sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 67. AYET

TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 67. AYET
06.12.2023
287
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

67- Musa kavmine: “Allah size bir sığır kesmenizi emrediyor.” de­miş onlar da: “Bizimle alay mı ediyorsun?” demişlerdi. Musa da : “Cahil­lerden olmaktan Allah’a sığınırım” demişti.

Ey İsrailoğulları, Musa’nın, benim ahdimi bozan atlarınıza, içlerinden bi­ri öldürülüp te onun hakkında tartışmaya giriştikleri zaman, “Rabbiniz bir sığır boğazlamanızı emrediyor.” dediğini hatırlayın Onlar da: “Bizimle oynayıp eğ­leniyor musun?” demişler Musa da onlara, demişti ki: “Allah’ın emrettiklerini takdir edemeyen cahillerden olmaktan Allah’a sığınırım.”

* Hz. Musa’nın, kavmine, “Allah size bir sığır kesmenizi emrediyor.” de­mesinin sebebi, Ubeyde, Ebul Âliye ve Süddi tarafından özetle şu şekilde izah edilmiştir: Ubeyde diyor ki: “İsrailoğullarından, çocuğu olmayan bir adam bulu­nuyordu. Akrabalarından biri bu adamı öldürerek götürüp başka bir kabilenin mahallesine attı. Bu sebeple kabileler arasında fitne çıktı. Kabileler silaha sarıldılar. Bunun üzerine İsrailoğullarından, akl-ı selim sahibi olanları “İçinizde Allah’ın Peygamberi bulunduğu halde birbirinizi öldürmeye mi kalkışıyorsu­nuz? dediler. Anlaşmazlığa düşen bu kabileler Hz. Musa’ya varıp meseleyi an­lattılar. O da onlara bir sığır kesip bir parçasıyla ölüye vurmalarını söyledi. On­lar da Hz. Musa’dan, sığırın vasılları hakkında uzunca bilgiler aldıktan sonar sı­ğın, ağırlığınca altın vererek satın aldılar. Onu kesip bir parçasıyla ölüye vurun­ca ölü dirildi ve katilin kim olduğunu onlara söyledi. Şayet onlar herhangi bir soru yöneltmeden rastgele bir sığır kesip bu işi yapmış olsalardı onlar için yeter­li olacaktı. Fakat onlar lüzumsuz sorular sordukları için Allah da onların yükümlülüklerini artırdı ve kesecekleri sığırın, vasıfları belli bir sığır olduğunu bildirdi. İşte bu olaydan sonra artık hiçbir katil mirasçı olamadı.

Ebul Âliye ise bu olayı şöyle izah etmiştir: İsrailoğullarının içinde çocu­ğu olmayan zengin bir adam bulunuyordu. Bu adamın, kendisine mirasçı olacak yakın bir akrabası vardı. Bu kişi, mirasını almak için o zengin adamı öldürdü ve onu götürüp bir yol kavşağına attı. Sonra da Musa’ya gidip “Akrabam öldürül­dü. Başıma büyük bir felaket geldi. Ey Allah’ın Peygamberi, senden başka onun kim tarafından öldürüldüğünü bana bildirecek kimse bulamıyorum.” dedi. Bu­nun üzerine Musa insanları çağırarak “Kim bu öldürülen adam hakkında bir şey biliyorsa Allah için onu söylesin.” dedi. İsrailoğulları bu adam hakkımla herhan­gi bir şey bilmiyorlardı. Bunun üzerine katil olan kişi Musa’ya yönelerek: “Sen, Allah’ın Peygamberisin rabbinden sor katili o bize bildirsin.” dedi. Musa sordu. Allah Teâlâ da Musa’ya: “Onlara de ki “Allah, bir sığır kesmenizi emrediyor.” di­ye vahyetti. İsrailoğulları şaşırdılar ve “Sen bizimle alay mı ediyorsun?” dediler. Musa da: “Ben, cahillerden olmaktan Allah’a sığınırım.” dedi. İsrailoğulları “Bi­zim için rabbine dua et de onun ne olduğunu bize açıklasın.” dediler. Musa: “Rabbim diyor ki “O ne yaşlı bir sığırdır ne de küçük, ikisinin ortası bir sığır­dır.” dedi. Onlar da: “Bizim için rabbine dua et de onun rengi nedir bize açıkla­sın.” dediler. Musa da dedi ki: “O, görenlerin hoşuna giden sapsarı bir sığırdır.” Onlar ise: “Bizim için rabbine dua et de onun mahiyetini bize açıklasın. Çünkü onu karıştırdık, seçemez olduk. Fakat Allah dilerse şüphesiz doğruyu buluruz.” dediler. Musa da dedi ki: “Rabbim diyor ki: “O ne tarla süren yıpranmış bir sı­ğırdır ne de ekin sulayan. Kusursuzdur. Onda alacakhk yoktur. “Bunun üzerine onlar: “İşte şimdi gerçeği bildirilin.” dediler. Ve sığırı kestiler. Az kalsın bunu yapmayacaklardı.

Ebul Âliye diyor ki: “Şayet bu topluluğa sığır kesmeleri emredildiğinde bunlar, sığırlardan herhangi birini seçip kesecek olsalardı bu yeterliydi. Fakat onlar kendi kendilerine zorluk çıkardılar. Allah da onları zorluğa soktu. Şayet bu topluluk, “Eğer Allah dilerse şüphesiz doğruyu buluruz” demeseydiler, ke­silmesi emredilen sığın hiçbir zaman bulamazlardı.

Yine Ebul Âliye diyor ki: “Bize ulaşan haberlere göre bu kavim, vasıfları belirtilen bu sığın ancak, yanında yetimler bulunan bir ihtiyar kadında buldular. O sığır bu kavim için çok kıymetliydi. Kadın, onların bu sığırdan başkasını kesemeyeceklerini anlayınca onlardan sığırın değerinin iki katını istedi. Onlar Musa’ya gidip durumu anlattılar. Musa da: “Allah bunu size zor kılmamıştı. Siz ken­di kendinize zorlaştırdınız. O halde kadına razı olacağı değeri verin.” dedi. On­larda o değeri verip sığın satın aldılar. Onu kestiler. Musa onlara sığırdan bir kemik alıp öldürülen kişiye vurmalarını emretti. Onlar bunu yaptılar. Ölen kişi­nin ruhu cesedine döndü. Onlara katilin kim olduğunu söyledi ve tekrar öldü. Onlar katili yakaladılar. O kimse Musa’ya gelip şikayette bulunan kişiydi. Allah onu, kötü amellerinin karşılığı olarak cezalandırıp Öldürttü.

Süddi ise Hz. Musa’nın, İsrailoğullarına Allah Teâlâ’nın bir sığır kesmele­rini emrettiğini söylemesinin sebebini şöyle izah etmiştir. “İsrailoğulları arasın­da serveti bol ve bir de kızı bulunan bir adam vardı. Bu adamın erkek kardeşi­nin fakir bir oğlu da vardı. Gelip bundan kızını istedi. Adam kızını ona verme­di. Genç adam kızdı ve “Vallahi ben amcamı öldürüeceğim, malını alacağım ve kızıyla da evleneceğim. Ayrıca diyetini de alıp yiyeceğim.” dedi. Bu genç bir gün amcasına gidip” Amca taşradan tüccarlar geldi. Haydi beraber gidelim de o tüccarlardan bana mal al. Belki o mallan satar da kâr ederim. Çünkü onlar seni görünce bana kolaylıkla mal verirler.” dedi. Amcasıyla beraber geceleyin yola çıktılar. Genç yeğen yolda karanlıktan istifade ederek amcasını öldürdü ve evine döndü. Sabah olunca da amcasını arıyormuş gibi yaparak onun evine gitti. Hal­kın, amcasının cesedinin başında toplandığını gördü ve şöyle dedi: “Amcamı siz öldürdünüz bana diyetini vereceksiniz. Sonra ağlamaya başladı. Başına toprak­ları saçıyor ve “Vah amcacığım.” diye bağırıyordu. Sonra bu genç orada bulu­nanları Hz. Musa’ya şikayet etti. Hz. Musa da onların diyet ödemelerine hüküm verdi, onlar da “Ey Allah’ın Peygamberi, rabbine dua et de bu gence katilin kim olduğunu bildirsin. O da cinayeti işleyeni suçlasın. Allah’a yemin olsun ki onun diyeti bizim için kolay bir şeydir. Fakat, biz böyle bir cinayeti işlemekle itham edilmekten utanıyoruz.” dediler. Hz. Musa da onlara: “Allah size bir sığır kesmenizi emrediyor” dedi. Onlar da “Biz senden katilin kim olduğunu soruyoruz sen ise bize sığır kesmemizi emrediyorsun. Sen bizimle alay mı ediyorsun?” dediler. Musa’da onlara: “Ben alay eden cahillerden olmaktan Allah’a sığınırım.” dedi.

Süddi devamla diyor ki: “Abdullah b. Abbas demiştir ki: “Şayet onlar herhangi bir sığın bulup kesmiş olsalardı onlar için yeterliydi. Fakat onlar kendi kendilerini zora koştular, Musa’ya karşı inatlaştılar. Allah da onları zorluğa düşürdü. Sığırın bütün vasıfları belirtildikten sonra İsrailoğulları onu araştırmaya başladılar. Fakat onu bir türlü bulamıyorlardı. İsrailoğullarının içinde, babasına çok itaat eden, çok iyilikte bulunan bir kimse vardı, bir gün bu şahsın yanından, inci satan bir adam geçiyordu. Ondan inci satın almak istedi. Fakat kasanın anahtarı babasının yastığının altındaydı. O sırada babası da uyuyordu. İnci satan adam, incilerini yetmiş bine satacağını söyledi. Genç adam ona, babasını uyandırmamak için “Babam uyanıncaya kadar bekle onları seksen bine alayım.” de­di. Satışı hemen yapmak isteyen inci tüccarı “Babanı uyandır altmış bine sata­yım” dedi. Genç: “Bekle uyansın doksan bine alayım.” dedi. Böylece tüccar de­vamlı fiyatı indirdi genç ise artırdı. Bu şekilde tüccar otuz bine indi. Gençte yüz bine çıktı. Tüccar daha fazla ısrar edince genç “Vallahi senden hiçbir şey satın almam.” dedi ve babasını uyandırmamakta direndi.

Allah Teâlâ, babasına itaatkâr olan bu gence, satın alamadığı incilere kar­şılık, İsrailoğullarına vasıfları anlatılan sığın nasib etmişti. Sığırı araştıran îsraîloğulları gencin yanından geçerken o sığın gördüler. Ona, kendisine başka bir sığır vermeleri karşılığında o sığırı kendilerine vermesini istediler. Genç bunu kabul etmedi. Ona iki sığır verdiler yine kabul etmedi. Sayıyı sürekli artırdılar. Nihayet on sığıra ulaştılar genç yine vermedi. Bunun üzerine İsrailoğulları “Vallahi biz bu sığırı sende bırakmayız. Bunu mutlaka alacağız, dediler ve o genç adamı alıp Hz. Musa’ya götürdüler. Hz. Musa’ya dediler ki: “Ey Allah’ın Peygamberi, biz sığırı bu gencin yanında bulduk. O sığın bize vermemekte di­reniyor. Hâlbuki biz ona öyle bir fiyat verdik ki o bu sığın bize vermeliydi.”

Hz. Musa o gence “Sığırını onlara ver.” dedi. Genç: “Ey Allah’ın pey­gamberi, malımda tasarrufta bulunmaya ben daha layıktm.” dedi. Hz. Musa “Haklısın.” dedi ve İsrailoğullarına: “Bu arkadaşınızı razı edin.” dedi. İsrailoğulları o gence, sığının ağırlığınca altın teklif ettiler. Genç vermemekte diretti, on­lar da artırmaya devam ettiler. Nihayet sığının ağırlanın on katı altın verdiler. Genç te sığırı vermeye razı oldu. Ve onlara sattı parasını aldı. Hz. Musa, İsrailo­ğullarına “Onu kesin” dedi. İsrailoğulları sığırı kestiler. Hz. Musa onlara “Sığırın bir parçasıyla Ölüye vurun.” dedi. Onlar da sığırın iki omuzu arasından aldık­ları bir parçayla ölüye vurdular. Adam dirildi. Ona “Seni kim Öldürdü?” diye sordular. O da: “Beni kardeşimin oğlu öldürdü. O düşünmüş ki ben bunu öldü­reyim, malını alayım, kızıyla da evleneyim.” dedi. Bunun üzerine o kişiyi yaka­layıp öldürdüler.

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.