TABERİ (RH.A)’NİN BAKIŞ AÇISIYLA ENAM SURESİ 126. VE 130. AYETLER
126- İşte rabbinin doğru yolu budur. Şüphesiz biz, hatırlayıp ibret alan bir kavim için âyetleri geniş bir şekilde açıkladık.
Rabbinin, kullan için seçtiği din işte budur. Dosdoğrudur. Bunda hiçbir eğrilik yoktur. Biz, âyet ve delillerimizi, düşünüp ibret alan bir topluluk için açıkladık.
Âyet-i Kerimede: “Hatırlayıp ibret alan bir kavim” zikredilmektedir. Çünkü Hakkı bâtıldan, gerçeği gerçek olmayandan ayıracak olanlar bu kavimden olanlardır.
Peygamber efendimiz (s.a.v.) bir Hadis-i Şerifinde şöyle buyuruyor:
“Bu Kıır’an, Allahın sağlam bir ipidir, hikmet dolu bir zikirdir. Ve dosdoğru bir yoldur. [1][167]
127- Rablerinin katında onlara güven yurdu olan Cennet vardır. Yaptıkları iyi amelden dolayı, Allah onların dostudur.
Allahın âyetlerini düşünen, onlardan ibret alan, onların ifade ettikleri mânâların inceliklerine inen o topluluk için, rableri katında. Selamet yurdu olan Cennet vardır. Allah, yapmış oldukları amellerden dolayı onların dostudur. [2][168]
128- Allah onların hepsini bir araya topladığı gün, cinlere: “Ey Cin topluluğu, insanların çoğunu yoldan çıkardınız.” der. İnsanlardan, Cinlerin dostu olanlar da şöyle derler: “Rabbimiz, biz birbirimizden faydalandık. Nihayet bize tayin ettiğin vademize ulaştık.” Allah da: “Sizin durağınız Cehennemdir. Orada Allahın dilemesi müstesna, ebedî olarak kalacaksınız.” der. Şüphesiz rabbin, hüküm ve hikmet sahibidir, herşeyi çok iyi bilendir.
Allah, kıyamet gününde müşrikleri, dostları olan Cin şeytanlarıyla bir araya topladığı zaman onlara: “Ey Cin topluluğu, şüphesiz ki insanlardan birçoğunu saptırdınız.” diyecektir. Cinlerin, insanlardan olan dostlun ise şöyle derler: “Ey rabbimiz, dünyada biz birbirimizden faydalandık ve senin, ölümümüz için tayin ettiğin vakte ulaştık. “Allah da onlara: “Sizin vanp kalacağınız yer Cehennem ateşidir, orada ebedi olarak kalacaksınız. Allahmdilemiş olduğu süre hariç. O da kabirlerinizden çırıp Cehennem ateşine varacağınız zamandır.” der. Şüphesiz ki rabbin, yaratıklarının işlerini zevk ve idare etmekte hüküm ve hikmet sahibidir ve onları çok iyi bilmektedir.
Ayet-ı Kerimede geçen “Birbirimizden faydalandık.” ifadesinden maksat, Şeytanların, insanlara şehvani şeyleri süslü göstermeleri ve haramları yaldızlamalarıdır. Şeytanların insanlardan faydalanmaları ise, insanların kendilerine itaat etmeleri, sözlerini dinlemeleri ve şeytanların, insanları sevk ve idare-denler haline gelmeleridir. [3][169]
129- İşte biz böylece, kazandıkları günahlardım dolayı zalimlerin bir kısmını, diğer bir kısmının başına dikeriz.
İnsanların zarara uğrayanlarını, kemlilerini aldatan Cin taifesiyle dostlar kıldığımız gibi, zalimleri de zulüm ve azgınlıklarının’cezası olarak birbirlerine musallat ederiz. Onları birbirleriyle helak eder ve onlan birbirine düşürerek intikam alırız.
Diğer bir âyet-i kerimede de şöyle buyuruluyor: “Kim, rahman olan Al-Uthf anmaktan yüzçevîrirse, biz ona. bir şeytan musallat ederiz. Artık o şeytan her zaman onunla beraberdir. [4][170]
130- “Ey Cin ve insan topluluğu, içinizden size âyetlerimi okuyan ve sizi, bugününüze kavuşacağınız hususunda uyaran Peygamberler gelmedi mi? Onlar: “Kendi aleyhimize şahidiz” derler. Dünya hayatı onları aldattı ve kendi aleyhlerine, kâfir olduklarına dair .şahitlik ettiler.
Allah teala, kıyamet gününde cin ve insanların kafirlerini bir araya toplayarak onları kınamak için şöyle buyuracaktır: “Ey Cin ve İnsan topluluğu, size içinizden, âyetlerimi anlatan ve sizi bugünle karşılaşacağınız hususunda uyaran Peygamberler gelmedi mi? Yaptıklarınızın yanlış olduğuna dair sizi uyarmadı mı’.’ A) ııı şekilde devam ettiğiniz takdirde azabımla karşılaşacağınızı sizlere bil-dirmed ler mi de hiç düşünüp ibret almadınız bı?
Hu iki topluluktan kâfirler şu cevabı vereceklerdir: “Evet, Peygamberlerinin bize gelip senin emir ve yasaklanın tebliğ ettiklerini itiraf ediyor ve kendi aleyhin.ize şahitlik yapıyoruz”
I vet, bunları dünya hayatının süsleri aldatmıştır. Bunlar, kendi aleyhlerine, kâfi. oldukianna dair şahitlik etmiş olacaklar ve suçlanın itiraf edeceklerdir.
Müfessirler, cinlere bizzat kendilerinden Peygamberler gönderilip gönderilmediği hususunda iki görüş zikretmişlerdir.
- a) Dehhaka göre, insanlara, insanlardan Peygamberler gönderildiği gibi Cinlere de cinlerden Peygamberler gönderilmiştir. Çünkü bu âyet-i kerimede “Ey cin ve insan topluluğu, içinizden size, âyetlerimi okuyan ve sizi, bu gününüze kavuşacağınız hususunda uyaran, Peygamberler gelmedi mi?” buyurul-:nuş, onlar da geldiğini itiraf etmişlerdir.
- b) İbn-i Cüreyce göre ise cinlere cinlerden peygamberle(gönderilmemiş-ti . Çtnkü Allah teala, cin taifesinden hiçbir peygamber göndermemiştir. Ancak ci.ilere. insar,!ara gönderilen peygamberler tarafından vazifelendirilen uyarıcılar gifnişt.r. Bunlar Kuranı işittikten sonra gidip kavimlerini uyarmışlardır. Bu iye tt\ cinlerden de Peygamberler gönderildiği zannına kapılmak mümkün ise . i aslıncuı onlardan peygamber gönderilmemiş, cin ve insan taifelerinin birin-tK n, ,ıer it i topluluğa da Peygamber gönderilmiş, bu nedenle cin ve insan birlikte ‘.ik:edilmi§tir. [5][171]