sohbetlerözlü sözleryazarlarmakalelervideolartefsir derslerikavram derslerimedaricus salikin

TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 72. AYET

TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA BAKARA SURESİ 72. AYET
11.12.2023
301
A+
A-

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

Hamd kendisinden başka ilah olmayan, mutlak manada tek güç ve kudret sahibi olan Allah(Celle Celaluhu)’a mahsustur. Salat ve selam tüm peygamberlerin ve onları takip eden tabilerinin üzerine olsun.

72- Hani sizi bir adam öldürmüş ve aranızda tartışmış da suçu birbi­rinizin üstüne atmıştınız. Halbuki Allah, gizlemekte olduğunuzu ortaya çı­karır.

Ey İsrailoğulları siz bir adam öldürmüş sonra da onu öldürme suçunu birbirinizin üstüne atmıştınız. Her gurup, katilin kendisinden olmadığını savunuyordu. Halbuki Allah, öldürdüğünüz kişinin meselesini ortaya çıkarıcıdır.

* Mücahid, İbn-i Cüreyc, İbn-i Zeyd ve Katade, öldürülen kişiyi kimin öldürdüğü hakkında İsrailoğullarının birbirleriyle ihtilafa düştüklerini, âyet-i kerimenin de onların bu ihtilafını beyan ettiğini söylemişlerdir. Daha önceki âyetlerde, öldürülenin, kim tarafından ve nasıl öldürüldüğü, zikredilen rivayet­lerden nakledilmiştir.

Abdullah b. Abbas, Muhammed b. Kâ’b el-Kurezi ve Muhammed b. Kays, öldürülen kişi hakkında ihtilaf eden İsrailoğullarına dair şu rivayetleri de zikretmişlerdir.

Abdullah b. Abbas diyor ki: “Hz. Musa’nın döneminde, İsrailoğullarından malı çok olan ihtiyar bir zat vardı. Bunun fakir yeğenleri vardı. İhtiyarın çocuğu yoktu. Öldükten sonra kendisine kardeşinin oğulları mirasçı olacaktı. Bunlar: “Keşke amcamız ölse de kendisine mirasçı olsak” diyorlardı. Amcaları uzun sü­re yaşayınca Şeytan onlara gidip şu vesveseyi verdi: “Siz amcanızı öldürüp malına mirasçı olsanız ve yabancı bir şehre götürerek te oranın halkından diyetini alsanız nasıl olur.” O dönemde bir insan öldürülür de mevcut olan iki şehirden hangisinde bulunursa diyeti o şehrin halkı ödermiş. İki şehrin arasında buluna­cak olursa mesafe ölçülür, ceset hangi şehre daha yakınsa diyeti o şehir öder­miş. Amcaları uzun süre yaşayınca yeğenleri, Şeytanın vesvesesine kapılmışlar ve amcalarını öldürüp diğer şehre götürmüşler ve oraya bırakmışlardır. Sabah olunca da amcalarını öldüren bu yeğenler, o şehir halkına gidip “Amcamız sizin şehrin kapısında öldürülmüş, Allah’a yemin olsun ki onun diyetini bize Ödeyeceksiniz.” demişlerdir. Şehir halkı: “Allah’a yemin ederiz ki biz onu Öldürme­dik, onu öldüreni de bilmiyoruz. Şehrimizin kapısını kapadıktan sonra sabaha kadar da hiç açmadık.” demişlerdir. Bunun üzerine iki taraf ta Hz. Musa’ya başvurmuşlardır. Öldürülen adamın yeğenleri: “Biz amcamızı bunların şehirlerinin kapısında Ölü olarak bulduk.” demişler, şehir halkı ise “Allaha yemin olsun ki biz onu öldürmedik, şehrin kapısını akşamleyin kilitledikten sonra sabaha kadar hiç açmadık.” demişlerdir. îşte bunun üzerine Cebrail (a.s.) her şeyi işiten ve bilen Allah Teâlâ’nın Hz. Musa’ya “Onlara de ki “Allah size bir sığır kesmenizi ve onun bir parçasıyla ölüye vurmanızı emrediyor.” âyetini getirmiştir.

Muhammed b. Kâ’ b el-Kurezi ve Muhammed b. Kays ise, öldürülen kişi hakkında İsrailoğullarının ihtilafa düşmelerini şöyle nakletmişlerdir: “Torunlara ayrılan İsrailoğullarından bir torun, insanlar arasında çokça şerrin yayıldığını görünce, kendilerine mahsus bir şehir kurmuşlar ve insanlardan uzaklaşmışlar­dır. Bunlar akşam olunca orada yaşayan herkesi şehrin içine topluyor kapılarını kapatıyorlarmış. Sabah olunca da reisleri şehri kontrol ediyor, herhangi bir şey görmeyince kapıyı açıyor ve insanları akşama kadar serbest bırakıyormuş. Böylece bu insanlar gidip başka yerlerdeki insanlarla alış veriş vb. münasebetlerde bulunuyorlarmış. Bu dönemde İsrailoğullarının içinde, malı çok olan ve karde­şinin oğlundan başka da mirasçısı bulunmayan bir kimse varmış. Adam uzun müddet yaşamış. Kardeşinin oğlu da, bir an evvel mirasını elde etmek için onu öldürmüş ve götürüp adı geçen şehrin kapısına atmıştır. Kendisi ve arkadaşları şehrin kapısına gizlenmişlerdir. Şehrin reisi, şehrin içinde herhangi bir durum olmadığını öğrendikten sonra şehrin kapısını açmıştır. Kapının Önünde bir kişi­nin Öldürüldüğünü görünce de kapıyı kapatmıştır. Bunun üzerine öldürülen ada­mın kardeşinin oğlu ve arkadaşları: “Dur bakalım onu hem öldürdünüz hem de kapıyı kapatıyorsunuz.” demişlerdir.

Bu sırada çokça cinayetler işleniyor Hz. Musa da şehirlerinde cinayet iş­lenen insanları cezalandırıyordu. Bu yüzden öldürülen kişinin kardeşinin oğlu ile şehir halkı arasında neredeyse savaş çıkacaktı. Her iki tarafta silahlarını ku­şandılar fakat sonra savsamaktan vazgeçip Hz. Musa’ya başvurdular. Durumu anlattılar. Öldürülen kişinin yeğenleri: “Ey Allah’ın Resulü, bunlar amcamızı öl­dürdüler sonra da kapıyı kapattılar.” dediler. Şehir halkı ise : “Ey Allah’ın Resulü, sen bizim, insanlardan ayrılıp özel bir şehir kurduğumuzu biliyorsun. Sen bizim, şerli insanlardan uzak durduğumuzu görüyorsun. Biz o kişiyi ne öldür­dük ne de Öldüreni biliyoruz.” dediler. Bunun üzerine Allah Teâlâ, bir sığır kesip parçasıyla ölüye vurmalarını emretti. Hz. Musa da onlara: “Allah size bir sığır kesmenizi emrediyor.” dedi.

Ubeyde es-Selmani ve İbn-i Zeyd de İsrailoğullarının, öldürülen kişi hak­kındaki ihtilafları hususunda benzeri görüşler zikretmişlerdir.

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.