğmemiş, Yahudiler de kendilerine ve önceki atalarına verilen kudret helvası ve bıldırcın eti gibi çeşitli nimetlere karşı nankörlük etmişler. Hz. Muhammed’in hak Peygamber olduğunu kabullenmemişlerdir.